1.8.9. Mesleki Denetimde Mimari Çevresel Etki Değerlendirmesi

İstanbul Büyükkent Şubemiz, üyelerimizin mesleki denetim kapsamında Odamıza sundukları, ya da sunmaları gereken mimari projelerin incelenmesi sırasında projeye ilk yönü veren imar koşulları sonucunda ortaya çıkacak yapılaşmanın doğal, kültürel ve kentsel çevre değerleri ile kamu yararına veya hukuka aykırı bir durum yaratıp yaratmayacağının belirlenmesi ve sakıncalı bulunan projelere karşı, yatırım planlama aşamasında iken uyarıcı görevini yerine getirme sürecini içeren Mesleki Denetimde Mimari ÇED uygulamasını 1992 yılında başlatmış ve bugüne kadar 1200'e yakın proje için ÇED raporu düzenlenmiştir.
Bu uygulamanın kurumsallaşması ve bu konuda izlenecek yöntem ve kuralları belirlemek amacı ile Oda Genel Merkezi MUDK Alt Komisyonu'nca 37. Genel Kurul'a sunulan ve Genel Kurul'da oy çokluğu ile kabul edilmiş bulunan MD/ÇED Yönetmeliği gereğince öğretim üyeleri, serbest, kamuda ve ücretli çalışan mesleki deneyim ve birikime sahip mimarlar ile şehir plancısı, arkeolog ve hukukçu danışman üyelerden oluşan bir Danışma Kurulu bu dönemde yeniden oluşturulmuştur.
ÇED Danışma Kurulu bu dönemde yaklaşık 20 toplantı yapmıştır. Geçen dönem üzerinde çalışılan Danışma Kurulu'nun çalışma yöntemi ve ÇED uygulama ilkeleri üzerinde öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. Üyelerimizin Odamıza sundukları mimari projeler incelenmiş, gerek duyulduğunda arazide çalışmalar yapılmıştır.
Bu toplantılar sonucunda ağırlıkla üzerinde durulan öneriler;
- ÇED uygulama ilkelerinin gözden geçirilmesi sonucunda ÇED incelemelerinin bu ilkeler çerçevesinde geliştirileceğinin ilgili makamlara ve özellikle üyelerimize duyurulması,
- İmar durumları avan proje ile belirlenerek onaylanacak projelerin avan proje aşamasında Mimarlar Odası mesleki denetimine sunulması,
- Avan proje onayı zorunlu olmayan projelerde de proje müellifinden projesini mümkünse avan proje safhasında ve ÇED ilkeleri çerçevesinde hazırlanacak bir açıklama raporu ile birlikte istenmesi,
- Olanaklar ölçüsünde imar planlarının takip edilebilmesi,
- Yalnız denetim için gelen projeler için değil, kentin izlenmesi ve olumsuz sonuçlar doğuracağı düşünülen projeler için de ÇED raporu düzenlenerek ilgili kurumlara duyurulması,
- ÇED ilkeleri ile ilgili olarak meslek içi eğitim kapsamında bir seminer programı hazırlanması,
Üyelerimiz, bugüne kadar, MD/ÇED uygulamasının amacı, ilkeleri ve uygulamaları ile ilgili olarak Çalışma Raporları ve diğer Oda yayınları aracılığı ile bilgilendirilmişti. Günümüzün ileri iletişim olanaklarından giderek daha fazla yararlanmayı amaçlayan İstanbul Büyükkent Şubemiz, geliştirilmekte olan WEB sayfasında da, MD/ÇED uygulamasının başladığı 1992 yılından, 2000 yılında ÇED Yönetmeliği ile kurumsallaşmasına kadar geçen süreç, uygulamanın amacı, ilkeleri ve yönetmeliği hakkında bilgi vermiş ve üyelere ulaşmayı hedeflemiştir.
Şubemizin 2002-2004 dönemi MD/ÇED çalışmaları iki grupta ele alınabilir:
Birincisi, üyelerimizin mesleki denetim kapsamında Odamıza sundukları mimari projelerin incelenmesi sırasında projeye ilk yönü veren imar koşulları sonucunda ortaya çıkacak yapılaşmanın "Çevresel Etki Değerlendirmesi" uygulaması olup, bu grupta 240 proje incelenmiş ve ÇED raporu düzenlenerek ilgili kurumlara iletilmiştir.
İkincisi ise, yalnız mesleki denetim için gelen projeler için değil, imkânlar ölçüsünde kentin izlenmesi sonucunda, olumsuz sonuçlar doğuracağı düşünülen projeler için de ÇED raporu düzenlenerek ilgili kurumlara duyurulması olmaktadır. Bu grupta incelenen projeler, mesleki denetim için Odamıza getirilmeyen, ancak basın yoluyla veya herhangi bir biçimde bilgilenilen ve müellifinden istenen projeler olabildiği gibi, kişi ya da kurumların Şubemizden görüş istediği ve Yönetim Kurulu'nca da ÇED Danışma Kurulu'na iletilen projeler olmuştur.

