Kuzey Ormanları’nda 29 Dönümlük Alanın Sanayiye Tahsis Edilmesine Karşı Kent Mücadelemizi Başlattık!

Arnavutköy İlçesi, Boyalık Mahallesi’nde bulunan 127 ada 3 ve 4 numaralı parsellerdeki yaklaşık 29 dönümlük arazi, mevcut plan kararları ve çevresel duyarlılıklar açısından kritik bir durumu yansıtıyor. Bu alan, 2009 onaylı Çevre Düzeni Planı’nda “Kesin Korunacak Hassas Alan” olarak belirlenmişken, 16 Mart 2021 tarihli plan revizyonunda “Eko-Turizm Bölgesi” statüsüne alınmıştı. Ancak gelinen noktada, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan son değişikliklerle bu alanın sanayi faaliyetlerine açılması yönünde adımlar atıldığı görülmüştür.
Meslek odaları, bilim insanları ve uzmanlar, İstanbul’un kuzeyindeki hassas alanların “eko-turizm” fonksiyonuna dahi alınmasına karşı çıkarken, bu son gelişme endişeleri daha da artırmıştır. Zira, “ticaret” lejantı altında bir sanayi faaliyetinin yürütülmesi planlanmaktadır. Plan açıklama raporuna göre, Maliye Hazinesi mülkiyetindeki bu arazi, 10 Mayıs 2024 tarihinde Ahlatcı Metal Rafineri Anonim Şirketi’ne “Yeniden Değerlendirilmiş Metal Atık ve Hurdalar” imalatına yönelik yatırımlar için tahsis edilmiş durumda. Bu durum, planlama alanının gerçek fonksiyonu ile tanımlanan lejant arasında ciddi bir tutarsızlık olduğunu açıkça göstermiştir. Metal atık geri kazanımı gibi üretim süreçlerini içeren bir faaliyetin “ticaret alanı” olarak sınıflandırılması, şehircilik ilkelerine ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ilkesine aykırılık teşkil etmiştir.
Bu imar planı değişikliğinin en dikkat çekici yönlerinden biri de, söz konusu alanın Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Yapı Alanı’nın hemen doğusunda yer alması. Yıllardır meslek örgütleri, uzmanlar ve çevre aktivistleri tarafından dile getirilen “Kanal İstanbul’un bir ulaşım veya sosyal konut projesi olmaktan öte, İstanbul’un kuzeyini çeşitli gerekçelerle yapılaşmaya açma projesi olduğu” tezi, bu son gelişmeyle bir kez daha doğrulanıyor. Bölgenin stratejik konumu ve art arda gelen bu tür plan değişiklikleri, İstanbul’un doğal dengesini ve ekolojik bütünlüğünü tehdit eden büyük ölçekli bir dönüşümün parçası olarak yorumlanıyor.
Raporda yer alan önemli bir detay ise, planlama alanının jeolojik açıdan “Önlemli Alan 2.1 (ÖA-2.1) – Önlem Alınabilecek Nitelikte Stabilite Sorunlu Alanlar” ve “Önlemli Alanlar-2.1a (ÖA-2.1a)” sınırları içerisinde kalmasıdır. Bu tür riskli alanlarda sanayi niteliğinde tesislerin inşası, potansiyel çevresel ve yapısal riskleri artırarak hem kamu güvenliğini tehdit edebilir hem de bölgenin hassas ekosistemine onarılamaz zararlar verebilir. Özellikle Durusu Gölü, Küçükçekmece Gölü ve Büyükçekmece Gölü’ne olan yakınlığı göz önüne alındığında, metal geri kazanım süreçlerinden kaynaklanabilecek olası kirlilik riskleri, bölgenin su kaynakları ve biyolojik çeşitliliği üzerinde ciddi tehditler oluşturabilir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, kamu yararına aykırı bu imar planı değişikliğine karşı dava açtığımızı kamuoyuna duyururuz. Bu hukuki süreç, İstanbul’un kuzeyindeki planlama kararlarının şeffaflığı ve kamu yararına uygunluğu açısından büyük önem taşımaktadır.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi







