Uygar Bir Gelecek İçin Nitelikli Mimarlık ve Sağlıklı Kentleşme

Yazar- MO İstanbul 5 Haziran 2021 Cumartesi

Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında düzenlenen ‘İnsan Çevresi Konferansı’nda çevre sorunlarını küresel ölçekte ele alarak, Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP) kurulmasına ve her yıl 5 Haziran tarihinin ‘Dünya Çevre Günü’ olarak belirlenmesine karar verilmiştir. 1973’ten bu yana her yıl ayrı bir ülkenin ev sahipliğinde ve belirlenen çevre temaları ile sürdürülen Dünya Çevre Günü etkinlikleri bu yıl Pakistan’ın ev sahipliğinde “ekosistem restorasyonu” teması ile düzenlenmektedir.

Tüketen ve kirleten büyümeye dayalı yönetim anlayışları, tüm yaşam alanlarımızı tahrip etmektedir. Derelerimizi kurutan HES projeleri, ekolojik felakete yol açacak kanal projeleri, İstanbul’un ciğerlerini söndüren köprü, yol, tünel projeleri ve havalimanları ile kentlerimiz özelinde gezegenimizin ekolojik geleceğine de ipotek konulmaktadır. Doğal varlıklarımızı, koruma altındaki alanlarımızı kısa vadeli rant getirisi hesaplarıyla yok eden, koruma anlayışından uzak tüm bu uygulamalar iklim krizini de büyütmektedir.

Bu anlayış doğrultusunda; kentsel ve kırsal alanlar, tabiat varlıkları, koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları rant alanı haline getirilirken; doğal kaynaklar yok olmakta, kentsel, kırsal çevre sorunları hızla büyümektedir.

Ergene Havzası’ndan Kuzey Ormanları’na, Kirazlıyayla’dan İşkencedere Vadisi’ne dek ülkenin dört bir yanında geniş ölçekli yıkımlara yol açan projeler karşısında meslek odaları olarak savunduğumuz mimarlık ve kentleşme politikalarının haklılığı, son olarak Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj olayı ile açıkça ortaya çıkmıştır.

İklim değişikliğinin bu etkisi, küresel ekosistem krizinin ağırlığını hissettirmekte, gelecekte denizlerimizi, havamızı, ormanlarımızı bekleyen tehlikenin işaretlerini vermektedir. Gezegenimizin ekosisteminde önemli kayıplar verdiğimizi bildiğimiz bir dönemde iklim krizini görmezden gelmek, geri dönüşü mümkün olmayan sonuçlar yaratacaktır.

Bu gidişat içerisinde iklim krizinin etkilerini azaltmaya dönük acil önlemler alınmalı ve bir an evvel hayata geçirilmelidir. Yerel ve genel politikalar ekolojik programlarla güçlendirilmeli, doğal ve kültürel varlıklarımızın korunması adına gereken adımlar atılmalıdır. Yaşanan salgınlar, seller, depremler, kuraklık gibi afetlerin, gezegenimize ihanetin sonucu olduğunun farkına varılarak, doğa ile uyumlu kentleşme ve koruma politikaları gündeme alınmalıdır. Çevre ve doğa tahribatının olumsuz etkileri, ülkemizin ve dünyanın sahip olduğu kaynakların doğa-insan odaklı politikalar çerçevesinde korunması ile mümkün olacaktır.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak; tüm meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın Dünya Çevre Günü’nü kutluyor, başta kentimiz İstanbul olmak üzere ülkemizin ve dünyamızın sürdürülebilir geleceği için doğal kaynaklarımızın, doğal ve kültürel varlıklarımızın korunarak, sağlıklı yaşam çevrelerinin oluşturulması için verdiğimiz mücadeleyi sürdürmekte kararlı olduğumuzu, tüm bu duyarlılıkların kamusal politikaları yönlendiren aktörler tarafından da dikkate alınması için çağrımızı yaparak bir kez daha hatırlatıyoruz.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Yazar- MO İstanbul 5 Haziran 2021 Cumartesi