İSTANBUL'DA İLÇELERE GÖRE ÇED RAPORU DÜZENLENEN PROJE SAYISI (2003-2003)
İLÇE 2002 2003
Eminönü 1 1
Şişli 1 2
Sarıyer 18 27
Bakırköy 1  
Beşiktaş 1 1
Eyüp 5 8
Ümraniye 59 52
Ömerli 10  
Yenidoğan 15 29
Alemdar 3 2
Taşdelen 2 4
Durusu 1  
Şile   1
Toplam 117 127

 

1.8.9.1. MD/ÇED Kapsamında Düzenlenen ÇED Raporlarından Örnekler

Çekince Raporu Tip Başlığı

MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ
MESLEKİ DENETİMDE ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ
ÇEKİNCE RAPORU
________________________________________________________________
Projenin Adı :
Müellifi :
Yeri :
Mal Sahibi :
________________________________________________________________
Bu çekince raporu, Mimarlar Odası Mesleki Denetim Uygulamasının genel amaç ve beklentileri doğrultusunda, Oda'nın kamu yararına çalışan bir meslek kuruluşu olması ve bu nedenle 6235 sayılı yasa ile yükümlendiği "kamuyu ilgilendiren mesleki konularda ilgili idarelere görüş ve önerilerde bulunma" görevinin yerine getirilmesi amacı ve sorumluluğu altında düzenlenmiş olup, çevresel etkileri bakımından sakıncalar yaratacağı kanaatine varılan projenin ortaya çıkmasına neden olan imar koşullarına yöneliktir. Bu nedenle, proje müellifinin mimari hizmet ve müelliflik hakları saklıdır.
_______________________________________________________________________

1.8.9.1.1. Yoğunluk Artırımı

25.12.2002 / 22.10.1037
Müellifi :
Kullanımı : Konut
Yeri : İstanbul, Şişli, Dikilitaş, 57 pafta, 9 ada, 55 parsel
Mal sahibi : Yaşar Aşçıoğlu

ÇEKİNCELER
Projenin uygulanacağı imar parseli Fulya Vadisi Şişli ve Beşiktaş Merkezi İş Alanlarının arasında kalmış olan, Ihlamur Kasrı ve çevresi ile tarihi ve ekolojik önemi olan bir vadidedir. Bu vadinin Sit alanı olan Ihlamur Kasrı ve çevresi olarak bir Koruma İmar Planı mantığı ile bütüncül olarak planlanması gerekmektedir.
Söz konusu parsel 1/1000 ölçekli 14.7.1976 onay tarihli "Mecidiyeköy - Dikilitaş Uygulama İmar Planı" kapsamında kalmakta iken 18.2.1997 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli özel bir Mevzii İmar Planı ile çevredeki mevcut yerleşme dokusuna uymayan ortalama yapılaşma yoğunluğunun iki katı ayrıcalıklı bir yapı yoğunluğu verilmiştir.
Şişli Belediyesince 97/1540 sayılı İmar Durum Belgesi düzenlenmiş, buna göre Bina Sahası Emsali (TAKS): 0.25, İnşaat Sahası Emsali (KAKS): 2.00 olarak belirlenmiş, bunun dışındaki koşullar ve kararlar avan projeye bırakılmıştır.
18.2.1997 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli özel bir Mevzii İmar Planı notlarında KAKS net alan üzerinden hesaplanacaktır notu bulunmaktadır.
Oysa uygulama projesinde emsale giren alanlar başlığı altında "54. parselden yola giden 529.41 m2 kısmından oluşan 1 217 62 m2'lik kısmı ( 25.05.1998 tarih ve 98/2839 -3169 nolu tastikli projeden alınmıştır) 56. parselden düşülerek 55. parsele dahil edilecektir." bilgisi verilmektedir. Net alan üzerinden hesap yapılması gerektiğinden böyle bir emsal alanı hakkı oluşmadığı görülmektedir.
Yine aynı Mevzii İmar planı notlarında Ortak alanlar ( sığınak, binalara ait otopark, kapıcı ve kaloriferci dairesi gibi) KAKS'a dahil değildir notu bulunmaktadır.
İstanbul İmar Yönetmeliği 4.03 - 3 Katlar alanına dahil edilmeyen alanlar maddesine göre projenin 1. Bodrum katında bulunan Dinlenme salonu, sauna, kreş, TV odası, masa tenisi - bilardo salonu gibi mekânların bu kapsam dahilinde olmadığı gözükmektedir.
Söz konusu alanlar emsale dahil edilmeyerek mevcut yerleşme dokusuna göre zaten yüksek olan emsal hakkı daha da yükseltilmiştir.
Şişli ve Beşiktaş gibi donatı alanları zaten yetersiz olan yoğun yerleşim bölgelerinde yoğunluğu daha da artıran imar kararları yeni donatı alanları ihtiyacı yaratacaktır. Parsel ölçeğinde Mevzii İmar Planı ile yoğunluk artırılmış, ancak bölge ölçeğinde bir planlama olmadığı için İmar Yasası ve Yönetmeliklerinin gereği olan donatı alanı ayrılmamıştır. Söz konusu bölgede zaten artık donatıya ayrılabilecek kamu parseli kalmadığı gibi emlak değerlerinin çok yüksek olması nedeniyle kamulaştırma yoluyla donatı alanı elde edilmesi kamuya ağı yükümlülükler getirmektedir. Bu bölgede yoğunluk artırıcı imar kararları gerek İmar Yasası ve Yönetmeliğine, gerekse şehircilik ve planlama ilkelerine aykırıdır.
Bu vadide yapılacak yüksek ve kütlesel yapılar, ulaşım ve alt yapı yetersizliklerine neden olacağı gibi hava sirkülasyonunu engelleyerek hava kirliliği ve daha birçok çevresel olumsuzluklara neden olacaktır.
Söz konusu proje yukarıda açıklanan nedenlerle sakıncalı bulunmuş ve çekince ile karşılanmıştır.
Saygılarımızla,

TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi
Dağıtım:
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U Genel Müdürlüğü
- Şişli Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi

13.10.2003 / 23.10.0920

Projenin Adı : MASLAK İŞ MERKEZİ
Müellifi :
Yeri : İstanbul, Sarıyer, Mirgün mah.,Şişli-Büyükdere Cad.,48 pafta,
154 ada, 88 parsel
Mal Sahibi : CENGİZ İNŞAAT AŞ.

ÇEKİNCELER
Söz konusu imar parselinde hazırlanan mimari proje Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü'nce verilen 12.08.2003 tarih ve 26 sayılı imar durumuna göre düzenlenmiştir.
30.06.1988 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Şişli-Ayazağa Ticaret Alanı İmar Uygulama Planına göre düzenlenmiş imar durumunda TAKS: Zeminde max:0.50, min:0.35, TAKS: Zemin üstünde max:0.40, min:0.25, KAKS: 4 olarak belirlenmiştir.
Söz konusu imar parseli için 21.08.1998 tarih ve 2107 sayılı imar durumuna göre bir proje düzenlenmiş, 03.11.1998 tarihinde 98/76 numara ile Bahçeköy Belediyesi'nden ruhsat alınmıştır.
Ruhsat KAKS:4.60 alınarak toplam 17811.97 m2 olarak yol seviyesi altında 10 kat, yol seviyesi üstünde 21 kat toplam 31 kat için düzenlenmiştir.
Söz konusu tadilat projesi ise KAKS:4.60 alınarak toplam 15548.75 m2 olarak 15 normal kat, toplam 24 kat için hazırlanmıştır.
Planın yer aldığı bölge 15.11.1995 onaylı 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge Nazım Planında "sıhhileştirilecek ticaret alanları" kapsamında, 1/5000 ölçekli 17.02.1954 Beyoğlu Nazım İmar Planında ise "zararlı sanayi bölgesinde" kalmaktadır. Bölgede 1954 tarihinden sonra yapılmış 1/1000 ölçekli uygulama planlarını yönlendirecek bütüncül bir 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı bulunmamakta, İstanbul'un kalbi niteliğindeki bu bölge 1/1000 ölçekli çok yüksek yapı yoğunluğu getiren, gerekli donatı alanlarını içermeyen parçacıl planlarla şekillenmektedir.
Söz konusu projenin yer aldığı imar parseline ise 4.60 yapı emsali ile yapılanma hakkı verilmiş ve hiç bir donatıya yer ayrılmamıştır.
Gerek evrensel şehircilik ilkeleri gerekse imar mevzuatı açısından her tür mevzii plan tadili, üst planlara uyması ve getirilen her türlü yoğunluğa tekabül edecek, aynı bölgede yeni sosyal ve teknik alt yapı donanım alanlarının ayrılması gerekirken bu plan tadilinde bu kurala uyulmamıştır.
Dolayısıyla bu bölgeye getirilen yoğunluk, bölge ve kent bütünü üzerinde zaten yetersiz olan alt yapı ve donanım sorunlarını daha da arttıracak, kentin bu yöresinde içinden çıkılmaz sakıncalar yaratacaktır.
Mimarlar Odası, yukarıdaki nedenlerden dolayı, esasen bu tür ayrıcalıklı imar koşullarının artık imar politikaları içinde yer almamasını, parsel ölçeğinde yoğunluk artışı getiren bu tür ayrıcalıklı imar koşullarının kentin planlı gelişmesini deforme ettiği, kentsel yatırımların sağlıklı bir plan ve programa bağlanmasını engellediği, dolayısıyla kentsel kirlenmenin önemli bir nedeni olduğu görüşündedir.
Bu nedenlerle inceleme konusu projeye esas olan imar koşulları ile ortaya çıkabilecek her türlü yapılaşmanın kente ve topluma büyük zararlar vereceği kanaatiyle imar durumu koşullarının yeniden gözden geçirilmesi için ilgililerin bilgisine sunulur.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Sarıyer Belediye Başkanlığı
- İstanbul Bld.Bşk.Planlama ve İmar Daire Başkanlığı
- İstanbul Bld.Bşk.UKOME
- Proje müellifi

1.8.9.1.2. Su Havzalarında Yapılaşma
25.04.2002 / 22.10.0325
Projenin Adı : Dükkân + Konut
Müellifi :
Yeri : İstanbul, Ümraniye,Y.Dudullu, Kumru mah., 4/1Pafta, 13 Ada, 397Parsel
Mal Sahibi : Tamer Namlı

