- Araştırmaya Göre Halk, TTB ve TMMOB’ye Cumhurbaşkanlığından Daha Çok Güveniyor
- Partili Rektörlük Sistemine Hayır!
- “Göstermelik yarışma, heba edilen fırsat”
- Haydarpaşa Dayanışması’ndan İBB’nin Yarışmalar Sürecine Dair Açıklama
- Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları İçin 2021 Yılı Asgari Ücreti 5750 TL Olarak Belirlendi
- İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Online Konferans
DİSK, KESK, TMMOB, TTB’den Ortak Açıklama: İnfazda Ayrımcılığa Hayır
TMMOB, DİSK, KESK ve TTB 11 Nisan 2020 tarihinde “İnfazda Ayrımcılığa Hayır!” başlığıyla ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.
“2/2762 Esas Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, kamuoyunda bilinen adı ile “infaz yasası” üzerine TBMM Genel Kurulunda görüşmeler sürüyor. Covid-19 virüs salgınına ilişkin bir tedbir olarak gündeme getirilen bu yasa teklifi adaletsizdir ve gerçek bir tedbir olmaktan bütünüyle uzaktır.
Ülkemizde hapishaneler, kapasitelerinin çok üzerinde doluluk oranlarıyla salgın risk alanlarının başında gelmektedir. Hapishanelerde genel olarak hijyen sorunları olduğu, sağlık hizmetlerine erişimin güçlüğü, mahpusların bağışıklık sisteminin zayıf olduğu doğrudur ve tüm bu konularda acil önlem almak şarttır.
COVID-19 salgını nedeniyle ülkemiz cezaevlerinde, hastalar, yaşlılar ve risk grupları başta olmak üzere ayrımsız ve ayrıcalıksız olarak herkesi kapsayacak fiili tedbirlerin alınması ve yasal düzenlemelerin yapılması tıbben ve hukuken gerekli ve zorunludur.
Ancak herkesin yaşam hakkını koruma ve sağlıklı bir yaşam alanı oluşturma yükümlülüğü altındaki devlet, ölümcül bir salgın karşısında alınacak tedbirlerde ayrımcılık yapmaya çabalamaktadır. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ‘terör’ tanımının muğlaklığı nedeniyle hapishanelerde olan çok sayıda gazeteci, aydın, avukat, insan hakları savunucusu, sendikacı, siyasetçi kapsam dışındadır. Siyasi iktidarı eleştirmenin “terör” kapsamına kolaylıkla girdiği bir ülkede, muhaliflere yönelik intikamcı bir tutumun salgın koşullarında dahi sürdürülmesi kabul edilemez.
Cinayet, kadına yönelik şiddet, cinsel istismar, uyuşturucu temin etmek ve organize suç örgütü yönetmek gibi suçlardan hüküm giyenler tahliye olabilecekken, haklarında bir hüküm olmayan, hatta henüz davası bile açılmayan tutukluların kapsam dışı kalması ve tutukluluk hallerine son verilmemesi hiçbir adalet terazisi ile izah edilemez.
Risk grubunda olan, kronik hastalığı olan mahpusların tartışma konusu bile edilmemesinin adaletle de vicdanla da bağdaşır bir yanı yoktur.
Son yılların en yaygın ve en ölümcül salgınının dünyayı ve ülkemizi kuşattığı bir atmosferde, tıbbi ve insani saiklerle getirilmediği anlaşılan ve belli gruplara af niteliğindeki bu infaz yasasının COVID-19 salgını ile bir ilişkisinin olmadığı açıktır. Salgın öncesinden hazırlandığı bilinen bu tasarının salgın döneminde ve salgının gerekliliklerini dikkate almadan yasalaştırılma çabası en hafif tabiriyle fırsatçılıktır.
Hukuksuz ve adaletsiz bir “özel af” düzenlemesi yerine yapılması gereken, öncelikle ve hızla hapishanelerdeki insanların sağlığını koruyacak adil, hakkaniyetli önlemler almak, infaz yasasında da adalete ve eşitliğe uygun davranmak, hapishanelerdeki Covid-19 vakalarıyla ve varsa can kayıplarıyla ilgili şeffaf bilgi vermektir.
DİSK-KESK-TMMOB-TTB olarak iktidarı hukukun temel ilkelerine ve devletin temel yükümlülüklerine uygun davranmaya davet ediyoruz.
DİSK-KESK-TMMOB-TTB