Atatürk Havalimanı’nın yıkımı: Mahkeme bilirkişilere itibar etmedi, açtığımız davayı reddetti

Yazar- MO İstanbul 26 Nisan 2024 Cuma

Atatürk Havalimanı’nın pistlerini kırılarak yapılan “Millet Bahçesi” projesinin imar planlarının iptali istemiyle açtığımız davada mahkeme, bilirkişilerin projenin kamu yararı gözetmediği yönündeki raporuna rağmen davayı reddetti. Mahkeme, bilirkişi raporundaki projenin yapılaşma koşullarının belirsiz olduğuyla ilgili değerlendirmelerin uygulamayla ilgili olduğunu savundu ve heyetin bu tespitlerine itibar etmediğini belirtti. Bilirkişilerin hazırladığı raporda, projenin şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına, planlama tekniklerine uygun olmadığı ve kamu yararının gözetilmediği aktarılmıştı.

İstanbul 11’inci İdare Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına Nisan 2023’te teknik üniversitelerin şehir ve bölge planlama bölümlerinden akademisyenlerin hazırladığı bilirkişi raporu girmişti. Raporda, projenin sadece planlama alanını içine alan dar bir kapsamda ele alınmasının doğru olmayacağı, planların kademeli birlikteliğinin sağlanamadığı, alanda bulunan tescilli yapının sınırlarının gösterilmediği, oluşacak trafik yüküyle ilgili belirsizliğin giderilmediği, ulaşım bağlantılarının yetersiz olduğu ve yapılaşma koşullarının belirsiz olduğu tespit edilmişti.

Mahkemenin kararı

Mahkeme heyeti, davayla ilgili oybirliğiyle verdiği hükmü 29 Şubat 2024’te açıkladı. Heyet, “Atatürk Havalimanı’nın havayolu ulaşımı açısından ülkemizin bulunduğu coğrafi avantajlı konumun getirdiği potansiyeli ve günden güne artan havayolu trafiğini karşılamayacağını” belirtti. Atatürk Havalimanı’nın çevresinin tamamen yapılaşmış bir bölge olması nedeniyle herhangi bir fiziksel iyileştirme ya da genişlemeye imkân tanımadığını öne süren heyet, bu nedenle 29 Ekim 2018’de İstanbul Havalimanı’nın hizmete açıldığını aktardı.

Mahkeme heyeti, yeni havalimanının açılmasıyla atıl bir konumda kalan Atatürk Havalimanı’nın “ölü yatırım durumuna düşmemesi” ve “bu önemli kamusal yatırımın sonucunda yaratılan değerin kaybedilmemesi” için plan değişikliğinin zorunlu olduğunu savundu. Millet bahçesi projesinin kamu yararı amacıyla yapıldığını iddia eden heyet, proje için yapılan imar planı değişikliğinin yeterli teknik ve nesnel gerekçelerinin oluştuğu kanaatine vardı.

Heyet, İstanbul’un kentsel nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde açık ve yeşil alanlar ile olası bir afet durumunda halkın toplanabileceği ve acil yardımların organize edilebileceği alanlara ihtiyaç olduğunu kaydetti. Millet bahçesinin toplumun farklı kesimlerinden gelen farklı sosyo-ekonomik durumda ve rekreasyon anlayışlarına sahip kişilerin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacağını” belirten heyet, koronavirüs salgını sırasında alana kurulan hastanenin de kalıcı hale getirildiğini ifade etti.

Fuar alanın “değişik kültürlerin teknolojik özelliklerini, sosyal ekonomik çalışmalarını izleme imkanı veren, serbest rekabetin yaygınlaşmasında ve etkinlik kazanmasında önemli rol oynadığı ve ülke ekonomisine katkı sağladığını” kaydeden heyet, cami alanınsa “insanların dini vecibelerini yerine getirilmesi için planlandığını” aktardı. İmar planı değişikliğiyle İstanbul halkının kullanımı için sosyal donatı alanı oluşturulduğunu öne süren mahkeme, imar planlarında kamu yararına aykırı bir durum olmadığını savundu.

Bilirkişiler, hazırlanan imar planına göre alanda toplamda 140 bin 949 metrekare büyüklüğünde inşaat alanı ortaya çıktığını, bu büyüklükte yapılaşmanın Millet Bahçesi’nin neresinde ve nasıl gerçekleşeceğinin belirsiz olduğunu aktarmıştı. Mahkeme heyeti, bu durumun uygulama planıyla ilgili olduğunu belirterek bu tespitlere itibar etmediğini kaydetti.

Ne olmuştu?