ÇEKİNCELER
1-Söz konusu proje 23.5.1995 tarihli 1/1000 ölçekli A.Y.Dudullu Islah İmar Planı kapsamında yer almaktadır.
2981 Sayılı İmar Yasası'nın 24.maddesi uyarınca yayınlanan İmar Affı Yönetmeliği, Islah İmar Planı yapılacak yerleri belirlemiştir. Buna göre Islah İmar Planı;
a)Bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu alanlarında,
b)Üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde,
c)Üzerinde imar planı ve mevzuatı hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda,
d)Islah İmar Planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye ya da valilikçe belirlenen, özel parselasyon planı bulunan alanlarda yapılır, şeklindedir.
Yapılan planlar ise yukarıda 4.maddede sıralanan hiçbir madde kapsamına girmemektedir.
2-Ayrıca planlar "Islah İmar Planı" olmasına rağmen, fiilen
"Uygulama İmar Planı" niteliği taşımaktadır. Çünkü plan, gecekondu ve İmar mevzuatına aykırı yapı gruplarının bulunmadığı boş alanları da plan kapsamına almış ve bu alanları yapılaşma alanına dönüştürmüştür.
3-Ayrıca İmar Affı Yasasındaki "Su Havzalarında Islah İmar Planı yapılamaz" şeklindeki açık yasağa rağmen, bu alan plana dahil edilmiş ve sakıncalı plan kararları üretilmiştir.
4-4 Eylül 1988 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan "Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği" ile içme suyu havzalarının, uzun mesafeli koruma alanındaki yapılaşma koşulları şu şekilde belirlenmiştir: Parsel sathının % 5'inden fazla yer işgal etmemek, inşaat alanları toplamı iki katta 250 m²'yi, saçak seviyelerinin tabii zeminden yüksekliği h=6.50'yi aşmamak, yola ve parsel sınırlarına 5 m'den fazla yaklaşmamak şartıyla, bir ailenin oturmasına mahsus bağ ve sayfiye evleri yapılmasına izin verilebilir.
5-A.Y.Dudullu Islah İmar Planının onay tarihi 23.5.1995 ve tadil tarihi 20.10.1999/68'dir. Bu tarihte geçerli olan İSKİ Yönetmeliği'ne göre uzun mesafeli koruma alanındaki konuta yönelik yapılaşma hakkı yönetmeliğin 4-D, 6-2 maddesinde belirtildiği üzere "Bu alanda hektar başına en çok 20 kişi yerleşecek şekilde (bir tek aile 5 kişi kabul edilir) her bir bağımsız parsel için en fazla 2 katlı ve 2 katta toplam inşaat alanı 250 m² ve h=6.50 m'yi geçmeyecek şekilde oturma amaçlı konuta izin verilebilir. Bu alanda yapılacak ifrazlardan sonra parsel alanı 5000 m²'den küçük olamaz" denmektedir.
Görüleceği üzere ıslah imar planı onay tarihindeki İSKİ yönetmeliği koşullarına göre E=20 kişi/h dan fazla olamaz.
6-İmar durumuna dayanak oluşturan ıslah imar planına göre parsele verilen E=1.50 ve h=12.50 m.dir. Bu emsalin yoğunluk karşılığı ise;
a) Kişi başına inşaat alanı 20 kişi/hektar alınarak yapılan hesaba göre 750kişi/hektar
b) Kişi başına inşaat alanlı 25 kişi/hektar alınarak yapılan hesaba göre ise 600 kişi/hektar olarak hesaplanır.
Görüleceği üzere verilen imar durumu ve bu imar durumuna dayanak oluşturan 23.05.1995 tarihli Islah İmar Planında getirilen yapılanma koşulları, Türkiye genelinde geçerli olan Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği ve İSKİ Yönetmeliğinin yukarıda belirlenen yapılanma koşullarından kıyaslanamayacak ölçüde yüksektir.
Söz konusu proje, yukarıda sakıncaları belirtilen "Islah İmar Planı'na göre ve bu planın yapılaşma koşullarını uygulamak üzere tasarlanmış olduğundan, genel kamu yararı, İstanbul'un genel çıkarları ve geleceği açısından çekinceyle karşılanmıştır.
Ruhsat işleminden önce,söz konusu sakıncaların giderilmesi yönünde hareket edilmesinin uygun olacağı görüşüyle ilgililerin bilgi ve değerlendirmelerine sunulur.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U.
- Ümraniye Belediye Başkanlığı
- İSKİ Genel Müdürlüğü
- Proje Müellifi

07.10.2002 / 22.10.0803

Projenin Adı : Konut
Müellifi :
Yeri :İstanbul, Ümraniye ilçesi, Alemdar Bel., Ekşioğlu mah., Alemdar cad., 3 Pafta, 238 ada, 132 -133 Parsel
Mal Sahibi :S.S. HAVAS EVLERİ KONUT YAPI KOOP.

