- Göç Eden Kuşların Gökyüzündeki Dansı ve Beynimizin İşleyişi Arasında Bir Analoji Kurduğunuzda; Hem Dinamik/Ardışık/Sekmeli, Hem De Hiperbolik/Parabolik Bir Mimari Mekân Üretmiş Olursunuz…
- 2024 DAM Ödülü
- Gelecek “Zaman ve Mekanda İnsan Algısı” Ne/ler Olabilir?…
- Silgi
- Cumhuriyetimizin 101. Yılı Kutlu; Herkes Mutlu Olsun!…
- Frankfurt kentinin Avrupa Alle’si
Haritacı Nolli’nin Roma Kamusal Mekân Planı’na Göz ve Gönül Gezdirirken…
Kentlerde en uzun ömürlü olan ama çok kez unutulan, önem verilmeyen şey nedir? Şaşırtıcıdır, biz mimarların en az kafa yorduǧu bir şey; kamusal mekân. Binalar gelir gider, kamusal mekân -bozulmadıkça- kalır.
Kamusal mekân deyince ilk akla gelen şeyler meydan, sokak gibi kent ahalisinin içinde hareket ettiǧi yerlerdir. Kamusal mekân bunlardan daha fazla bir şeydir. Nedir?
Bunu en güzel bir şekilde, Haritacı Giovanni Battista Nolli’nin, 1740 yılında, Roma’nın kamusal mekân dokusunu işlediǧi plan gözler önüne sermiştir.
İşte Nolli’nin Roma kentsel mekân planı:
Kamusal mekân kentin ana ögesidir: kent ahalisinin hareket ettiǧi, bir araya geldiği, birlikte yaşadıǧı, kente entegre olduǧu, kentiyle özdeşleştiǧi, kendisini kente sunduǧu kentsel mekânın tümüdür.
Kamusal mekân kenti, “herkesin kenti” yapan temel kentsel ögedir.
***
Eski kentlerde geçmiş, en geniş ölçüde kamusal mekânda sürer. Kamusal mekân hatıraları canlı tutar. Kentin geçmişi kamusal mekânda hissedilir.
Şair Tibillus 2 bin yıl önce Roma’ya “sonsuz kent” demiş. İki bin yıl sonra (1980’de) UNESCO Roma’yı Dünya Mirası ilan etti, kütüǧe geçirdi, Şair Tibillus’un tanımını onayladı bir bakıma.
Roma‘yı “sonsuz kent” yapan, geçmişin süren güzellikleriyle kamusal mekân dokusudur. Nolli‘nin 1740 yılında, yaptıǧı Roma kenti kamusal alan planı ile bugün de Roma’da aradıǧınız meydanı, sokaǧı, kiliseyi, terası, opera binasını, avluyu, pasajı bulabilirsiniz.
Kamusal mekân kentin belleǧidir, kamusal mekân dokusu bozulan, yok edilen kentler, belleǧini yitirmiş insana döner.
***
Kamusal mekânın mimarisi, kentin yaşam kalitesini belirleyici önemdedir ve kentsel yaşam kalitesinin göstergesidir.
Bir kenti yaşanılır kent yapan temel öge onun ahalisine sunduǧu kamusal mekânın mimari güzelliǧidir: geçmişin gerçek, süren güzellikleridir, güzel meydanlardır, güzel sokaklardır, güzel köprülerdir, güzel parklardır, güzel gezilerdir…
Evliya Çelebi kolaçan ettiǧi gezip beǧendiǧi kentleri övmeye “havası, suyu tatlı” diye başlar. Kentin kamusal mekân dokusunun mimari güzelliǧi de havasının, suyunun tatlılıǧı kadar kentsel yaşamı etkiler.
Kamusal mekân mimarisi güzel bir kentte yaşamak insana mutluluk verir.
Kentsel yaşam kalitesini sahiden artırmak için, yapılması gereken ilk iş kamusal mekânı elden ve gözden geçirmek, imar etmek ve canlandırmaktır.
***
Nolli’nin kaǧıda döktüǧü Roma kamusal mekân dokusuna göz ve gönül gezdirirken, nedense, İstanbul Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı geldi aklıma. Yıllar önce ilgililere sormuştum… Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nın bir Kamusal Mekân konsepti (paftası) yok.
Var mı?
Bir de siz sorun.
10 Haziran 2020, Frankfurt