İstanbul Atatürk Havalimanı, Nisan 2019’da İstanbul Havalimanı’ndaki hava trafiğiyle çakıştığı gerekçesiyle tarifeli uçuşlara kapatıldı, ancak pistler kargo, bakım/onarım, genel havacılık, hava taksi, iş uçuşları, devlet uçakları ile yapılan uçuşlar ve otoritenin uygun göreceği trafiklere hizmet vermeye devam etti. Ekim 2019’da Millet Bahçesi” hazırlıkları kapsamında apronda faaliyetleri sona eren tesis ve binaların yıkım işi için ihale yapıldı, Kasım ayında da yıkım başladı. O günlerde havalimanı sahasının sadece millet bahçesi olarak kullanılmayacağı, yapılaşmaya da açılacağının anlaşıldığı haberler yayınlandı. Buna göre havalimanı sahasına külliye, gençlik merkezi, müze, cami, devlet konuk evi, spor alanı, yaşam merkezi, afet toplanma alanı ve fuar yapılması planlanıyordu.

Bu gelişmeler yaşanırken, tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla mücadele gerekçesiyle Atatürk Havalimanı’ndaki maliyeti 2 milyar TL’yi bulan iki pist kırılarak pandemi hastanesi yapıldı. Hastanenin inşaatını AKP iktidarı boyunca Türkiye’de en fazla ihale alan beş şirketten biri olan Rönesans Holding yaptı. Şirkete inşaat için Avrupa Yatırım Bankası’ndan 200 milyon Euro kullandırıldı.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bu dönemde pistin kullanılamaz hale getirilmesiyle ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Hukuksuz bir kararla hapsedilen avukatımız Can Atalay 27 Mayıs 2020’de davayı açmıştı. Çok hızlı bir şekilde 12 Haziran’da sorumlular hakkında takipsizlik kararı verildi.

İnşaat sürerken kamuoyunda hastanenin pistin kullanılamaması için yapıldığı iddiaları da dile getiriliyordu. Bu iddia Ocak 2022’de dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından canlı yayında itiraf edildi. Karaosmanoğlu, aynı yayında Burası millet bahçesi olacak. Bütün İstanbula hizmet edecek” demişti. Karaismailoğlu, 9 Nisan 2022’de İstanbul Havalimanı’nda görev yapan muhabirlerle bir araya geldiği ve basın mensuplarının sorularını yanıtladığı sırada da “Atatürk Havalimanı’ndaki sıkıntıları biliyorduk zaten. Atatürk Havalimanı hikâyesi kapandı, gitti. Oranın şimdi kuzey-güney pistine Millet Bahçesi olarak işe başlanıyor” diye konuşmuştu.

Kamuoyu, bu gelişmelerden bir ay sonra 9 Mayıs 2022’de gazeteci Çiğdem Toker’in haberiyle Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Atatürk Havalimanı’na Millet Bahçesi yapılması için sessiz sedasız ihaleye çıktığını öğrendi. Pazarlık usulüyle yapılan ihaleye altı şirket davet edildi. Altı şirketten üçü 3’üncü havalimanını yapan beşli konsorsiyum” üyesi: Kolin, Mapa, Limak. Diğerleri de 3’üncü havalimanını işletmek üzere kurulan özel şirket İGA’nın üyeleri. İhalenin davet usulü yapılması Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesinin “b” bendindeki istisna hallere dayandırıldı. Yasa maddesine göre bu haller doğal afet, salgın hastalık, savaş vb. durumlar. İhale 2 milyar 127 milyon 978 bin TL’ye Yapı ve Yapı İnşaat isimli şirkete verildi.

İhalenin iptalinin istemiyle açtığımız davada İstanbul 4’üncü İdare Mahkemesi, ihalenin hukuka uygun olduğu kararına varmıştı. Hiçbir bilirkişi incelemesi veya bilimsel rapora dayanmayan kararda, “inşaat alanında konvansiyonel kalıp sistemi kullanıldığından, sosyal donatı inşaatları, genel altyapı, peyzaj düzenlemesi ve rekreasyon alanı yapımı işlerini kapsadığından işin yapım tekniği açısından özellik arz ettiği” belirtilmişti. Danıştay, Mayıs 2023’te bu kararı bozmuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 15 Mayıs 2022’de Atatürk Havalimanı’nın yıkılacağını ve 132 bin ağaçla Türkiye’nin en büyük Millet Bahçesi yapılacağını açıkladı. Bir gün sonra da havalimanına iş makineleri girdi ve yıkım başladı.

Ekim 2023’e gelindiğinde Millet Bahçesi” yapılması amacıyla pistleri kırılan Atatürk Havalimanı’nda devam eden inşaat faaliyetlerle ilgili ruhsat alınmadığı ortaya çıktı. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Bakırköy Belediye Başkanlığı sorumluluğunda devam eden ruhsatsız ve kaçak inşaatlar nedeniyle görevlerini ihmal eden ve görevlerini kötüye kullanan ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Yazar- MO İstanbul 26 Nisan 2024 Cuma