Dam Notları / Havadan Sudan

Yazar- Hasan Çakır 2 Haziran 2020 Salı

Kriz üstüne kriz… İklim krizleri, ekonomi krizleri, salgın krizleri… “Koronavirüs“ salgınıyla altüst edilen toplumsal hayat… Can telaşına düşürülen insanlık…

“Gelecek İçin Cuma Günleri“ hareketinin eylemci çocukları da salgın yüzünden 24 Nisan küresel protesto eylemlerini meydanlarda deǧil ama ‘türlü çeşitli’ gösterilerle sosyal medyada yaptı.

Çocuklar işin peşini bırakmıyor; ilgilileri, yetkilileri ve sorumluları 2015 Paris İklim Doruǧu’nda verdikleri sözü tutmaya, iklimi koruma önlemlerini uygulamaya ve iklim bilimcilerin önerilerine kulak vermeye çaǧırıyorlar, yine…

“Salgın krizini kontrol edebiliriz ama iklim krizi kontrol edilmesi olanaksız bir duruma gelebilir” diyor kimi iklim bilimciler.

Size de öyle gelmiyor mu?

***

2015’te Paris Ülkelerarası İklim Doruǧu’nda şu olay kesin olarak belirlenmişti: Yeryüzünün ısısı gitgide artıyor. Bu artışı 2, daha iyisi 1,5 dereceyi aşmamalı.

Bu öyle keyfi bir belirleme deǧildi.

“Aşarsa n’olur yani?” diyenlere iklim bilimciler; “aşarsa bir iklim krizi tırmanır ve bu tırmanış iklim sisteminde önceden hesap edilemeyen zincirleme afetlere yol açar; ısınma kontrol edilemez bir duruma gelirse bir ısınma çaǧı başlar; bu çaǧ başladı mı geriye döndürmek olanaksız; yeryüzünde ısının 4-5 derece artması insanlıǧın sonu olur” diyorlar.

“Çok alametler belirdi, artık bir ısınma çaǧı başladı; belki bir gün bunun farkına varılacak ama iş işten geçmiş olacak; son pişmanlık fayda vermez” diyen iklim araştırmacıları da var.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı UNEP’e göre 2100 yılında yeryüzünün ısısı 3.2 derece artacak, eǧer devletler iklim doruklarında verdikleri sözleri tutarsa; tutmazsa ısınma 3.9 derece artacak. Her iki durumda hesap edilemez felaketler baş gösterecek.

N’olacak şimdi?

İklim araştırmacıları küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulması için belirlenen önlemlerin alınmasını öneriyor. Alınırsa, yani küresel ısınma 1,5 derecede durdurulursa, bazı felaketler geciktirilebilecek. Söz gelimi küresel ısınma 1,5 derece ile sınırlanabilirse deniz seviyesinin 10 metre yükselmesi 10 bin yıl geciktirilebilecek, 2 derecede bin yıl.

Hesap kitap, her şey apaçık ortada; alınması gereken önlemler belli, ama devletler iklim doruklarında saptadıkları hedeflerden çok uzak hala. Neden acaba?

***

Geçen gazetede okudum: Mauritus (Doǧu Afrika Ada Ülkesi) Çevre Bakanı K. Ramano, iklim krizi konusunda alınan kararların sürekli ertelenmesinin nelere yol açtıǧını, Aralık 2019’da Madrid’te yapılan Dünya İklim Konferansı’nda, şöyle gözler önüne sermiş:

“Mauritus hükümeti ve halkı iklim deǧişiminin gittikçe kötüleşen sonuçlarında kaygı duyuyor. Söz gelimi aşırı saǧanaklar nedeniyle can alan ve gitgide azan sel baskınları ve Hint Okyanusu’nun girdapları (Ziklonları) ile karşı karşıyayız. Bunlar mercan kayalıklarında hayatın ölmesi, sahillerin erozyonu, yaşam alanlarının kaybı, hastalıkların yayılması, tarımın yetersileşmesi gibi aǧır ekonomik sorunlar yaratıyor. Endüstri ülkeleri iklimsel deǧişime karşı önlemleri hiçbir şekilde yeniden ertelememeli… Çok geç olmadan 2015 Paris İklim Doruǧu’nun kararları uygulanmalıdır.”

***

Küresel ısınma kentlerin imar gündemini de deǧiştiriyor: Vizyoner belediyeler iklimsel bunalımın kentsel yaşama olumsuz etkilerine karşı önlemler alıyor ekolojik kentsel projeler geliştiriyor:

“Yeşil kent, serin kent, kentlerde insanlara, aǧaçlara, yeşile yer açma; ekolojik, demokratik ve iklime uyumlu kentsel planlama; imar planlarını, kent ahalisinin katılımıyla bir açık planlama sürecinde geliştirme; kamusal alanları canlandırma ve yeni kamusal alanlar yaratma; toplu taşımaya, yaya ve bisiklet trafiǧine öncelik verme; kent merkezlerine motorlu taşıt trafiǧini azaltma vb.” konular belediye toplantılarında görüşülen ana konular.

Bakalım, Koronavirüs bunalımından sonra bunlara daha neler eklenecek.

***

Çocuklar… “Gelecek İçin Cuma Günleri” hareketinin eylemci çocukları, “Koronavirüs bunalımı bir şans deǧil ama bir uyarı olabilir ve tüm bunalımlar bir çırpıda savuşturulabilir” diyor.

Çocukların dileǧi işte…

Yazar- Hasan Çakır 2 Haziran 2020 Salı