TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonundan Açıklama

Yazar- MO İstanbul 17 Aralık 2020 Perşembe

Son günlerde edebiyat dünyası üzerinden başlayarak pek çok alanda ses getiren taciz ifşaları meslek ortamımızı da işaret etti ve bu alanın da “steril” olmadığını bir kez daha kamuoyu önünde gösterdi. Mimar Korhan Gümüş’ün ismi iki kadının taciz beyanlarında ifşaen geçiyor. Yeşil Gazete, Yeşiller Partisi ve XXI Dergisi Korhan Gümüş ile yollarını ayırdı. Gümüş bir metin yayımladı, bu metin nezdinde bir kavram karmaşasının da yaşandığını fark ediyoruz. Toplumsal farkındalığının yüksek olduğuna kanaat getirebileceğimiz birinin, neyin taciz neyin taciz olmadığı ayrımını da yapabiliyor olması gerekir. Olan biten bir yanlış anlaşılma değildir. Taciz yanlış anlaşılmaz. Taciz tacizdir. Özeleştirisi ile çelişen, taciz gibi sistematik ve toplumsal bir suçun özde farkına varmayan ve sonrasında kadını “yanlış anlayan” olarak değersizleştiren bu cevabı öncelikle reddettiğimizi bildirmek istiyoruz. Gümüş daha sonra Açık Radyo’dan kendi isteğiyle ayrıldı, yazdığı ikinci metinde ise bu kez kadınların hak arayışını da değersizleştirdi, bu söyleme itiraz ediyoruz.

Süreç içinde, ifşada bulunan bir kadına soruşturma açıldı, ifşada bulunan diğer kadınlar ve kadın ve/veya feminist hareketler suçlanmaya çalışıldı. Bununla beraber pek çok yayınevi, sendika ve kurum ifşanın toplumsal ve kamusal etkisi gereğince, tacizle mücadeleye katkı koyan kararlar aldı ve yeni düzenlemeler önerdi, ilan etti. Cinsiyet ayrımcılığına dayalı suçlar hukuka olduğu kadar toplumsal ve kamusal hükme dâhildir. Politik bir hareket olan ifşa, linç ve iftira ile karıştırılmamalıdır. İstanbul Sözleşmesi’nde geçen “Kadının beyanı esastır” ilkesi, kadının beyanının önemli bir kanıt, bir karine olduğunu kabul eder. Biliyoruz ki, 9 Aralık’tan bu yana göz önüne serilen vakalar, konuşabilen kadınlar aracılığıyla görünür olmuşlardır. Oysa sistematik bir asimetrik güç ilişkisi içinde gündelik hayatımızın içine sızmış “istismar” vakaları bu örneklerle sınırlı değildir. Bugün kadınların yükselttiği sesin duyulması, kemikleşmiş eşitsiz ilişkilenmelerin çözülmesine giden yolu örmektedir.

Üye olsun olmasın kadın meslektaşlarımızın, tüm kadınların ve Lgbtiq+ bireylerin her zaman yanında duran bir komisyon olarak, Mimarlar Odası ve bağlı olduğu TMMOB bünyesinde cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddetle mücadelenin kurum içerisindeki mevcut faaliyetlerinin yeniden gözden geçirilmesi ve kurumsal güvencenin sağlanması için çalışıyoruz. Salt “tacize karşıyız” demenin yeterli olmadığını, alınan her kurumsal kararın tacizi ve şiddeti caydıracağını düşünüyoruz. Tüm meslek camiamızı susmamaya çağırıyoruz! Tekil çığlıklarımızın birlikte bir güce dönüşeceğine, kurumsal-kurum içi mücadelenin önemine inanıyor ve bu vesileyle benzer sorunlar yaşayan meslektaşlarımıza da dayanışma çağrımızı yineliyoruz: Gelin “ama”sız yan yana duralım, uykuları kaçan biz olmayalım!

TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu

Yazar- MO İstanbul 17 Aralık 2020 Perşembe