- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
- Ömerli Barajı havzasına kurulmak istenen “biyoteknoloji vadisi” projesine karşı dava açıldı
- Sit derece değişiklikleri: Bakanlığın Sedef Adası’nı yapılaşmaya açmak için yaptığı ikinci değişikliğe bilirkişi engeli
- Ataköy’deki modern konut mirası: Bakanlığın eklemek istediği yapı bloğu bilirkişileri görüş ayrılığına düşürdü.
- İyi Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’ne Ziyaret Gerçekleştirdi
Adalar’da yapılaşmanın önünü açan planlara bilirkişi heyetinden “tarihi dokuyu bozabilir” uyarısı
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Mart 2020’de Adalar’da tarihi dokuyu bozacak yapılaşmanın önünü açan İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun “Geçici Yapılaşma Koşulları”nın durdurulması ve iptal edilmesi istemiyle dava açmıştı.
İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin baktığı dava kapsamında dosyaya mimar, çevre mühendisi, peyzaj mimarı, harita mühendisi, arkeolog ve şehir plancılarından oluşan yedi kişilik bilirkişi heyetinin raporu girdi.
Raporda; yapılaşma koşullarının “mekânın biçimlendirilmesi süreçlerinin doğal ve tarihi değerlerle birlikte irdelenmesi ilkelerine uygun olmadığı” belirtildi.
“Parsel odaklı bir yaklaşımın geliştirildiği” Yapılaşma Koşulları’nda ve kararlardaki belirsizliğin, alanın kendine özgü dokusu ile uyumsuz yapılaşmanın oluşmasına neden olabileceği kaydedildi.
Rapordan öne çıkan kısımlar şöyle:
– “Büyükada, Heybeliada, Burgazadası ve Kınalıada bir bütün olarak doğal ve tarihi değerleriyle korunması gerekli alanlar olarak tanımlanmış, bölgede gelişen yerleşim kentsel ve tarihi sit olarak, doğal alanlar ise doğal sit olarak koruma altına alınmıştır. Bölgeye yönelik devam eden süreçte, alanın bir bütün olarak korunması gerekliliği çeşitli kurul kararları ile tescil edilmiştir.”
– “İstanbul Adalar bölgesi gibi kendine özgü tarihsel niteliklerini koruyan ve farklı dönemlerde bu nitelikleri koruyarak büyüyen ve gelişen yerleşmeler, toplum için birikimsel bir bütünlük göstermiştir. Söz konusu bütünlük, çoğunlukla kentsel ve tarihsel sit alanı olarak korunurken, sit alanının bir bütün olarak korunması alanın niteliğinin ve tarihsel bütünlüğünün korunmasını sağlamaktadır. Böylece çeşitli dönemlerde değişen üretim biçimlerinin etkisiyle yeniden biçimlendirilen kentsel çevre, toplum için aynı zamanda bir öğrenme alanı haline gelmektedir. Toplum, kendi varoluşunun bileşenlerinden biri olarak kentsel çevre ile sürekli yenilenen ilişkisinde mekânın özünü ve içeriğini oluşturan niteliklerini göz önünde bulundurarak karşılıklı ilişkiyi yeniden üretir hale gelmektedir. İstanbul Adalar Bölgesi de doğal ve tarihi değerleriyle toplum için biricik olan bir bütünlük oluşturmaktadır.”
– “Yapılaşma koşullarının tescil kararı alınmamış nitelikli yapıların bulunduğu parsellerde yapılaşmaya imkân tanıması sebebiyle hem tescilsiz modern dönem yapılarının yıkılma riskini artırmakta hem de Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile birlikte bu döneme ait konut yapılarını yıkılma tehdidi ile yüz yüze bırakmaktadır.”
– Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşullarının 7’inci maddesinde yer alan “üzerinde tescilli kültür varlığı bulunmayan parsellerde yeni yapı yapılabilir” ifadesi ve buna bağlı eylemler, Adalar yerleşmesi bütününde oluşan kültürel değerlerin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilecek niteliktedir.”
– “Bilirkişi kurulumuz, dava konusu işlem ile alınan kararların, alanın mimari, doğal, peyzaj, çevresel ve doğal özelliklerine yönelik tutumun bölgedeki koruma-kullanma dengesini bozabilecek, alanın kendine özgü dokusuyla uyumsuz yapılaşmanın oluşmasına neden olabilecek, Adalar yerleşmesi bütününde oluşan kültürel değerlerin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilecek nitelikte olduğundan planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına uygun olmadığı görüşüne ulaşmıştır.”