- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
- Ömerli Barajı havzasına kurulmak istenen “biyoteknoloji vadisi” projesine karşı dava açıldı
- Sit derece değişiklikleri: Bakanlığın Sedef Adası’nı yapılaşmaya açmak için yaptığı ikinci değişikliğe bilirkişi engeli
- Ataköy’deki modern konut mirası: Bakanlığın eklemek istediği yapı bloğu bilirkişileri görüş ayrılığına düşürdü.
- İyi Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’ne Ziyaret Gerçekleştirdi
8 Mart’ta Alev Şahin’leyiz! – Mektup Çağrısı
Meslektaşımız Alev Şahin 22 Ağustos’tan bu yana tutuklu. Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde mimar olarak çalışırken, 6 Ocak 2017 tarihinde yayınlanan 679 sayılı KHK ile, gerekçe gösterilmeden görevinden ihraç edilmişti. Kamu görevini mesleki sorumluluğu ve etiği doğrultusunda sürdürürken, deprem görmüş ve her an başka depremler de yaşayabilecek bir kent olan Düzce’de görev süresi boyunca yaptığı denetimlerden taviz vermedi. Ancak bu denetimler, iş yerinde baskı görmesine neden oldu, denetlediği firmaların şikayetleri ihraç gerekçesi olarak kullanıldı. Alev, bu kararı kabul etmedi ve işini geri istediğini söyleyerek Düzce’de sokağa çıktı. 1274 gün boyunca, sistematik bir hak ihlaline dönüşen KHK zulmüne karşı sesini duyurmak için Düzce’de ve Ankara’da hak arama mücadelesini sürdürdü. 13 Ağustos’ta yapılan gözaltının ardından 22 Ağustos’ta tutuklandı. Bizler de Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu’ndan meslektaşları ve arkadaşları olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde onu yalnız bırakmıyor, mektup yazıyoruz.
Tüm meslektaşlarımızı da Alev Şahin ile dayanışmaya, mektuplaşmaya çağırıyoruz!
*8 Mart’a yaklaştığımız bugünlerde, 13 yıl önce yine bir 8 Mart Mitingi’nin arkasından gözaltına alınarak Mart 2008’de tutuklandığını ve ilk duruşmada serbest bırakıldığını anımsadım. Hak aramak, özgür ve adil bir yaşam mücadelesi vermek ve dayanışmak senin vazgeçilmezlerin oldu her daim… Sevgili Alev, mesleğini kamu adına en doğru biçimde icra etmen, buna karşı uğradığın haksızlığı kar, kış demeden Düzce’de meydanda tuttuğun nöbetlerde “ekmeğimi, işimi geri istiyorum” diye haykırarak ifade etmen, senin en meşru mücadelen değil de nedir? Bunun yanı sıra “KHK’larla yapılan haksızlıklar son bulsun” diyerek dayanışmak da senin vazgeçilmezlerindendi. Baskılar seni yıldıramadı, yıldıramayacak, haksızlıklar son bulacaktır… Özgür günlere bir an evvel kavuşmanı diler, gözlerinden öperim. Aynur Savaş Uluğtuğ
*Sevgili Alev; Seninle hiç tanışmadık, hiç karşılaşmadık ama ben seni haksız KHK uygulamasıyla işini kaybettikten sonra verdiğin onurlu mücadelenden tanıyorum. Kendime çok sordum; hayatın her alanında mücadele eden birisi olarak, örgütlü mücadeleye inanmış birisi olarak, senin yaptığını yapabilir miydim diye. Farklı kentlerde, karda, yağmurda, çoğunlukla tek başına, tacizlere ve engellemelere rağmen aylarca kesintisiz süren, “işimi geri istiyorum” mücadelesini, sürdürebilir miydim? Yapamazdım. Bu haklı mücadelende biz ‘mimar kadınlar’ olarak her zaman yanındayız. Aysel Durgun
*“İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.” demiş Sabahattin Ali… Sen de bu ülkenin, insanca yaşam arayışında kavrulmuş kadınlarındansın. Sarsılmaz mücadelen dayanışmaya, onurlu duruşun tüm meslektaşlarına güç veriyor. Ben de bu zorlu günlerde kalemine güç diliyorum. Yüreğinden geçenler kâğıtları doldursun, adil ve özgür yarınlar için yol gösterici olsun. Haksızlıkların son bulduğu günlere… Sevgiler. Elif Çelebi
*Adaletsizliğe, haksızlığa, açlığa, yoksulluğa karşı mücadele edenlerin, fırtınaya karşı söylediği bir şarkı oldun sen, yalnızca bir dize olmadın, bil istedim… Sevgili Alev, gücüne güç diliyorum. Güzel uçan kadınlardansın. Tarihe, kanatlarını en sisli havalarda korkusuzca kanatlandırman ile hatırlanacaksın. Özgürce uçacağın günleri selamlıyorum, ceylan gözlerinden öpüyorum. Emine Coşkun
*Sevgili Alev, adalet için verdiğin mücadele ve sonucunda yaşadığın acılarında, hâlâ devam eden onurlu direnişinde sana dayanma gücü diliyorum… Yanında olduğumuzu bilmeni isterim… Fatma Tali
*Tanığım; kocaman gülüşün, olanca umudun ile, uğradığın hak ihlallerini binikiyüzyetmişdört, bin.. ikiyüz.. yetmiş.. dört.. gün boyunca, mevsimler değişirken, aynı yerde, sokakta, ihraç edildiğin kurumun bulunduğu şehrin sokaklarında haykırmana. Sana ‘nasılsın?’ diye gelenleri kucak dolusu karşılayıp, ceplerini umutla doldurup yolculamana. Yaratıcılığına, üretkenliğine; sergilerine, şiirlerine, ezgilerine, direniş gazetelerine. Giriştiğin her işi nasıl bir incelikle yaptığına. Yeryüzü sofralarına. Direniş alanını hiç bırakmayan sokak köpekleriyle tek tek nasıl ilgilendiğine. Her direniş günü saat 18.00’e geldiğinde, hak ihlaline uğrayan başka sesleri de kendi sesine nasıl kattığına… Can’ım Alev, elbet ki gelecek güzel günler. Özlemle. Hande Ceylan
*Sevgili meslektaşım, dostum Alev, seni çok seviyoruz. Hasretle kucaklarım. Senem Doyduk
*Senin adın, Alev, en çok Sevim Burak’ın bir öykü kitabında geçiyor. Şimdi başlığını pat diye çıkaramadım. Hani büyük harflerle “BEN / BU HAYATI / DİŞİMLE / TIRNAĞIMLA / KAZANDIM / SOKAKTA BULMADIM / YÜZ GÜN MÜCADELE ETTİM” diyor ya kitaptaki bir öyküde. Bir senin adın bir de şimdi her nedense hatırlamadığım -bir mekândı sanırım, bir yapı, bir bina- sıkça göze çarpıyor. Neydi? Yanık…….. Yok çıkaramadım. Kitapla aynı adı taşıyan öykünün kahramanı tutup fincanla konuşuyor hani. Çın çın çın. Öyle çılgın bir öykü bu. Alevlerin çıtırtısında. Anılarını kıyasıya savunan kadınlar var öyküde, semtler, anahtarlar, daktilolar, taçsız krallar, çimento, demir, odacılar, evrak kâtipleri, iskete, cıva taşı, balmumu… Ben de hemen şimdi seninle bir anı istiyorum. AYAKTA TUTARIM. YIKILMASINA ENGEL OLURUM. Simlâ Sunay
Mektup Adresi: Alev Şahin, Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi, A2 Koğuşu, Bünyan/Kayseri