Dam Notları / DAM Ödülü ve Kentsel Yaşam Kalitesini Arttırmak

Yazar- Hasan Çakır 11 Şubat 2019 Pazartesi

 

DAM (Mimarlık Müzesi) öyle kuru kuruya bir sergi değil, Frankfurt kentinin canlı bir kamusal alanı. Mimarlar ile mimarlık kültürüne ilgi duyanlar arasında bir köprü; mimarlığın güncel sorunlarının tartışıldığı bir forum… Yalnızca mimarlara, mühendislere, kent plancılarına değil, mimarlık kültürüne ilgi gösteren herkese sesleniyor. Güncel sergiler, konferanslar, tartışma toplantılarıyla mimarlık kültürünü tanıtmaya ve imar sorunlarına duyarlı bir kamuoyu oluşmasına katkılarda bulunuyor.

DAM’ın Almanya‘da mimarlık kültürünün gelişimine önemli katkılarından biri de iki yılda bir yeni mimari yapıtlara verilen DAM Ödülü ve ödüle aday seçilen projeleri tanıtan, “Almanya‘nın En İyi Yapıları Sergisi” ve DAM Mimarlık Yıllıǧı’dır.

***

2019 DAM Ödülü, “gmp” mimarlar grubuna (1) verildi. Mimarlar, Dresden Kültür Sarayı’nı tamir ve tadil etmedeki ustalık ve mimari buluşlarıyla ödüle layık görülmüş.

Dresden Kenti Kültür Sarayı, takma adı “Kulti”, 1969 yılında kapılarını kente açmış. Çok maksatlı salonuyla, toplantılar ve sanat gösterileriyle kent ahalisinin uğrak mekânı olmuş, benimsenmiş. Batı ve Doğu Almanya‘nın birleşmesinden (1990) sonra, Doǧu yakasının mimari izlerini silme tartışmalarına konu olmuş, ama Dresden kenti, Kulti’sini gözden çıkarmamış, yıkıp yerine yenisini dikelim dememiş; ‘tamir ve tadil edelim, koruyalım’ demiş. 2008 yılında Kulti’nin restorasyon ve tadilatı için bir mimari yarışma düzenlemiş.  Kulti‘nin façası, bozulmadan restore edilecek; çok maksatlı salon, filarmonik konser salonuna dönüştürülecek;  250 kişilik bir tiyatro  salonu ve kent kütüphanesi plana entegre edilecek…

Yarışmada gmp‘nin projesi seçilmiş, Kulti restore ve tadil edilmiş ve  filarmonik konser salonu, tiyatrosu, kitaplık ve kafesiyle yeniden Dresden kentinin hayatına girmiş.

Bir Jüri üyesi şöyle diyor:

“Kültür Sarayı, Dresden kenti için bir şans, insanların gün boyu yararlandığı bir kamusal kültür alanı; kent merkezinde yeni tarz bir kültür- oturma odası“. (B.S.Bünsow)

***

Kulti’nin fotoǧraflarına bakarken kamusal alanların, kent yaşamındaki önemini düşündüm. “Kentsel yaşam kalitesini arttırma” söylemi geçti aklımdan.

Vedat Milor Galata’da, The Galata House’dan aldıǧı tatları anlattıǧı yazısında şöyle diyor:

“…öte yandan insanın duygularıyla bulunduǧu iç ve dış mekân arasında dolaysız bir ilişki var. Paris’i ele alın. Neden romantik bir kent olarak bilinir? Çünkü yayaların rahatça yürüyeceǧi, nehir kenarında yeşil alanları ve kamusal meydanları çok. Kent içinde sevgililerin el ele oturacaǧı yer de çok. Buna bir de kahve ve lokantaların bolluǧu da eklenince ortaya insanın kalbini hoplatan bir bütün çıkıyor.” (2)

Vedat Milor bir tat spesiyalisti. Tabii, gezdiǧi kentlerin de tadına bakıyor. Bir kentin tadının kamusal alanında olduǧunu görüyor.

Kuşkusuz, bir kentin yaşam kalitesi kamusal alanındadır ve “kentsel yaşam kalitesini artırmak”  kentin kamusal alanının imar ve ihya (canlandırma) ile olur.

Kamusal alanını imar ve ihya etmeyen, yok eden bir kentin hem tadı kaçar hem de belleǧi yok olur. Örnekleri çoktur…

(1) gmp Architekten von Gerkan, Marg und Partner (2) Hürriyet- Hafta Sonu,16-17 Aralık 2017, s. 22

 

 

Yazar- Hasan Çakır 11 Şubat 2019 Pazartesi