ÇEKİNCELER
1-Söz konusu imar parseli uzak mesafe I. derece Ömerli koruma havzasında olup, yerleşik alanlar dışındadır.
2-4 Eylül 1988 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan "Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği" ile içme suyu havzalarının, uzun mesafeli koruma alanındaki yapılaşma koşulları şu şekilde belirlenmiştir: Parsel sathının % 5 inden fazla yer işgal etmemek, inşaat alanları toplamı iki katta 250 m2'yi, saçak seviyelerinin tabii zeminden yüksekliği h=6.50'yi aşmamak, yola ve parsel sınırlarına 5 m'den fazla yaklaşmamak şartıyla, bir ailenin oturmasına mahsus bağ ve sayfiye evleri yapılmasına izin verilebilir.
3- Açtığımız dava sonucu iptal edilen İSKİ Yönetmeliği'ne göre dahi uzun mesafeli koruma alanındaki konuta yönelik yapılaşma hakkı yönetmeliğin 4-D , 6-2 maddesinde belirtildiği üzere " Bu alanda hektar başına en çok 20 kişi yerleşecek şekilde (bir tek aile 5 kişi kabul edilir) her bir bağımsız parsel için en fazla 2 katlı ve 2 katta toplam inşaat alanı 250 m2 ve h=6.50 m'yi geçmeyecek şekilde oturma amaçlı konuta izin verilebilir. Bu alanda yapılacak ifrazlardan sonra parsel alanı 5000 m2'den küçük olamaz" denmektedir.
Görüleceği üzere iptal edilen İSKİ yönetmeliği koşullarına göre E=20 kişi/h'dan fazla olamaz.
4-İmar durumuna dayanak oluşturan Ekşioğlu imar planına göre parsele verilen E=1.00 ve h=12.50 m.dir. Bu emsalin yoğunluk karşılığı ise;
c) Kişi başına inşaat alanı 20 kişi/hektar alınarak yapılan hesaba göre 500 kişi/hektar
d) Kişi başına inşaat alanlı 25 kişi/hektar alınarak yapılan hesaba göre ise 400 kişi/hektar olarak hesaplanır.
Görüleceği üzere verilen imar durumu ve bu imar durumuna dayanak oluşturan 10.09.2002 tarihli Ekşioğlu İmar Planında getirilen yapılanma koşulları, Türkiye genelinde geçerli olan Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği ve iptal edilen İSKİ Yönetmeliğinin yukarıda belirlenen yapılanma koşullarından kıyaslanamayacak ölçüde yüksektir.
Söz konusu proje, genel kamu yararı, İstanbul'un genel çıkarları ve geleceği açısından çekinceyle karşılanmıştır.
Ruhsat işleminden önce, söz konusu sakıncaların giderilmesi yönünde hareket edilmesinin uygun olacağı görüşüyle ilgililerin bilgi ve değerlendirmelerine sunulur.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U
- Çevre Bakanlığı
- İSKİ Genel Müdürlüğü
- Alemdar Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi

1.8.9.1.3. SİT Alanında Koruma Planı Yapılmadan Yapılan Uygulamalar
17.10.2002 / 22.10.0834

Proje müellifi :
Kullanımı : Konut
Yeri : İstanbul, Sarıyer, Kilyos, 1025 ada, 3 parsel
Mal sahibi : A. Rıfat Fitöz

ÇEKİNCELER
Söz konusu proje 19.02.2002 tarih ve 21 sayılı imar durumuna göre düzenlenmiştir.
İmar durumu 21.2.1989 tarih ve 8 sayı ile onaylı, 1/1000 ölçekli Kilyos, Köyiçi, Islah İmar Planına ve 5.7.1991 tarih ve 25 sayı ile onaylı 1/1000 ölçekli Kilyos İlave Islah İmar Planına ilişkin Koruma Kurulu'nca 5.9.2000 tarih, 11805 sayı ile onaylı Geçiş Dönemi Yapılaşma Şartlarına istinaden hazırlanmıştır.
Geçiş Dönemi Yapılaşma Şartlarında parsel oluşturulması önerildiği durumlarda, minimum parsel büyüklüğü 400 m2'den az ve yola cephesi 15 m'den az olamaz notu bulunmaktadır.
Oysa söz konusu projenin parsel alanı 246 m2 olmasına karşın imar durumunda "mevcut parsel büyüklüğü 400 m2'den küçük olduğundan, çevre teşekkülü gözetilerek, İmar Planlama Müdürlüğü'nce 08.02.2002 tarih ve 354 sayılı olur ile verilen 60 m2 tabanlı kitleye göre uygulama yapılacaktır" notu ile 400 m2 parsel alanına göre yapılaşma koşulları belirlenmiş ve parsel bazında yoğunluk artırımı yapılmıştır.
Parsel III. Derece doğal SİT Alanında kalmaktadır. SİT kararı alınan alanda, SİT kararı gerekçelerine uygun olarak koruma ve kullanma koşullarına uygun imar planı yapılmadan, geçiş dönemi yapılanma koşullarıyla ve Islah İmar planı ile yapılaşmaya açılması imar planı yapma gerekçesini ortadan kaldıracaktır. Şu anda olduğu gibi parsel bazında yapılacak projeler ile Koruma Kurulu'nun zaten yoğun olan gündemini yoğunlaştıracaktır.
Söz konusu proje yukarıda açıklanan nedenlerle sakıncalı bulunmuş ve çekince ile karşılanmıştır.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U. Genel Müdürlüğü
- Kültür Bakanlığı K. ve T.V.K. Genel Müdürlüğü İstanbul III. No'lu Koruma Kurulu
- Sarıyer Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi
08.01.2004

Proje müellifi :
Kullanımı : Konut
Yeri : İstanbul, Sarıyer, Kilyos, F22D01a2c pafta, 352 parsel
Mal sahibi : SİNPAŞ YAPI END. VE TİC. AŞ.

