Boğaziçinde İmar Affı Kapsamı Genişletiliyor!

Yazar- MO İstanbul 25 Aralık 2018 Salı

Ülkemizde şimdiye kadar çıkarılan tüm imar afları mevcut iktidarlarca seçim dönemlerinde ekonomik gelir ve oy elde etmek amacı ile gündeme getirilmiştir. İmar afları kaçak yapılaşmayı ve arazi gaspını gelenek haline getirmiştir. Aflar, toplumsal adalet ve barışın zedelenmesine, planlama ve imar ile ilgili kurumlara yönelik güvenin azalmasına, zengin doğal kaynakların amaç dışı kullanımına ve çevre sorunlarına yol açmıştır.

Ancak 1999 büyük Marmara depreminde yaşanan bütün kayıplara ve toplumca çıkarılan derslere karşın, 7143 sayılı kanun ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen bir geçici madde ile “İmar Barışı” adı altında, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş genişlikte bir kapsama sahip yeni bir “imar affı” yürürlüğe sokulmuştur.

18.5.2018 tarihinde yürürlüğe sokulan imar affı uygulaması, ülkemizdeki kaçak yapılaşma, deprem ve afet olgusunun kentsel rant sağlama ve bütçe açıklarını kapatma amaçlı kullanılması politikasının en kapsamlı, en ölçüsüz ve tehlikeli örneğini oluşturmaktadır.

Bütün bu çekincelerin ışığında, Odamız tarafından yürütmeyi durdurma ve Anayasa Mahkemesine iletilme istemiyle yargıya taşınmış bulunan “imar barışı” ile, ülkeye ekonomik, ekolojik, tarihsel, kültürel ve hukuksal geri dönüşsüz ve tazmini mümkün olmayan zararlar verilmesini önlemek adına uygulamaların durdurulması için kamu idareleri nezdinde de çeşitli uyarılar yapılmıştır.

İmar barışı uygulamalarının ülkedeki tüm yerleşmelerin sağlık ve güvenliğinin yanı sıra doğal, tarihi ve kültürel varlıklarını tehdit altına almakla kalmayıp, uygulanmaya başlandığı andan itibaren sayısız bireysel ve kurumsal hukuk davasının konusu olacağı ve özellikle sit alanlarında ayrıcalıklı bir biçimde kapsam dışında bırakılan ve aynı statüyü taşıyan alanlardan gelecek itirazlar sonucunda daha da genişleme eğilimi taşımakta olduğu açıktır.

Ancak bütün uyarılarımıza rağmen, “imar affı” yürürlükten kaldırılmayarak uygulanmaya başlandığı gibi, af kapsamı, yapılan itiraz ve uyarıları hiçbir şekilde dikkate almadan çıkartılan yeni tebliğlerle daha da genişletilmeye çalışılmaktadır. Sonuç olarak imar affının ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerle koruma altına alınmış bütün doğal, tarihi ve kültürel varlıklarımızı çok büyük bir yok oluş sürecine mahkûm edeceği açık olarak ortaya çıkmıştır.

Nitekim hazırlanan yeni bir “torba yasa” ile bu kez de “yurttaşların mağduriyeti” gerekçe gösterilerek imar affı sınırlarının genişletilmesi ile 2960 sayılı Boğaziçi Yasası ile korunan özellikle de Boğaziçi öngörünüm bölgesi sınırları içerisindeki bina ve tesisler dahil olmak üzere, bütün kaçak yapıların yasal hale getirilmesi söz konusudur.

TMMOB Mimarlar Odası olarak, yine bir seçim öncesinde gündeme getirilen bir “torba yasa”dan çıkan Boğaziçi ön görünümünün af kapsamına alınması yasa teklifinin geri çekilmesi gerektiğini ve sürecin takipçisi olacağımızı, kamuoyuna saygı ile duyururuz.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

 

Yazar- MO İstanbul 25 Aralık 2018 Salı