- TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kadın Komisyonu 25 Kasım Bildirisi
- Tuzla Kamil Abduş Gölü çevresinin yapılaşmaya açılmasının yürütmesi durduruldu
- Adalar imar planlarının yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu
- Mimarlar Odası Üye Kayıt İşlemleri Ve Üyelik Ödenti Uygulamaları Hakkında
- XVIII. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali başlıyor
- KTMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine Ziyaret Gerçekleştirdi
Beykoz’un doğal sit alanı olan Zerzevatçı Mahallesi’ni yapılaşmaya açacak değişikliğe bilirkişi engeli
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “olur“uyla sit derecesi düşürülen Beykoz’un Zerzevatçı Mahallesi’ndeki 285 hektarlık alanla ilgili bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, sit derecesi değişikliğinin koruma ilke ve yaklaşımlarına ve kamu yararına aykırı olduğu, değişikliğe zemin hazırlayan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun “yok hükmünde” olduğu belirtildi.
Ne olmuştu?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 28 Ocak 2022’de Zerzevatçı Mahallesi’nin “doğal sit alanı” derecesini “nitelikli doğal koruma alanı” ve “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescillemişti. Söz konusu değişiklik, Bakanlığın özel bir şirkete hazırlattığı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’na (ETBAR) dayanılarak yapılmıştı. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak imar planlarını yargıya taşımıştık.
Bilirkişi raporu hazırlandı
İstanbul 14’üncü İdare Mahkemesi’nin baktığı dava kapsamında 5 Mart 2024’te ekolog, çevre mühendisi, yaban hayatı uzmanı ve şehir plancılarından oluşan heyet bir bilirkişi raporu hazırladı. Raporda, dava konusu alanın ekolojik özellikleriyle ilgili tespitler yapıldı. Rapordan öne çıkan kısımlar şöyle:
125 kuş türü bulunuyor
– Dava konusu alan Boğaziçi Önemli Doğa Alanı içerisinde yer almaktadır. Boğaziçi Önemli Doğa Alanı, İstanbul Boğazı, Belgrad Ormanı, Polonezköy Tabiat Parkı ile etrafındaki ormanlık alanı kapsamaktadır. Boğaziçi Önemli Doğa Alanı dünyanın en önemli kuş göçü bölgesidir. Ayrıca yüzbinlerce su kuşu, yırtıcı ve ötücü kuş türüne göç döneminde ev sahipliği yapmaktadır. Alan, küçük orman kartalı, yılan kartalı, küçük kartal, kara çaylak, leylek ve karaleylek gibi süzülen kuşların göç nüfusunu barındırmaktadır. Bölgede binlerce karabatak, karabaş martı ve gümüş martı kışlamaktadır.
– İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu üyelerinin Zerzevatçı Mahallesi etrafındaki son 10 yıllık kayıtlarına göre bölgede 125 kuş türü tespit edilmiştir.
– Dava konusu alanda literatür ve daha önceki yıllarda yapılan gözlemler sonucu tespit edilen 11 kuş türü tehdit altındadır.
– Alan, İstanbul’da süzülerek göç eden kuşların en iyi izlendiği Toygartepe’ye yaklaşık 700-850 metre uzaklıktadır. Beykoz sınırları içerisinde 287 kuş türü, İstanbul’da 352 kuş türü ve Türkiye’de görülen kuş türü sayısının 492 olduğu göz önüne alındığında, ülkede yaşayan kuş türlerinin yüzde 25’i dava alanında görülebilmektedir. Bu da alanın kuş türü zenginliğini göstermekle birlikte alanda yaban hayatının devamlılığının ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir.
– Özellikle sonbahar mevsiminde gerçekleşen kuş göçünce yüzbinlerce yırtıcı kuş bölgeden geçmektedir. Söz konusu alan ilkbahar ve sonbahar göçünde Afrika ile Avrupa arasında göç eden kuşların yorgun bir şekilde uğradıkları, yakıt depolayarak zorlu yolculuklarına devam etmelerini sağlayan bir istasyon görevi görmektedir. Göç dönemlerinde ve yaz aylarında gökyüzünü kırlangıçlar, ebabiller, arı kuşları ile yırtıcı kuşlar, kış aylarındaysa sığırcık sürüleri ve yabani güvercin sürüleri kaplamaktadır.
– Bern sözleşmesine göre dava konusu alan ve etrafında gözlemlenen kuşlardan 116’sı koruma altındaki türlerdendir. Bu alanın kuşlar için önemli olması, süzülerek göç eden kuş göç yolu üzerinde olması, alanın etrafının genel anlamda orman olması nedeniyle “doğal sit- nitelikli doğal koruma alanı” olarak kalması gerekmektedir. Dava konusu alanın statüsünün düşürülmesinin kuşlar ve yaban hayatı açısından uygun olmadığı değerlendirilmektedir.
Etrafı ormanlık alan
– Sit derecesinin düşürülmesiyle söz konusu alanın önemli bir bölümünde çadırlı kamp, karavan, günübirlik faaliyetlerin yanı sıra tarım, hayvancılık amaçlı entegre tesisler, turizm tesisleri, düşük yoğunlukta yerleşimler yapılabilmekte, madenlerin aranmasına izin verilebilmektedir. Bu kapsamda dava konusu alanda sayılan kullanımlara ilişkin faaliyete gidilmesi durumunda zaten oldukça bozulmuş fakat mevcut yasal çerçeve kapsamında restore edilebilecek doğal yapının daha da bozulmasına yol açılabileceği değerlendirilmektedir.
