Kalamış yat limanının genişletilerek özelleştirilmesi çevreye karşı işlenmiş bir suç ve kıyıların ticarileştirilmesidir!

Yazar- MO İstanbul 8 Aralık 2021 Çarşamba

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Türkiye Denizcilik İşletmelerine ait Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın imar planlarının değiştirilerek işletme hakkının 40 yıl daha özelleştirilmesine karşı dava açtı. İşletme hakkı daha önce de Koç Holding’te olan yat limanının yeni imar planı kıyı silüetinin ve ekolojik dengenin bozulmasına neden olacak.

Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın işletme hakkı bilindiği üzere Koç Holding’e verilmişti. Limanın kullanım süresi dolunca söz konusu alanla ilgili yeni bir imar planı yapıldı. Bu plana göre yat limanı, yer altı otoparkı, turizm tesisleri ve yüzen iskelelerle daha da genişletilecek.

İşletmenin devrine yönelik işlemler de imar planı değişikliğinden sonra yapıldı. 19 Ekim 2021’de yapılan özelleştirme ihalesinde en yüksek teklifi 2 milyar 531 milyon lira ile yine Koç Holding’in bağlı ortaklığı TEK-ART Kalamış ve Fenerbahçe Marmara Turizm Tesisleri verdi. Rekabet Kurulu da 27 Ekim’de yat limanının devralınması işlemini onayladı. İmar planı değişikliği ile Koç Holding’in bağlı ortağı olan şirket, yat limanında daha fazla alanı ticarileştirecek ve halkın kıyıya ücretsiz ulaşımının önüne bir engel daha çıkaracak.

Söz konusu imar planı değişikliği doğal sit alanı özelliği bulunan Fenerbahçe Yarımadası’nın komşuluğunda bulunuyor. Limanın yeni imar planı ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu dahi düzenlenmemesi söz konusu alanın koruma/kullanma dengesinin nasıl belirlendiği konusunda şüphe yaratıyor.

Söz konusu imar planı hayata geçirilirse kıyı siluetinin bozulmasına, biyolojik ve kimyasal kirliliğe, deniz alanında ekolojik dengenin bozulmasına, doğal su akımlarının ortadan kalkmasına, yelken sporunun yoğun olarak yapıldığı alanın küçülmesine, inşaat yoğunluğu ile ilave gündüz nüfusu ve taşıt yoğunluğuna, doğal yaşamın tehlikeye girmesine ve hava koridorunun kesilmesine neden olacak.

Sınırları içinde “yedi” tane marina bulunan İstanbul’un bir marinaya daha ihtiyacı yok. Bu kadarı bile bu kent için fazla iken var olan bir marinanın daha da büyütülmesinin kamusal hiçbir faydası da yok.

Kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu güvence altına alan Anayasa’nın 43’üncü maddesine göre “Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.” Odamız, Anayasadan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri uyarınca, herkesin serbestçe yararlanmasına sunulmuş kıyıların özelleştirilmesi ve halktan koparılmasına karşı mücadele etmeye devam edecektir.

Ne olmuştu?

Yat limanının özelleştirilmesi ile ilgili karar 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), 115 bin 821 metrekarelik dolgu alanı ve 319 bin 306 metrekarelik iki yat limanı olmak üzere toplam 435 bin 128 metrekare yüzölçümlü alan özelleştirecekti. ÖYK sonradan yapılaşmaya açılacak alanı 478 bin 507 metrekareye çıkardı.

Bunun ardından Kadıköy Belediyesi, mahalle sakinleri ile Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası kararın iptali için Özelleştirme Yüksek Kurulu’na itirazda bulundu ancak itirazlar reddedildi. Bunun üzerine imar planı Danıştay 6’ncı İdare Mahkemesi’ne taşındı. Dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu düzenlenmediği için ‘imar planlarının iptaline karar verilmesinin uygun olacağını’ belirtilmişti, ancak mahkeme raporu dikkate almayarak davayı reddetti. Sadece yüzen iskele alanlarının emsale katılmasına yönelik yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları odaları bu karara itiraz etti. Bunun üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı. Kurul, kararda planlarda hukuka aykırılık bulunmadığını belirtti ve “bir önceki yüzen iskele planlarıyla ilgili kararından da geri döndü.” Böylece yüzen iskele de imar planına dahil edildi ve deniz alanının yapılaşmaya açılmasına olanak sağlandı.

Öte yandan yat limanı için hazırlanan imar planlarının iptal edilmesini isteyen 32 Kadıköylü yurttaş, geçtiğimiz Şubat ayında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Mahkeme henüz başvurularla ilgili bir karar vermedi.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Büyükkent Bölge Temsilciliği

 

Yazar- MO İstanbul 8 Aralık 2021 Çarşamba