XI. Endüstri ve İşletme Mühendisliği Kurultayı Sonuç Bildirgesi

Yazar- MO İstanbul 23 Kasım 2017 Perşembe

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına İstanbul Şube yürütücülüğünde 17-18 Kasım 2017 tarihlerinde MMO İstanbul Şube Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen XI. Endüstri ve İşletme Mühendisliği Kurultayı sonuç bildirgesi taslağı yayınlandı.

İndirmek için lütfen tıklayınız.

Endüstri işletme sektöründe çalışan üye, uzman, yöneticiler, kamu ve özel sektör temsilcileri ile bilim insanlarını bir araya getiren ve ana teması kurultayın sonuç bildirisinde özetle şu görüş ve öneriler ifade edildi:

XI. ENDÜSTRİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ TASLAĞI:

XI. Endüstri-İşletme Mühendisliği Kurultayı, TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına İstanbul Şube sekretaryalığında 17-18 Kasım 2017 tarihlerinde MMO İstanbul Şube Konferans Salonunda meslektaşlarımız, öğrencilerimiz, ilgili kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. “Endüstriyel Dönüşümde Endüstri ve İşletme Mühendislerinin Rolü” ana başlığı altında gerçekleştirdiğimiz kurultayımızı 214 katılımcı izlemiştir.

Kurultayımız süresince 3 panel gerçekleştirilmiş, 1 özel oturum ve 4 oturumda toplam 13 bildiri sunulmuş ve bildiriler kitabı basılmıştır.

Türkiye`de Endüstri Mühendisliği eğitimi 1969 yılında ODTÜ`de ve hemen akabinde de İTÜ`de başlamıştır. 2017 yılında endüstri ve işletme mühendisliği alanı için yurt genelinde 93 üniversitede 93’ü örgün, 12’si ikinci öğretim olmak üzere toplam 105 Endüstri ve İşletme Mühendisliği Bölümü bulunmaktadır. Bunların 68’i devlet, 37’si vakıf üniversitesidir. Bu rakamlar, endüstri ve işletme mühendisliğinin birçok üniversitede kolayca açılabilen mühendislik bölümlerinden biri haline geldiğini göstermektedir. Kasım 2017 itibariyle odamıza kayıtlı endüstri ve işletme mühendisi sayısı 8050’yi bulmuştur.

Endüstri ve işletme mühendislerinin imza yetkisi olması için iki uzmanlık alanı tanımlanmış ve Resmi Gazete‘de Stratejik Planlama ve Yatırım Hizmetleri Yönetimi Mühendis Yetkilendirme yönetmelikleri yayımlanmıştır. Bunlardan ilki olan stratejik planlama uzmanlığı ile, ülkeyi yönetenlerin heveslerinin ve hayallerinin gerçekleştirilmesi için değil ülke olanakları ve kabiliyetleri ile dünyadaki fırsatlar ve tehditler göz önüne alınarak stratejik planlar hazırlanması ve bu plana ulaşmak için tüm ülke ekonomisinin ve sanayisinin ortak bir istikamete yönlendirilmesi amaçlanabilecektir.

Yatırım Hizmetleri Yönetimi ise mevcut kaynakları en uygun ve en etkili şekilde kullanmamız için gereken mesleki bilgi birikiminin ülke ve toplum yararına kullanılmasını sağlayacaktır. Bu sayede ilerleyebilir ve halkımız için fark yaratacak değerleri ortaya çıkartabiliriz.

Kurultayımızın amacı gelişen ve değişen teknolojiye uyumlu, insanı tüm üretim ve hizmet sektörlerinin odağında tutabilecek bir vizyonu endüstri işletme mühendisliği açısından değerlendirmektir. Bu değerlendirme Üniversiteler ve Sanayi iş birliktelikleri çerçevesinde önemsediği kamusal değerlerle gerçekleştirilmelidir.

Kurultayımızın amaçları;

  • Endüstriyel dönüşümde endüstri işletme mühendisleri olarak sistemin insan odağını ve sistem çevre ile uyumunu optimum düzey de değerlendirmek.
  • Teknolojik ilerlemenin zorunluluğu ile oluşacak çeviklikleri, meslektaşımızın büyük fotoğrafın neresinde olduğunu ve ilerleyen süreçte nerede olacağını öngörmek,
  • Stratejik Planlama ve Yatırım Hizmetleri uzmanlık alanlarının, belgelendirmeye ilişkin yönü endüstriyel dönüşüme adaptasyonu ve uygulanabilirliğini incelemek,
  • Teknolojik ilerlemede toplumsal yararları önemseyerek şirketlere /kamuya uyumlulaştırmak.
  • Üniversitelerin eğitim programlarına endüstriyel dönüşümle ilgili irdeleyebilen, toplumsal kazanımları içeren derslerin dahil edilmesini sağlamak,
  • Öğrencilere TMMOB geleneği ve Makina Mühendisleri Odası bakış açısı ve öğrenci üyeliğinin, örgütlü yapının gerekliliğinin önemini aktarabilmektir.

Kurultayın değerli amaçları doğrultusunda; biz endüstri ve işletme mühendislerine, günümüzde yaygın olarak konuşulan Endüstri 4.0 üzerine yalnızca üretim ve hizmet sunma açısından değil, kamudan yana ve insan odağı üzerine de bir geri bildirim sağlamıştır.

Tüketimin nüfus artışından 9 kat fazla artmasına rağmen üretim nüfus artışından 18 kat daha fazla artmıştır. İhtiyaçlara ulaşmaktaki imkanlar oldukça artmasına rağmen açlık, savaş ve sömürü hala devam etmektedir. Gelinen noktada sistem toplumsal barışı sağlayacak, refah seviyesini dengeleyecek çok fazla şey üretememiştir.

Her şeye karşın, geleceğimizi ellerimize almak ve öz kaynaklara dayalı bir toplumsal kalkınma olanaklıdır.

Söz konusu olumsuz gidişin nedeni olan dışa bağımlı politikalar terk edilmeli; emperyalist güçlerin dayattıkları programlar reddedilmelidir. Serbestleştirme, özelleştirme uygulamalarından vazgeçilmeli, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, sanayiye ve katma değeri yüksek ileri teknoloji alanlarına yatırımlar yapılmalı, kamunun ekonomideki yönlendiriciliği benimsenmeli ve net bir planlama-kalkınma yönelimi benimsenmelidir.

Yazar- MO İstanbul 23 Kasım 2017 Perşembe