Basın Bildirisi: Mimar Sinan’ı Saygıyla Anıyoruz

Yazar- MO İstanbul 9 Nisan 2020 Perşembe

Büyük Usta Mimar Sinan’ı ölümünün 432. yılında saygıyla anmaktayız.

Anadolu topraklarından yetişen ve üç padişah döneminde “Baş Mimar” olan bu usta mimarın yapıtlarında, onu haklı çıkarabilecek pek çok mimarlık kuram ve pratiğine rastlamak olasıdır. Burada söylenmesi gereken en önemli olgu ise Mimar Sinan’ın, yapıtlarında, yaşadığı yer olan Anadolu topraklarında katmanlaşmış uygarlık yapı sanatlarının bir sentezini ya da bileşkesini daima bize sunmasıdır. Yapıtlarında ortaya koyduğu mekânsal şekillenme ve bununla iç içe kurgulanmış teknik buluşlar, Sinan’ın en önemli özellikleridir. Onun özgün yaklaşımları, sadece dönemine özgü teknik yenilikler ya da strüktürel buluşlar değildir. Sinan, aynı zamanda Anadolu topraklarındaki yapı sanatı içinde bulunan örtülü yapı sembolizmini keşfeden, onları yeni ve “bireşimsel” bir çaba ile yeniden bir bina içerisinde yorumlayarak toplumuna sunan önemli bir mimardır. Usta’nın bir başka ve en önemli özelliklerinden birisi de; yapıtlarının, bulunduğu bağlamla kurduğu ilişkinin yetkinliğidir. Mimari üretim süreci sonunda ortaya koyduğu yapıtlar, her bir noktasıyla ayrı bir haz verir ve bu niteliğiyle kendisini ölümsüz kılar.

Mimar Sinan, çağdaşları olan Mikelanjelo ve Leonardo gibi, bulunduğu toprakların geçmişten gelen yapı sanatını kendi çağının koşulları içinde yeniden yorumlamış; yapıtları Anadolu’nun dışında, Balkanlardan Hindistan’a kadar uzanmıştır. Bu geniş alan içerisinde yüzlerce yapıt ortaya koyan Sinan’ın çabası sadece bir meslek örgütü ile gerçekleşmiştir. “Hassa Mimarlar Ocağı”, Sinan’ın gerek yaşadığı dönemde, gerekse de öldükten sonra yapıtlarının bu coğrafyada yaygınlaşmasını sağlamış, onun mimari kimliğini evrensel düzeye taşımıştır. Yapıtlarının gerek Anadolu’da, gerekse de diğer coğrafyalarda yaygınlaşmasında, o döneme ait örgütlü bir meslek kuruluşunun varlığının önemi büyüktür.

Bugün toplum olarak Sinan’ın eserlerini korumak, bizden sonraki nesillere iletmekle sorumlu olduğumuz gibi, onun yolunu açtığı yapı geleneğini sürdüren diğer öğrencilerinin yapıtlarını da içerecek şekilde, bu ekole ait her türlü yapıtın, bulunduğu yerde çevresiyle birlikte korunması da en önemli sorumluluğumuzdur.

Büyük Ustamızın yapıtlarının bize yeniden ışık tutması amacıyla bir kez daha ölümünün 432. yılında TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak onu saygıyla anmaktayız.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Yazar- MO İstanbul 9 Nisan 2020 Perşembe