Akbelen ve Ormanlarımızı Korumaya Çağrı
Ülkemizde doğa ve kültür değerlerini sermaye birikim aracı olarak gören ve ranta dönüştürmeyi hedefleyen ekonomi politikaları acımasız ve kuralsız bir şekilde yürütülmekte; yaşam alanları yok edilmektedir.
Tabiat varlıkları, koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar, kışlaklar ve çevre rant alanı haline getirilmiştir. Anayasa ile koruma altına alınan, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam ve mülkiyet hakları yok sayılmakta, doğal ve yapılı yaşam çevrelerine el konmaktadır.
Kazdağları’nda, Artvin Cerattepe ve Murgul’da, Ordu Fatsa’da, Rize İkizdere’de yaşam kaynaklarını yok ederek ekolojik yıkıma neden olan madencilik faaliyetleri; kültürel ve doğal miras alanı tarihi Hasankeyf’i sular altında bırakan Ilısu Barajı, Samsun Çarşamba Ovası’ndaki kaçak Biyokütle Enerji Santralı (BES), Antalya Olympos Antik Kenti koruma güvencelerini ortadan kaldıran sit değişikliği, Salda Gölü’nde doğal dokuyu tahrip eden Millet Bahçesi projesi, Hevsel Bahçeleri, Munzur Dağları, yaylalar ve kıyıları yapılaşmaya açılarak betonlaştırılan Karadeniz Sahil Yolu, DOKAP ve Yeşil Yol projeleri, heyelan ve sellere, bulunduğu alanda ağaç kesimine neden olan Hidroelektrik Santraller (HES) yoluyla ülkemizin dört bir yanında doğa ve çevre katliamı devam etmektedir.
Akbelen’de yaşananlar bir çevre katliamı ve insanlık suçudur.
İkizköy-Akbelen ormanları, yerüstü ve yeraltı su kaynakları, endemik bitki ve hayvan türleri, gen kaynakları ve koruma alanları ile önemli orman ekosistemlerinden birisidir ve doğal, tarihsel ve kültürel değerleri açısından bir insanlık mirasıdır.
Muğla’nın biyolojik çeşitliliği, karasal ve su ekosistemleri, özellikli alanların korunması ve gelecek nesillere aktarılması için 2022 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından rapor hazırlanmıştır. Rapora göre Akdeniz ve Ege arasında geçiş bölgesi olan alandaki özel koşullar, zengin biyolojik çeşitlilik ve endemik pek çok türün yaşam alanını oluşturmaktadır.
Bölgedeki orman alanlarında ve su havzalarındaki maden faaliyetleri sonucunda oluşacak tahribat; coğrafyanın değişmesine, başka bir yerde yaşaması mümkün olmayan özgün bitki ve canlı türlerinin yok olmasına, insan sağlığının olumsuz etkilenmesine ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır.
Aynı zamanda aktif fay hatlarının bulunduğu bölgede, maden işletmelerinin bulunduğu alanlarda meydana gelecek olası depremler, yırtılmalara ve yüzey kırıklarına neden olacak; oluşacak kimyasal sızıntılar ve ağır metalli tozlar doğaya yayılacaktır.
Akbelen’de ve tüm ormanlarımızda sürdürülen ekolojik yıkım acilen durdurulmalıdır.
Muğla İl sınırları içinde, Milas İlçesine bağlı Işıkdere ve Karadam mezralarından oluşan bir köy olan İkizköy 2012 yılında büyükşehir yasasıyla birlikte mahalleye dönüştürülmüştür.
2013 yılında Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri özelleştirme kapsamına alınarak satılmıştır.
2016 yılında kamuya ait olan Geyik Barajı, içme suyu kuyuları ve yeraltı su kaynaklarının su kullanım hakkı da Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ -YK Enerji’ye devredilmiştir. Bodrum Yarımadası, Güllük Körfezi ve İkizköy gibi pek çok yerleşim alanının su ihtiyacını karşılayan su havzasına yönelik bilimsel çalışma veya etüt yapılmaksızın; su kaynakları termik santral ve kömür madeni faaliyetlerine tahsis edilmiştir.
2017 yılında Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerine yakıt kaynağı sağlamak üzere Işıkdere Mahallesi kamulaştırılmış, bölgede yaşayan halk tahliye edilerek işletme sahası genişletilmiştir.
2019 yılında ayrıca bölgedeki Fesleğen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırları kömür alanları ve madencilik faaliyetleri için daraltılmıştır. IC İçtaş Enerji-Limak Enerji Ortaklığı olan Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne yakıt kaynağı sağlanabilmesi için Akbelen Ormanında linyit madeni işletme faaliyetlerine Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilmiştir.
2021 yılında ise YK Enerji, Karadam’ın da boşaltılması ve Akbelen Ormanlarında 740 dönüm alanda kesim yapılması amacıyla harekete geçmiştir.
Açılan davalar ve hukuki süreç devam ederken, maden sahasını genişletmek üzere başlatılan ağaç kesimine karşı bölge halkı direnmiş ve alanda nöbet tutulmaya başlamıştır.
24 Temmuz 2023 Pazartesi günü ise bölge halkının yıllardır gösterdiği direnişe ve iki yıldır devam eden nöbetlere güvenlik güçleri müdahale etmiş; maden sahasının genişletilmesi için yeniden ağaç kesimine başlanmıştır.
Akbelen’in ve tüm yaşam alanlarımızın bütün değerleri ile birlikte korunması için bütün ülkede mücadeleye devam edeceğiz.
Belli başlıklarını sıraladığımız bu gerçekler ışığında yaşanan tahribatın bir an önce durdurulması ve gerekli adımların atılması zorunluluğu vardır.
Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler gereği Devletin öncelikli görevinin;
• “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek”
• “Ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli önlemleri almak”
• “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme izin vermemek”
olduğunu bir kez daha anımsatıyoruz.
Bu bağlamda; çevre karşıtı yatırım ve plan kararlarının ivedilikle durdurulması; tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunması için bölgedeki koruma alanlarının genişletilmesi gerekmektedir.
İnsanlığın ortak mirası olan Akbelen’in ve çevrenin bütün değerlerle birlikte korunması için; ilgili uzmanlar, bilim insanları ve meslek örgütlerinin hazırladığı rapor, görüş ve öneriler dikkate alınmalı; maden işletmeleri için verilen yatırım kararları iptal edilerek proje ve uygulamalar derhal durdurulmalıdır.
Mimarlar Odası olarak; çağdaş, bilimsel bir planlamaya dayanmayan politikalar ve yatırım kararları ile; doğal çevrenin sistemli bir şekilde rant alanı haline getirilerek yok edilmesine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi vurguluyoruz.
Akbelen’in ve tüm doğal çevrenin korunması için tüm duyarlı kesimleri ve sorumluları harekete geçmeye çağırıyoruz.
TMMOB MİMARLAR ODASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU