6.13.1. Ek 1: Dava Dilekçesi

 

Danıştay Sayın Başkanlığına

İletilmek Üzere

İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi

Sayın Başkanlığına

 

26.10.2007

Yürütmenin durdurulması isteklidir.

İptal İsteminde Bulunan Davacı: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi

Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası Beşiktaş İstanbul

 

Vekili: Av. Ş. Can Atalay

Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası

Beşiktaş İstanbul

 

Davalı İdare: TC Kültür ve Turizm Bakanlığı

Ankara

Konu: 09.07.2007 T.T 1/5000 Ölçekli İstanbul Ataköy Turizm

Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Nâzım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planının yürütmenin durdurulması ve iptali istemidir.

Öğrenme Tarihi: 27.08.2007 (askı süresinin bitiş tarihi)

 

A Ç I K L A M A L A R

Yargılamaya konu olan, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 09/07/2007 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Nâzım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı; İstanbul Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi 774, 754, 755, 756, 757 adaların önüne isabet etmekte olan Bakırköy-Sirkeci sahil yolu üzerinde Belediyesi tarafından yapılmış olan 144.264 m2 mevcut dolgu alanı ve planla önerilen 325.736 m2 ilave dolgu alanı ve 1.000.000 m2 deniz alanı olmak üzere toplam 1.470.000 m2’lik bir alanı kapsamakta ve öneri plan kararı ile deniz üzerinde üretilen bu alana 710.000 m2’lik yapı alanı ve kruvaziyer liman tesisini öngörmektedir. Söz konusu planlar, usul ve esas yönünden şehircilik hukuk ve ilkelerine, bilimsel gereklere ve kamu yararına açıkça aykırıdır. Planlar onanarak uygulama süreci başlamış olduğundan ileride geriye dönüşü mümkün olmayan hukuki, teknik ve çevresel zararlara neden olunmaması için yürütmenin durdurulmasını ve planların iptalini talep etme gereği doğmuştur. Planların iptali ve yürütmenin durdurulmasına dair gerekçelerimiz aşağıda sunulmaktadır.

 

PLAN İPTALİNE İLİŞKİN GEREKÇELERİMİZ:

1- Yargılama konusu plan, esas olarak turizm merkezi ilanının gerektirdiği ve yukarıda anılan hususlara aykırı bulunduğu gibi turizm merkezi kapsamında hazırlanarak onanması yetki yönünden de usullere aykırı bulunmaktadır.

 

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ilgili mevzuat gereğince tarihi ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı ve/veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yöreleri korumak, kullanmak, sektörel kalkınmayı ve planlı gelişimi sağlamak amacıyla değerlendirmek üzere Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile tespit ve ilan edilmesi gerekmektedir.

 

Meri yasa ve mevzuata göre kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin tespitinde ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyokültürel turizm değerlerinin, özellikle doğal turizm kaynaklarının korunması; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kamu yararına korunması, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerinin bozulmaması, deniz, göl ve akarsular ile kıyılar, özelliklerini bozucu ve yıpratıcı şekilde kullanılamaz hükmüne uyulması esas alınmaktadır.

 

Söz konusu planlara konu olan mevcut dolgu alanı Ataköy Turizm Merkezi ve sınırları içerisinde bulunmamakta ve bu alana ek olarak önerilen deniz turizmi alanları için turizm ve/veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri tespit ve ilanına dair usul ve esasa uygun bir karar bulunmamaktadır.

 

2- Yargılama konusu plan ve plan notları Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurul kararlarına uymamaktadır. Kurul kararları plan notlarına hukuku yanıltıcı bir biçimde işlenmiştir ve planlar hakkında kurul onayı bulunmamaktadır.

 

Doğal tarihi kültürel varlıkları nedeni ile dünya kültür mirası listesine girerek uluslararası koruma altına alınan özelliklerinin en yoğun olarak bulunduğu ve toplum ve kamu yararına aykırı olarak kentsel rantlara dayalı hatalı turizm ve kentsel yatırımlar ve alelacele alınan usul ve tekniğine uygun olmayan plan kararları ile bu özelliklerini kaybetme tehdidi altında bulunan Tarihi Yarımadayı ve Surları dolaysız olarak etkileyecek planlama alanı;

 

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 19.06.1981 tarih ve 12850 sayılı kararıyla tarihi sit alanı olarak belirlenen ve İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 02.08.1995 tarih ve 6898 sayılı karan ile Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit Koruma Alanı olarak tanımlanmış olan, Sur Tecrit Bandı olarak anılan alanın bitişiğinde, sur algılama ve bakış açılan ve etkileşim bölgesi içinde yer almakta; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığın 10.06.1978 gün ve 10427 sayılı kararıyla tescilli Zeytinburnu 756 ada, 2 parsel ve İstanbul 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 09.04.1989 gün ve 1043 sayılı kararıyla tescilli 774 ada, 6 parselde bulunan yapılara ve İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 24.05.2000 tarih ve 11850 sayılı kararıyla I. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bulunan surlara komşu bulunmakta ve 2863 sayılı kanun gereğince kurulun yetki alanında bulunmaktadır ve bu konuda Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu görüşleri ve onayı esas alınmak durumundadır.

 

İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Bölge Kurulunun kurula iletilen planlar konusunda aldığı 11.05.2007 gün ve 1375 sayılı kararı ve plan notu olarak eklenen 27.06.2007 gün ve 1537 sayılı kararında; 11.05.2007 gün ve 1375 sayılı kararda “mevcut dolgu alan ve yeni doldurulacak alanda; 1l/100, 000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planında da yer alan liman fonksiyonunun prensip olarak uygun bulunduğuna: Ancak öneri planların şehircilik açısından etkilen ve çevre plan koşulları (I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 26.01.2005 tarih ve 399 sayılı kararıyla uygun bulunan 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı, İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 16.08.2006 tarih ve 583 sayılı kararıyla uygun bulunan 1/5000 ölçekli Zeytinburnu Sur Tecrit Alanı Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı, hakkında 17.01.2007 tarih ve 932 sayılı karar bulunan Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar planı ve koruma amaçlı uygulama imar planları vd) bir bütün olarak ele alınarak, yeni dolgu alanı oluşturulması ile ilgili teknik ve yasal alt yapı oluşturulduktan, ilgili kurum görüşleri alındıktan sonra geliştirilecek her ölçekteki planın kurulumuza iletilmesi gerektiğine, yapılanma koşulları ve plan notlarının planlar iletildikten sonra değerlendirilebileceğine karar verildi” denilmiştir.

 

Yargılama konusu planlara, plan notu olarak eklenen 27.06.2007 gün ve 1537 sayılı kararında ise; yukarıda aktardığımız 11.05.2007 gün ve 1375 sayılı kararın geçerli olduğuna; söz konusu kararda da belirtildiği üzere; öneri planların (I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 26.01.2005 tarih ve 399 sayılı kararıyla uygun bulunan 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı, İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 16.08.2006 tarih ve 583 sayılı kararıyla uygun bulunan 1/5000 ölçekli Zeytinburnu Sur Tecrit Alanı Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı, hakkında 17.01.2007 tarih ve 932 sayılı karar bulunan Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar planı ve koruma amaçlı uygulama imar planları vd) bir bütün olarak yeniden değerlendirilen ve 1/5000 VE 1/1000 ölçekli plan yapım tekniğine göre hazırlanan, her ölçekteki plan aşamasında İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun görüşü alınacaktır şeklinde plan notu eklenerek iletilmesi, açıklanan şekilde hazırlanan planlarla gelen yapılaşmanın tarihi yarımada ve surlarla ilişkisini gösteren, maket, siluet ve animasyon gibi çalışmaların iletilmesinden sonra konunun değerlendirilebileceğine karar verildi denilmiştir.

 

Kurul kararlarından açıkça anlaşılacağı gibi söz konusu planlar ve plan notları hakkında kurul kararı alınabilmesi için ilgi kararların gereği yerine getirilmemiş olup kurulun planların değerlendirilebilmesi için gerekli gördüğü koşulları belirten kararı amaç ve usulünden saptırılarak “27.06.2007 gün ve 1537 sayılı kararı doğrultusunda alınacak uygun görüşe göre uygulama yapılacaktır” şeklinde not olarak eklenerek planlar onaylanmıştır.

 

Bu nedenle kurulun ilgi kararlarından da açıkça anlaşılacağı gibi İstanbul’un en önemli tarihi, doğal ve kültürel çevresini dolaysız olarak etkileyecek ve baskı altına alacak söz konusu planlar 2863 sayılı yasa kapsamındaki alanlar için hazırlanacak plan yapım tekniğine ve usul ve amaçlarına uygun olmadığı gibi planlar hakkında kurulun görüşü ve onayı bulunmamaktadır.

 

3- Yargılama konusu planlar ve notları üst ölçekli plan kararlarına, plan teknik ve hiyerarşisine ve şehircilik bilimine uygun değildir.

 

Yargılama konusu olan ve İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri başlığı altında; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 144.264 m2 mevcut dolgu alanı ve planla önerilen 325.736 m2 ilave dolgu alanında üzerine 710.000 m2’lik yapı alanını içeren yat limanı, kruvaziyer liman ve deniz turizmi tesisleri öngörülmektedir. Söz konusu alan meri 1/100.000 İstanbul İli Çevre Düzeni Planında kısmen kültür ve turizm amaçlı kullanımlar kısmen de bölgenin riskli jeolojik yapısı nedeniyle alt ölçekte değerlendirilecek alanlar lejantında kalmaktadır.

 

1/100.000 İstanbul İli Çevre Düzeni Plan hükümlerinin,

 

9.1.4.1 maddesinde bölgenin riskli jeolojik yapısı nedeniyle kullanımı alt ölçekte netleştirilecek alanlar; “hazırlanacak jeoteknik ve jeofizik raporları esas alınarak ölçekli planlarda sınırlan ve kullanım kararları netleştirilecek alanlardır”,

 

9.6.1. Kültür-Turizm Amaçlı Kullanımlar ve Turizm Merkezleri maddesinde ise “Doğal tarihsel ve kültürel kaynakların iyileştirilmesi, koruma ve restorasyon yoluyla turizme kazandırılması amaçlanan, yeri, mevkii ve sınırları Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile tespit ve ilan edilen turizm merkezleri ile öneri kültür, turizm amaçlı kullanımlar, ortak stratejiler bağlamında Kültür-Turizm Amaçlı Kullanımlar ve Turizm Merkezleri olarak belirlenmiştir. Bu alanlar kültür ve turizm amaçlı kullanımlar dışında kullanılamaz. Yüksek kalite konut rezidans kullanışlarına yer verilemez.

 

7.3 maddesinde ise “1/100.000 ölçekli planda çizilen çeşitli arazi kullanım ve yerleşme alanlarına ait sınırlar şematik olarak gösterildiğinden bu plan üzerinden plan ölçeği ile ölçü alınamaz, yer tespiti ve uygulama yapılamaz. Hâkim fonksiyonun belirtildiği bu alanlara \ ve bu alanlar içerisinde yer alanlara diğer fonksiyonların dağılımları ve bu dağılımların yoğunlukları, sınıfları ve detayları alt ölçekli planlarda belirlenecektir” şeklinde plan hükümleri yer almaktadır.

 

Aynı zamanda. 1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planlan ile eşgüdüm halinde plan çalışmalarına başlanılan ve ilgili teklifte yer alan bölgeyi de kapsayan 1/250.000 ölçekli İstanbul Nâzım İmar Plan yapım çalışmaları süreci de halen devam etmektedir.

Yargılama konusu planlar bu süreçler tamamlanmadan, üst plan kararlarına aykırı bir şekilde onaylanmıştır.

 

4- Yargılama konusu planlar; deprem sakınımı, afet ve risk yönetiminin temel ilkelerine aykırı, bu anlamda emsal yaratıcı ve toplumun can ve kamunun mal varlığını güvence altına alacak önlem ve kararları içermediğinden ilgili kanun ve yönetmelikler, planlama ilke ve kuralları ile kamu yararına aykırıdır.

 

1/100.000 İstanbul İli Çevre Düzeni Plan hükümlerine uymadan, özellikle de yer aldığı bölgenin olası Marmara depremi açısından İstanbul’un en riskli kesimlerinden olduğu bilimsel raporlar ile kanıtlanan; çevre düzeni planında “hazırlanacak jeoteknik ve jeofizik raporları esas alınarak alt ölçekli planlarda sınırları ve kullanım kararları netleştirilecek alanlar” bölgesindedir.

 

Yargılama konusu planlar, tümü eski ve öneri dolgu alanlarında; ayrıntılı jeoteknik ve jeofizik araştırmalar yapılmadan gerekli yasal yönetsel, teknik, fiziksel, ekonomik, kültürel ve sosyal fizibilite rapor karar ve önlemlerine uygun olarak dolgu plan ve uygulamaları yapılmadan; Anayasaya aykırı olarak getirilen liman kararı için yatırımcıların keyfi tutumu ile saptanan fonksiyon için gerekli olmayan 710.000 m2’lik yüksek yapılaşma koşullarını sağlayan, E=1.5 emsal değerini plan kararı olarak getirmektedir ve bu kadar önemli ve riskli bir alanda; Ayrıntılı jeoteknik ve jeofizik raporların elde edilmesini ve toplumun can ve kamunun doğal kültürel varlıkları ile mal varlıklarını güvence altına alacak önlem ve kararları planlama ilke ve amaçlarına aykırı olarak nâzım ve imar uygulama imar planları sonrasına bırakmaktadır.

 

5- Yargı konusu planlar; tarihi yarımada ve surları, son derece yoğun bir yapılaşma ve trafik baskısı altına almakta ve denizden algılanan tarihi ve kültürel silueti ve kentsel peyzajı yok etmekte; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alandaki kamusal park ve yeşil alanı ortadan kaldırmaktadır. Bu durum ilgili yasa ve yönetmelikler (2863, 3194, 5621 vd) ile kamu yararına aykırıdır.

 

Yargı konusu planlama alanı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kamu yararına korunması, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerinin bozulmaması, deniz, göl ve akarsular ile kıyılar, özelliklerini bozucu ve yıpratıcı şekilde kullanılamaz hükmü esas alınarak planlanması gereken alanlarda kalmaktadır.

 

Mevcut dolgu, kent halkının park ve rekreasyon alanı olarak kullanılmakta ve bu kullanış aynı zamanda tarihi yarımada ve surları, yapılaşma ve trafik baskısından koruyan tampon görevi ve denizden algılanan silueti koruyarak peyzaj zenginlik katmaktadır.

 

Ayrıca yargı konusu planlama alanın kuzeyindeki Ataköy-Bakırköy ve Zeytinburnu yerleşmelerine ilişkin yoğun nüfusun ve İstanbul halkının -güneydeki sahil kesiminden rekreasyon amaçlı yararlanması hususu; bu bölgeye getirilen Ataköy turizm merkezi, Zeyport gibi özellikle turizm amaçlı planlama kararları ile yok edilmektedir. Park ve açık alan amaçlı kamusal alanların korunması ve geliştirilmesi şehircilik biliminin bir gereği olma yanında özellikle “kamu yaran” açısından da son derece önemlidir.

Ancak deniz üzerinde yaratılan planlama alanına getirilen yüksek yapılaşma yoğunluklu kullanım kararları ve kruvaziyer liman teklifi; tarihi yarımada ve surları, son derece yoğun bir yapılaşma ve trafik baskısı altına almakta ve denizden algılanan tarihi ve kültürel silueti ve kentsel peyzajı yok etmekle kalmamakta kıyı bölgesinde kullanılan park ve yeşil alanı da ortadan kaldırmaktadır.

 

6- Yargılama konusu planlar; Anayasa ve Kıyı Kanunun esas amacına aykırı olarak kıyı kanununa eklenen “kruvaziyer liman” maddesine sığınarak İstanbul’un çok değerli bir kıyı bölgesine liman fonksiyonlarının gerektirdiği kapalı alan kullanışların çok üstünde bir yapılaşma yoğunluğu getirmekte ve kıyı kanununa, imar kanununa ve ilgili imar planları yapım mevzuatına da uymamaktadır.

 

3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 13 üncü maddesi ile 4.4.1990 tarih ve 3621 S.Kanunun 6’ıncı maddesinin dördüncü fıkrasının b bendinden sonra gelmek üzere c bendi ve yeni fıkra eklenmesine yönelik hüküm getirilmiştir.

 

Bu madde ile “Organize turlar ile seyahat eden kişilerin taşındığı yolcu gemilerinin (kruvaziyer gemilerin) bağlandığı, günün teknolojisine uygun yolcu gemisine hizmet vermek amacıyla liman hizmetlerinin (elektrik, jeneratör, su, telefon, internet ve benzeri teknik bağlantı noktaları ve hatlarının) sağlandığı, yolcularla ilgili gümrüklü alan hizmetlerinin görüldüğü, ülke tanıtımı ve imajını üst seviyeye çıkaracak turizm amaçlı (yeme-içme tesisleri, alışveriş merkezleri, haberleşme ve ulaştırmaya yönelik üniteler, danışma, enformasyon ve banka hizmetleri, konaklama üniteleri, ofis binaları) fonksiyonlara sahip olup, kruvaziyer gemilerin yanaşmasına ve yolcuları indirmeye müsait deniz yapıları ve yan tesislerinin yer aldığı kruvaziyer ve yat limanları yapılabilir.

 

Özelleştirme kapsam ve programına alınan ve sahil şeridi belirlenen veya belirlenecek olan alanlar ile kıyı ve dolgu alanlarında yapılacak yat ve kruvaziyer limanlarının ihtiyacı olan yönetim birimleri, destek birimleri, bakım ve onarım birimleri, teknik ve sosyal alt yapı ve konaklama birimleri ile ilgili kullanım kararları ve yapılanma şartları imar planı ile belirlenir. Bu yapı ve tesisler yapım amaçları dışında kullanılamazlar” hükmü getirilmiştir.

 

Bu düzenleme, Danıştay 6’ıncı Dairesinin 12.10.2005 tarihli, 2004/3061 Esas ve 2005/4679 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen, 30.03.2004 tarih ve 25418 Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik” ile aynı hükmü içermekte olup, “ülke tanıtımı ve imajını üst seviyeye çıkaracak turizm amaçlı yapılar” gibi bilimsel ve teknik literatürde bulunmayan, yoruma açık bir tanımla, tüm kıyı alanlarımızı yüksek yoğunluklu yapılaşmaya açma çabalarının hukuka aykırı bir örneğidir.

 

Bu nedenlerle, 5398 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 13 üncü maddesi Anayasa’nın 43/2 ve 63/1 maddelerine aykırılık taşımaktadır.

 

Ancak yargılama konusu plan bu maddelere de aykırı bulunmaktadır. Kıyı Kanununun anılan maddesinde kruvaziyer limanlar ile ilgili uygulamalar imar planı düzenlemelerine tabi kılındığından, yapılan imar planlarının plan yapım usullerine uygun olarak hazırlanması gerekmektedir. Yargılama konusu imar planı, imar mevzuatı ve uygulamaları dikkate alındığında, plan yapım usullerine uygun olarak hazırlanmamıştır.

Toplam 1.470.000 m2 gibi büyük bir alanın, içinde farklı altyapı, ulaşım ve donatı koşulları getiren kullanımlar olduğu halde, planda “deniz turizmi ve kruvaziyer liman alanı” olarak sınırlandırılıp, herhangi bir alan kullanım düzenlemesi getirilmemesi plan yapım usullerine aykırıdır.

Başka bir ifadeyle, kruvaziyer liman kapsamında kalan alanda, yapı adaları, bunların yoğunluk ve düzeni, yolları ve diğer uygulamaya yönelik hususlara imar planında yer verilmemiş olması imar mevzuatına aykırıdır. Uygulama imar planlarında anılan hususların ayrıntılı olarak yer alması gerektiği, 3194 Sayılı İmar Kanunu ve eki Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile hüküm altına alınan “uygulama imar planı” tanımının gereğidir. 1.470.000 m2 büyüklüğünde bir alanın kruvaziyer liman olarak gösterilip başka bir düzenleme yapılmaması, uygulama imar planının şehircilik ilkeleri ve imar mevzuatı uyarınca yapılan tanımlarına ve amaçlarına aykırıdır.

 

7- İmar planı ile düzenlenen kullanımlar Kıyı Kanununun 6’ncı maddesinde tanımlanan kruvaziyer liman kullanım şartlarını da ihlal etmektedir. Esasen yer seçimi kararları açısından da hatalı bulunan planla getirilen yapılaşma emsalinin öngördüğü 705.000 m2 yapılaşma alanı ve getirilen fonksiyonlar; Turizmin kruvaziyer liman ihtiyacını ilke olarak kabul ederek koşullu ön izin ve onay veren kurumların da yanıltılması sonucunu doğurmakta ve bu anlamda planlama hukuku ve kamu yararı ilkesi yatırımcıların keyfi kararları ve çıkarları doğrultusunda kullanılmaktadır. Bu durum ise kıyı, imar vd kanun ve mevzuatına, planlama ilke ve hukukuna, toplum ve kamu yararına açıkça aykırılık taşımaktadır.

 

Şöyle ki, anılan Kanun hükmüne göre kruvaziyer liman alanlarında, gemilerin bağlanması, liman hizmetlerinin yerine getirilmesi, yolcularla ilgili gümrüklü alan hizmetlerinin sağlanması amaçlarına yönelik yapıların yanı sıra, kruvaziyer gemi yolcularının ihtiyacına yönelik turizm amaçlı fonksiyonlara yer verilebileceği görülmektedir. “Yeme içme tesisleri, alışveriş merkezleri, haberleşme ve ulaştırmaya yönelik üniteler, danışma, enformasyon ve banka hizmetleri, konaklama üniteleri, ofis binaları” kullanımlarının Kanun’da “turizm amaçlı fonksiyonlar” parantezine alınması bu bakımdan anlamlıdır. Bu kapsamda kalan kullanımların kruvaziyer gemi yolcularının ihtiyacı olan büyüklüklerde sağlanabileceği açıkça görülmektedir. Oysa inceleme konusu imar planında bu kapsamda düzenlenen kullanımlarda kruvaziyer gemi yolcularının ihtiyacından çok daha fazla düzenlemeler yapılmıştır. Örnek olarak, imar planı raporunda belirtildiği gibi, 120.000 m2 büyüklüğünde bir alanın alışveriş merkezi olarak düzenlenmesi bu çerçevede değerlendirilebilecek bir husustur. Söz konusu alansal büyüklük, İstanbul kentindeki büyük alışveriş merkezlerinin pek çoğundan daha büyüktür. Bu bakımdan, kruvaziyer liman kapsamında yapılması öngörülen alışveriş merkezinin, “organize turlar ile seyahat eden yolcu gemilerinin” yolcu kapasitelerinin çok ötesinde bir alansal büyüklük çerçevesinde değerlendirildiği; bu haliyle, İstanbul kentine yönelik diğer alışveriş merkezlerinden birinin daha yapılmak istendiği görülmektedir. Yine 75.000 m2 fuar, 40.000 m2 kongre merkezi, 35.000 m2 eğlence üniteleri, 15.000 m2 sinema ve bowling alanları, 15.000 m2 konser salonu, 10.000 m2 tiyatro salonları, 45.000 m2 yeme içme alanları, 205.000 m2 otel alanları da kruvaziyer gemilerin yolcu kapasitelerinin çok ötesinde alansal büyüklükler olarak dikkat çekmektedir. Bu kullanımların İstanbul kentine yönelik ticari kullanım kararları olarak öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca, otel alanlarının içinde 90.000 m2 büyüklüğünde bir alanın “100 m2’lik dairelerden oluşan apart otel” olarak düzenlenmesinden de, söz konusu alanın fiilen “konut” kullanımlı olarak değerlendirileceği tespit edilmektedir. Bu nedenlerle, kruvaziyer liman alanı olarak belirlenen alanın, imar planı koşullarıyla Kanun’da tanımlanan kruvaziyer liman çerçevesinin dışına çıktığı ve İstanbul kentine yönelik bir turizm ve ticaret alanına dönüştüğü belirlenmiştir.