Bilimsel rapor yok hükmünde
Raporda, sit derecesinin düşürülmesine dayanak olan ETBAR ile ilgili tespitlerde de bulunuldu. Bilirkişi raporuna göre, ETBAR 246 sayfadan oluşuyor. Bunun 43 sayfasında alana ilişkin temel bilgiler ve bulgular yer alıyor. Raporun 41 sayfasında konum bilgisi verilmeden bitki listesi, sekiz sayfasında konum bilgisi olmayan hayvan listesi, 102 sayfasında koordinat tablosu, 33 sayfasında Kuzey Karadeniz Kuşağı Doğal Sit Alanı’na ilişkin koruma kurul kararları, 10 sayfasındaysa alanda yapılan beş tespit arazi gezisiyle ilgili birer sayfalık tutanak ve birkaç fotoğraf bulunuyor. Bilirkişilerin söz konusu raporla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
– Bu haliyle raporun bir bilimsel çalışma değil, toplama bir envanter çalışması olarak görülebileceği, ilgili yönetmelik gereği ardışık dört mevsim yapılması gerekmesine rağmen son 10 sayfaya sunulan tutanakların, 26.961,85 Ha büyüklüğündeki alan için yapılabilecek gözlemlerin büyüklüğü, içeriği ve bilimsel olarak olması gereken niteliği düşünüldüğünde ancak yok hükmünde sayılabileceği değerlendirilmektedir.
– Raporda nitel değerleri nicel olarak analiz etme iddiasıyla sunulan Analitik Hiyerarşi Süreci tekniğinin sadece nicel değerlendirme için kullanıldığı, konum bilgileri eksik olduğundan incelenen türlerin bağlamından, içinde bulundukları ortamdan koparılarak nesneleştirildiği görülmektedir. Bu yaklaşımın, İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararlarıyla yüksek derecede belirlenen doğal sit alanlarında ortaya çıkan bozulmaları giderecek öneriler geliştirmek, daha korumacı bir tutum belirlemeye yardımcı olmak yerine, bozulmayı teşvik etmek, bozanı ödüllendirme anlamına gelecek şekilde çoğu yerde koruma derecesinin düşürülmesine neden olduğu gözlenmektedir.
– Dava konusu alan kısa sürede yönetmelik kapsamında incelenip değerlendirilebilir büyüklükte olsa da proje ekibi bu yönde bir çaba içine girmemiş, yaklaşık 27.000 Ha büyüklükteki alan için yaptığı değerlendirmelerle dava konusu tescil kararlarını verme yoluna giderek ölçeğin gerektirdiği detay çalışmalardan kaçınmıştır.
– Dava konusu işlem Beykoz ilçesindeki doğal sit alanlarının yeniden değerlendirilmesine yönelik yapılan birkaç çalışmadan biridir. “Beykoz Doğal Sit Alanı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu”nda itiraz konusu Zerzevatçı Mahallesi’ne yönelik özel olarak yapılmış bir çalışmaya ilişkin kanıt bulunmamaktadır. Rapor metni içinde yapılan taramada Zerzevatçı kelimesi bir kere bile geçmemekte, arazi tespiti yapılan yerler arasında dava konusu alan veya yakın çevresi yer almamaktadır. Bu haliyle tescil işlemine yönelik koruma alanlarının sadece mevcut arazi kullanışına bakılarak belirlendiği izlenimi edinilmektedir.
– Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Beykoz’da parça parça değerlendirme çalışmalarının devam ettiği bilinmektedir. Alanın büyüklüğü nedeniyle etaplama makul görülebilir. Ancak etaplara inildiğinde “Beykoz Doğal Sit Alanı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu”nun çalışılan etaba ilişkin kısımlarının biraz da detaylandırılması, gerekiyorsa etaba ilişkin ilave çalışmalarla, koordinat listesi gibi lüzumsuz içeriklere girilmeden bilimsel olarak kabul edilebilir genişletilmiş bir güncelleme yapılmasının koruma mevzuatı açısından daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
İmar planları iptal edilmişti
Beykoz’un Zerzevatçı Mahallesi’nin yanı sıra Çengeldere, Fatih, Yavuzselim, Baklacı, Çiftlik ve Görele mahallelerini kapsayan 3 bin 275 hektarlık alanın da sit derecesi de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düşürülmüş, değişikliğe dayanılarak yeni imar planları hazırlanmıştı. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, imar planlarının iptal edilmesi için dava açmıştık. Bu dava kapsamında geçtiğimiz günlerde bir bilirkişi raporu hazırlanmış, raporda imar planının şehirleşme prensiplerine, planlama yöntemlerine ve plan esaslarına, kentsel yerleşmenin mevcut ve gelecekteki durumuna uygun olmadığı tespit edilmişti. Bakanlık, bu dava devam ederken planlarda revizyona gitmişti. Revize planlara karşı açtığımız dava kapsamında İstanbul 3’üncü İdare Mahkemesi, planları imar mevzuatına uygun olmadığını belirterek iptal etmişti.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi