“Hammurabi Kanunları’nda Da Hukuk Yoktu!…”

Yazar- Metin Karadağ 8 Temmuz 2022 Cuma

Hukuk asla şiddet içeremez!…

Oysa ki M.Ö.1760 tarihli  “Hammurabi Kanunları”nın içerdiği şiddet; “Göze göz dişe diş” yani “ölümcül kısası” yani intikamı işler haline getirdiği için hukuku reddeder… İntikam da hukuk içermez ve hukuk tanımaz!… “Hammurabi Kanunları” ise linç yoluyla intikamı işaret eder… Doğrudan yargısız infaz olarak; öldürmeyi emrettiği için de intikam kanunlarıdır… Değiştirilemezdir!… Hiç bir insani itirazın değer kabul edilmediği; hatta kurban etme törenlerindeki kurallara bile uymayan bir vahşet içerir… Oysa ki, hayvan kurban edilirken bile; biri serbest bırakılmak üzere üç ayağı ve gözleri bağlanır… Ki, inancın gereği olarak “itiraz etme hakkını kullanması için” bir ayağı serbest bırakılmıştır…”

Ancak, burada da göstermelik olarak sunulan bu itiraz hakkı da asla “hukuki” karşılık bulamaz; çünkü ölümdür kurbana son sözü söyleyen; Adalet değil!…

“Suçluyu kazıyın, altından insan çıkacaktır”-Av.Faruk Erem(Geçmiş dönem Baro Başkanı) Kaldı ki “Hiçbir suç kişisel değildir. Kişiyi suça içinde bulunduğu toplum hazırlar…”

Adalet güvencesi vermediği için günümüz/modern çağ insanlığı yargıda kısası/intikamı; yol açtığı hukuksuzluk nedeniyle terk etmiş ve bunun yerine kanunların “Hukukun Üstünlüğü”ne dayanmak zorunda olduğu, ilkesel olarak benimsemiştir…

Hatta Anayasamızda da bu kapsamdaki ilke; bir hak olarak belirtilmiştir…

“Hammurabi Kanunları” görseli hukukihaber.net’ten alınmıştır.

“T.C. Anayasası / VIII. DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE YAYMA HÜRRİYETİ / Madde 26: Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma haklarına sahiptir…”

Hukukun “hakikati” karşısında; bütün kanunların “gerçeği” yalandan ibaret kalır. Çünkü adalet, ancak hukuka saygılı kanunlarla sağlanır.

Ayrıca “Hukukun tek kaynağı; insani, doğal ve açık olan her türlü ilişkilerdir… Kanunlar işte bu kaynaktan doğan ilişkileri korumak için yazılırlar…”

En Adaletli Hukuk Sistemi: İki kişi arasında bir ekmeğin bölüşülmesi sırasında; iki kişiden herhangi birinin ekmeği bölmesi ve diğerinin seçmesi(Kuvvetler Ayrılığı) sonucunda ortaya çıkan huzurdan doğar.

Hukuk Sistemi Eğer Huzur Veriyorsa, Orada Adalet Güvenceli Hukukun Adaletinden Söz Edilebilir!…

Çünkü “Kuvvetler Ayrılığı” aslında “Eşitlik Hakkı” demektir. Eşitlik Hakkının olmadığı yerde Özgürlik de yoktur. Kardeşlik Huzuru da doğmaz!..

“Hukuk Sistemi” bir canlının bedensel bütünlüğünü koruyan “Sinir Sistemi” gibidir. Eğer bir sistem olarak hukuk yok ise devletler de ayakta çürürler!

İşte bu nedenle “Kuvvetler Ayrılığı” toplumun devletinin bütünlüğünü koruyan “Sinir Sistemidir!”

Akıl bilgiyi kullanma “Becerisidir!…” Zeka ise aklı kullanma “Yetisidir!…” Karıştırmayalım; biri “beceri” yani yapabilir olmakla sınırlıdır… Diğeri “yetenek” yani aklın üst düzeyde yaratıcı kullanımında sınırsızlık içerir…

İnancın göstergesi yani kanıtı yoktur!…

Düşünce ise yalnızca kanıt/lar/dan oluşur ve her zaman yanlışlanmaya açıktır!… Bu da düşüncenin her zaman özgür kalmasını sağlar…

Kanıtı olmayan düşünce ise henüz düşünceleşememiş kör inançtır!

Kanıt her zaman sorunu çözer! Ancak yine de herkesin; hiçbir şey tarafından engellenemez bir saçmalama hakkı vardır. Ve herkes hayatında en az bir kez bu hakkı kullanmıştır…

İnsan kendi vicdanının acımasız bakışlı adaletiyle gözgöze gelmekten korktuğu için; kendisini koruyacağını sandığı paravan inançlar arkasına sığınmaya çalışır.

Saçmalamayı bir hak olarak gören ve kullanan varsa; buna karşın saçmalamanın saçmalık olduğunu teşhir etmek de bir haktır!

Oysa ki, her zaman, herkes için eşit, iyi, güzel ve doğru olanı yapmaya çalışanı kendi vicdanı zaten korur.

Sevgi Kişisel, Saygı Kamusal bir kavramdır. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir. Ancak saygı göstermek zorundadır…

Saygı aynı zamanda KAMUSAL olduğu kadar HUKUKSAL bir kavramdır da.

Hukukun(Saygının) bittiği yerde; “her türden şiddet doğal hale gelir!”

Toplumun devletinde “Hukuk Sistemi” hangi düzey kalitede “Adalet Güvencesi” amaçlanarak kurgulanmışsa o derecede “Evrensel Hukuka” doğru yaklaşır. 

 

Yazar- Metin Karadağ 8 Temmuz 2022 Cuma