İnsanlığın Ortak Mirası Ayasofya’nın Hassasiyetle Korunması Toplumsal bir Sorumluluktur

Yazar- MO İstanbul 25 Kasım 2025 Salı


Yaklaşık 1500 yıl önce inşa edilen Ayasofya, uzun yaşamı boyunca farklı uygarlıkların katkılarıyla günümüze ulaşmış ve insanlığın yaratıcı dehasının somut bir göstergesi olarak üstün evrensel değerleri ile 40 yıl önce (6 Aralık 1985’de) UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle korunmasını taahhüt ettiği Ayasofya’nın özgünlüğünün ve bütünlüğünün korunarak gelecek nesillere aktarılması için; arkeoloji, mimarlık, koruma, tarih ve mühendislik gibi disiplinlerin bir arada çalışmalar yürütmesine, düzenli olarak bakım ve onarımın yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Yenilenemeyen bir kaynak olan kültürel mirasın onarım adına yanlış müdahalelerle hasar görmesi, geri dönüşü olmayan ve yalnızca bir kuşağın değil gelecek kuşakların hakkının da ihlali anlamına gelecek sonuçlar yaratacaktır. İnsanlık tarihi açısından önemi büyük olan Ayasofya gibi çok katmanlı bir kültür varlığına yapılması planlanan her türlü müdahalenin evrensel olarak kabul görmüş bilimsel koruma ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilmesi bir zorunluluktur.

Ayasofya’da devam eden onarım çalışmaları kapsamında iç mekâna kurulmak istenen iskelenin parçalarının taşınması için tonlarca ağırlıktaki iş makinelerinin yapıya girmesi basına yansımış ve kamuoyunda ciddi bir kaygıya yol açmıştır. Çağdaş koruma kuramında kültürel mirasın korunmasında ilgili uzmanların, meslek odalarının ve toplumun bilgilenmesinin ve karar mekanizmasına katılımının önemi vurgulanmaktadır. Çıkan haberler; Ayasofya gibi ünik bir yapının koruma yönetimindeki kapalı yapı düşünüldüğünde koruma süreçlerinde şeffaflığın önemini bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Yaklaşık 1500 yıldır ayakta olan Ayasofya’ya yönelik tüm müdahalelerin yapının kırılgan durumu gözetilerek büyük bir hassasiyetle ele alınması gereklidir.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak Dünya Mirası Ayasofya’nın korunmasından sorumlu kurumların planlanan müdahaleleri gerekçeleriyle birlikte toplumla paylaşmasını ve bütün sürecin toplumun bilgi almasını ve katılımını sağlayacak şekilde yürütülmesini tüm yurttaşların hakkı olarak görmekteyiz. Nitekim anayasamızda ve taraf olduğumuz Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme ile Venedik Tüzüğü gibi uluslararası tüzük ve sözleşmelerde de vurgulandığı üzere sorumlu kurumların kültürel varlıkların gelecek nesillere aktarılması için gerekli önlemleri almakla, anıtların gereğince korunmaları ve bakımları için tüm bilimsel gelişmelerden, birikimlerden ve tekniklerden yararlanmakla yükümlü olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Yazar- MO İstanbul 25 Kasım 2025 Salı