 

8- Yargılama konusu planda yer alan fonksiyonların bir kısmı; Kıyı Kanununa (Anayasa ve Kıyı Kanununa aykırı olarak) eklenen kruvaziyer liman maddesine de aykırıdır.

 

Kıyı Kanununa göre kruvaziyer liman alanı olarak belirlenen alanda yer alan kullanımlar ve alansal büyüklükleri incelendiğinde, hâkim kullanım türünün kruvaziyer liman olmaktan uzaklaştığı görülmektedir. Aşağıda kruvaziyer liman alanında kalan kullanımların alansal büyüklükleri ve payları görülmektedir.

 

KULLANIMLAR                Alansal büyüklük, m2         Dağılım, %

Kruvaziyer terminali                           25.000                                    3, 55

Yat Onarım ve Bakım Ünite.              15.000                                    2, 13

Kr. İşletme ve Yönetim Birim.            5.000                                      0, 71

Yat Limanı İşletme Tesisleri              5.000                                      0, 71

Genel İdare Binaları                            5.000                                      0, 71

Fuar Alanı                                           70.000                                    9, 93

Kongre Merkezi                                 40.000                                    5, 67

Eğlence Üniteleri                                 35.000                                    4, 96

Sinema ve Bowling Alanları              15.000                                   2, 13

Konser Salonu                                   15.000                                    2, 13

Tiyatro Salonu                                   10.000                                    1, 42

Alışveriş Merkezi                               120.000                                  17, 02

Yeme İçme Alanları                            45.000                                    6, 38

Otel Alanları                                        205.000                                  29, 08

Turizm Acentaları vb Ofisler             15.000                                    2, 13

Banka vb Ofisler                                15.000                                    2, 13

Hastane ve Sosyal Üniteler               10.000                                    1, 42

KapalıSpor Alanları                           45.000                                    6, 38

Kültür Merkezi                                    10.000                                    1, 42

TOPLAM                                             705.000                                  100

 

Yukarıdaki işaretli bölümden de görüleceği gibi, alanda doğrudan liman fonksiyonu ile ilgili kullanımlar toplam içinde yalnızca % 7.81’lik paya sahiptir.

Ayrıca alanda yer alan fuar, kongre merkezi, eğlence üniteleri, sinema, tiyatro, konser salonları, hastane, spor alanı, kültür merkezi gibi fonksiyonların bir kısmı Kıyı Kanununa (anayasa ve kıyı kanununa aykırı olarak) eklenen kruvaziyer liman kullanımlarına da aykırıdır.

 

9- Yargılama konusu planlar: hali hazırda İstanbul’un deniz ve kara trafiğinin çok yoğun olduğu önemli terminal noktaları bulunan –ve planlanan– tarihi ve doğal ve kültürel değerleri açısından en önemli bölgesine; var olan deniz ve kara trafiğine ilave olarak kabul edilemez yoğunlukta bir kara ve deniz trafiği getirmekte; İstanbul’un deniz ve kara trafik seyir ve emniyetini tehdit altına almaktadır.

 

10- Yargı konusu planlar; ulusal ve uluslararası doğal, tarihi kültürel ve çevresel değerleri koruma ve kullanma ilke ve hukukuna açıkça aykırılık taşımaktadır.

Ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyokültürel turizm değerlerinin, özellikle doğal turizm kaynaklarının korunması; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kamu yararına korunması, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerinin bozulmaması, deniz, göl ve akarsular ile kıyılar, özelliklerini bozucu ve yıpratıcı şekilde kullanılamaz ilkelerine aykırı olan planlamanın önerdiği dolgu alanı ve içerdiği fonksiyonlar; planda yer alan biçim ve büyüklüğü ile; özellikle planlama alanını kapsayan binlerce yıllık dünya tarihi mirasını barındıran bölgenin deniz ve kara arkeolojisini, topografik özellikleri ile dünyada özel bir önem taşıyan İstanbul kıyı topografyasını, İstanbul’un ve Türkiye’nin su ürünleri sahası olan Marmara denizinin önemli bir kıyı kesimini ekolojik olarak önlem alınması olanaksız bir şekilde tahrip etmektedir. Bu durum ise ulusal ve uluslararası bütün doğal, tarihi ve kültürel çevre değerlerini koruma ve kullanma ilke ve hukukuna açıkça aykırılık taşımaktadır.

11-Yargı konusu planlama, İstanbul’un dünya turizm açısından cazibe kaynağı olan doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyokültürel varlıkların yarattığı turizm potansiyeli ve ekonomik kaynaklarını tüketici, maliyet ve çıkar dengesi açısından ülkenin ve turizm sektörün kısa ve uzun vadeli ekonomik çıkarlarına ve kamu yararına aykırıdır.

Planlamaya turizm sektörünün, ülke ve kent ekonomisinin yararı açısından bakıldığında ise; İstanbul’un dış turizm açısından cazibe kaynağı olan doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyokültürel turizm değerlerinin, özellikle doğal turizm kaynaklarının sürdürülebilir kullanım ve korunma dengelerini tahrip eden bu sektörel uygulamanın, ülke ve kentin var olan turizm potansiyeli ve ekonomik kaynaklarını da tüketeceği ve kamu ve genel turizm sektörü yararlarına aykırı bulunduğu görülecektir.

 

SONUÇ VE İSTEM  

1) Öncelikle 5398 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 13’üncü maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne, Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulmasına,

 

2) Yargılama konusu planlar usul ve esas yönünden hukuka ve kamu yararına, şehircilik bilimi ve ilkelerine aykırı olduğundan; onay süreci sonucunda başlamış bulunan uygulamanın devam etmesi durumunda telafisi güç zararların doğacağı açık olduğundan öncelikle olarak ivedi olarak yürütmenin durdurulmasına,

 

3) Yukarıda açıklanan nedenlerle, 09.07.2007 T.T 1/5000 Ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Nâzım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planının İptaline,

 

4) Sayın Mahkemenizce yürütmenin durdurulması kararı verilmesi durumunda veya gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması ve tamamlayıcı açıklamalarımızla kanıtlarımızı sunmamız için süre verilmesine,

 

5) Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz. Saygılarımızla.

 

Davacı

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi

Vekili Av. Ş. Can ATALAY

 

Ekler:

1- 09/07/2007 T.T 1/5000 Ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Nâzım İmar Planı

2- 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı

3- İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Sınırları

4- İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 11.05.2007 gün ve 1375 sayılı kararı

5- İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 27.06.2007 gün ve 1537 sayılı kararı;