ÇEKİNCELER
Söz konusu proje 23.12.2002 tarih ve 115 sayılı imar durumuna göre düzenlenmiştir.
İmar durumu Kilyos Sinpaş Arazileri Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları teklifi ve 3.10.2001 tarih, 12523 sayılı Anıtlar Kurulu kararına göre düzenlenmiştir.

Genel Görüşler:
Bilindiği üzere, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak uzun süredir uyguladığımız "Çevresel Etki Değerlendirmesi" (ÇED) eyleminin asıl amacı, yasal prosedüre uygun olmakla birlikte, verilen inşaat haklarının yasal dayanağı olan planve/veya imar mevzuatının diğer hükümlerindeki yanlış ve eksiklerden kaynaklanan çevreye aykırı ve zararlı oluşumlar konusunda ilgilileri uyarmaktır. Hiç kuşku yok ki, bu uyarıdan beklentimiz, o noktadaki sakıncaların idare tarafından giderilmesi ve aynı hataya daha sonra da düşülmemesidir.

Bu kez incelemekte olduğumuz yerleşme planı, tek başına içerdiği sakıncalar yanı sıra, aynı konumda olan civar parsellere örnek olması açısından getirdiği çok büyük sakıncalar tüm İstanbul Metropolünü etkileyecek boyuttadır. Olayın çok kısa bir süre sonra ve süratle yaygınlaşabileceğinin kanıtı ise, halen ÇED Danışma Kurulumuzun gündeminde aynı nitelikte başka konuların da yer almasıdır.

Olay, SAKINCA deyimi ile tanımlanamayacak kadar VAHİM sonuçlar doğuracak niteliktedir. Tüm ilgili kurum ve kuruluşları uyarmanın yanı sıra, belki de YASAL girişimlerde bulunulmasını dahi gerektirebilecek boyutlardadır.

Ülkemiz, orman ve kıyı koruması açısından övünülecek bir noktada değildir. Özellikle İstanbul Metropol Alanında, orman niteliğini bugün de koruyabilmiş yegâne bölgeler Beykoz ve Sarıyer ilçelerinin kırsal kesimleridir. Bu bölgeler aynı zamanda İstanbul'un zaten kıt olan, su kaynaklarının da bulunduğu alanlardır. Bu alanların yarattığı iklimsel etkileri yok etmek, İstanbul Metropol Alanının tümünde büyük ve kitlesel sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olacaktır. Beykoz ve Sarıyer Ormanları kentimizin akciğerleridir. Bu doğal ve tarihî mirası, her şeyden evvel, gelecek kuşaklara karşı olan sorumluluğumuz nedeni ile korumakla yükümlüyüz. Kuşkusuz, ormanlarımızın denizle kucaklaştığı kıyılarımız ve sahil şeritlerimizin koruması da en az orman koruması kadar önemli ve gereklidir.

Esasen, ormanlarımızın ve sahillerimizin bilimsel kurallar içinde korunmasını gerektiren, doğrudan veya dolaylı olarak Anayasamızla getirilmiş birçok hüküm vardır. Bu hükümlerin içeriğinde yatan ANA KABUL, ormanların ve kıyıların KAMU MALI olduğudur. Kamu malları, devlet dahil, hiç kimsenin malı olamaz. Kamu malı üzerinde, halen yaşayan yurttaşların olduğu kadar, hatta onlardan da fazla, GELECEK KUŞAKLARIN hakkı vardır. Ormanlar ve kıyılarla ilgili devlet yetkileri, sadece ve sadece, bu varlıkların üzerindeki gelecek kuşakların hakkını KOLLAMAKLA sınırlıdır. Kuşkusuz bu kollama görevi, beraberinde koruma, bakım ve geliştirmeyi de getirmektedir. Hatta, kamu mallarının mülkiyet konusu yapılamayacağı hususu o kadar güçlü bir hukuk kuralıdır ki, kamu mallarının tapu ve çapları dahi olamaz. Anayasa Mahkememizin 1986 yılında eski "Kıyı Kanunu"nu iptal eden 25.02.1986 tarih ve Esas 1985/1, Karar sayısı 1985/4 kararında, denizler ve göllerle birlikte, bunların uzantısı olan kıyıların da tapu ve kadastroya konu edilemeyeceğine dair hüküm getirilmiştir.

İncelemekte olduğumuz mevzii imar planının parselleri, Kilyos Köyü KIYISI ile ORMAN TAHDİT SINIRI arasında yer almaktadır. Bu kıyı ve sahil şeridi ile Belgrat ve Istıranca Ormanları kesiksiz olarak Bulgaristan sınırlarına kadar uzanmaktadır. Söz konusu mevzii plan, salt kendi mülkiyet sınırları içinde sakıncalar içermesinin çok ötesinde, örnek oluşturarak kilometrelerle ölçülecek bir bölgede de orman ve sahil birlikteliğini yok edecek nitelik ve niceliklere sahiptir. Sahil şeridi ile orman arasına girecek bu kentsel yerleşmelerin, kamunun kıyıdan yararlanmasını büyük ölçüde kısıtlaması yanı sıra, arkasındaki orman alanlarını da kemireceğinden kuşku duyulmamalıdır. Benzetmek gerekir ise, bu mevzii imar planı, büyük bir orman yangınını başlatacak bir kibrit alevidir.

Konuyu İstanbul Metropoliten alanı olarak ele aldığımızda ise, büyük bir bilim ve yasa kaosu ile karşı karşıya kalmaktayız.

Bugün İstanbul Kenti, bilimsel ve yasal diyebileceğimiz bir yapılanma disiplinine sahip değildir. Merkezi yönetimin yetki ve sorumluluğunda olan ÜST PLANLARI yoktur. Büyükşehir Belediyesi'nin yetki ve sorumluluğunda olan 1/5000 ölçekli bütünsel NAZIM İMAR PLANI da yoktur. Eski yerleşme alanlarında, yasallığı kuşkulu eski uygulama planları ve yönetmelikle inşaat izinleri verilmektedir. Kırsal kesim, iskân dışı kavramları yok sayılmakta, boş parsel ve alanlarda özel kişi ve kurumların taleplerine uygun ve tek parsel ölçeğinde 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarla bilim ve yasadışı kentleşme sürdürülmektedir.
ÇED Kurulumuzun incelediği mevzii imar planı, bu keşmekeşin tipik bir örneğidir.

Konuyu çeşitli mevzuatlar çerçevesinde irdelemekte yarar görmekteyiz.

Konunun Çeşitli Mevzuatlar Açısından İrdelenmesi:

İdari Mevzuat Açısından:
Söz konusu parsellerin bulunduğu alan, Sarıyer Belediyesi'nin mücavir alanı içindedir. Dolayısı ile, bu alanda yapılacak her tür inşai girişime izin vermek (ruhsat vermek), bu belediyenin yetki ve sorumluluğundadır. Sarıyer Belediyesi'nin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 45. maddesine dayanarak, Sarıyer ilçe alanının yaklaşık tamamını MÜCAVİR ALAN olarak belediye sınırları içine almasının, kanun amacına ve ruhuna uygun olup olmadığı ayrıca ele alınmalıdır. Tartışılması gereken bir diğer şey, ORMAN ALANLARININ DA mücavir alan içine alınıp alınamayacağıdır. Bununla birlikte;

3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun, Büyükşehir sınırlarını, bünyesinde bulunan yerel belediyelerin toplam alanı ile belirlemiştir. Sarıyer Belediyesi'nin yetki alanını genişletmesi, Büyükşehir Belediyesi'nin de sınırlarını genişletmiş olmaktadır. Nazım İmar Plan yetkisi Büyükşehir Belediyesi'nde olduğuna göre, incelemekte olduğumuz bu yerleşme planı için yapılan 1/5000 ölçekli PARÇA PLANI nazım plan olarak kabul etmek olası mıdır? Olası ise, bu plan Büyükşehir Belediyesi'nce onaylanmış mıdır? Ayrıca, 3194 sayılı İmar Yasası'nın 6. maddesi, NAZIM İMAR PLANLARININ bütün olarak yapılmasını ve raporu ile birlikte onaylanmasını zorunlu kılmaktadır. Sadece 52 603 m²'lik bir küçük bölge için NAZIM İMAR PLANI yapılabilir mi?

Kıyı Kanunu Açısından:
Kıyı Kanunu, "Kıyı Kenar Çizgisi"nden itibaren 100 metre alanı "Sahil Şeridi" olarak kapsamına almaktadır. Kanun bu sınırların bir harita ile belirlenmesinin yetki ve görevi ise bu alanların yapılanma koşullarının saptanmasını ilgili valiliklere vermiştir. (Kanunun yürürlüğe girme tarihinden en fazla 6 ay içinde yapılacak plan ile) Böyle bir plan var mıdır?

Ayrıca, konuya ilişkin 03.10.2001 tarih ve 12523 sayılı Koruma Kurulu kararında, kıyı kenar çizgisinde değişiklik yapıldığı hususundaki hüküm, Koruma Kurul yetkileri açısından kabul edilebilir mi? bu yetki valiliğe ait değil mi?

Orman Kanunu Açısından:
Orman Kanunu, ORMAN TAHDİT SINIRLARINI belirleme yetkisini Orman Bakanlığı'na vermiştir. Bu alanını orman tahdit sınırlarının yıllar evvel belirlediği bilinmektedir. O tarihlerde orman tahdit sınırının denize kadar uzandığı da bilinmektedir. Oysa, incelemekte olduğumuz mevzii imar planında orman tahdit sınırı, bu mevzii imar planı sınırlarına dayanmaktadır. Bu bir rastlantı mıdır? Eğer, orman tahdit sınırı gösterilen çizgiye çekildi ise, hangi tarihte ve hangi gerekçe ile yapılmıştır.

Çevre Yasası Açısından:
Çevre Yasası, büyük ölçüde, yerleşme alanları civarındaki kırsal kesimlerde o yerleşme alanında yaşayan ve gelecekte yaşayacak olan yurttaşların sağlığını tehlikeye atacak yapılaşmalara engel olma amacı ile getirilmiştir. Bunu sağlayacak olan ÇEVRE DÜZENİ PLANLAMASINI DA zorunlu kılmıştır. Henüz çevre düzeni planı yapılmayan bu tür alanlarda, Çevre Etkilenme Değerlendirme Raporu (ÇED) alınmasını öngörmüştür.
Kilyos sahili ve batısı, Belgrat Ormanları ile Istranca Ormanları'nın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu ormanlık alanların ve sahil şeritlerinin İstanbul Metropol Alanı için ne ölçüde önemli olduğu tartışılamayacak kadar açık bir gerçektir. Konuyla ilgili Çevre Bakanlığı görüşü ve ÇED RAPORU alınmış mıdır?

İstanbul Metropoliten Planı Açısından:
İstanbul nüfusunun 2003 yılında 12-13 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Yapılan fiziki plan çalışmaları ise, 13 milyon hedef nüfusa göre yürütülmektedir. Ancak bu çalışmalar, ne yazık ki, İstanbul Metropol Alanını değil, sadece İstanbul Büyükşehir belediye sınırları kapsamında kalmaktadır. Bunun anlamı, sorunların metropol ölçeğinde çözümlenmediği ve 17 milyon hedef nüfusun tartışmalı bir kabul olduğudur. Buna karşın, yapılan çalışmalar dahi bir türlü sonuçlandırılamamaktadır.

1980 yılında onaylanan 1/50.000 ölçekli planın, Büyükşehir İstanbul Belediyesi bölümünü oluşturan orta kısmı, daha sonraki yıllarda yapılan aynı ölçekli planın yürürlüğe konması ile iptal olmuş yeni plan ise yargı kararı ile geçersiz hale gelmiştir. Bugün İstanbul kenti, asıl 1/5000 ölçekli ve bütünselliği olması gereken NAZIM İMAR PLANI'nın üst ölçekte fiziki planı olmayan, yani PLANSIZ bir kent durumundadır.

Olayın, inceleme konumuzla ilgili yönü, bu tür uygulamaya dönük yerleşme kararlarının (kullanım ve yapılanma ölçü kararlarının), 1/100.000, 1/50.000 ölçekli fiziki planlama çalışmalarından GİRDİ alan ve bütünselliği olan 1/5000 ölçekli NAZIM İMAR PLANI yapılmadan saptanamayacağı BİLİMSEL görüştür. Bu aynı zamanda, 3194 sayılı İmar Yasasının 5. ve 6. maddeleri gereğince yasal bir zorunluluktur. O nedenle, sadece bu mevzii imar planını kapsayan 1/5000 ölçekli bir çalışma yapıp, bu çalışmayı NAZIM İMAR PLANI saymak, gerek bilimsel, gerek yasal açıdan kabul edilemez.

Koruma Mevzuatı Açısından:
İncelediğimiz mevzii plan, İstanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun 15.11.1995 tarih, 7755 sayılı kararıyla Doğal SİT, 20.06,1996 tarih, 2374 sayılı karar eki 1/25 000 ölçekli SİT derecelendirme paftasında III. Derece Doğal SİT alanında kalmaktadır.

Koruma Kurulu 2863 sayılı Koruma Yasasının 17. maddesi mucibince, bu alanlarla ilgili "Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları"nı getirmiş ve 1 yıl içinde "Koruma Amaçlı Plan"ın yapılmasını istemiştir. Ancak henüz bu plan yapılmadığından geçiş dönemi yapılanma koşulları geçerliliğini korumaktadır.

Dikkat edilmesi gerekli bir diğer husus, 2863 sayılı yasanın "Koruma Amaçlı Plan" için TEK Plan hükmü getirmiş olmasıdır. Yani, "Koruma Amaçlı NAZIM Plan" kavramını getirmemiştir. Kuşkusuz, Koruma Kurulu'nun resen veya planı yapacak ekibin gerekli görmesi halinde, asıl koruma planından önce ayrıca bir üst plan ölçeğinde ÇALIŞMA yapıp Koruma Kurulu'nun direktiflerini almayı engelleyen bir hüküm de getirilmemiştir. Ancak, bu ÜST ÇALIŞMANIN başlığında "KORUMA AMAÇLI NAZIM PLAN" adının kullanması yanlış ve yasal açıdan sakıncaları olan bir husustur.

Olaya bu açıklığı getirmemizin nedeni, Koruma Kurulları'nın Koruma Amaçlı planın yapılma süreci içinde planı etkileyecek YENİ YAPI KULLANIM KARARLARI ve İNŞAAT ÖLÇÜLERİ GETİRMEYE YETKİLERİ OLMADIĞINA dikkat çekmektir. 2863 sayılı yasa bu planın kent bilimi kuralları içinde uzman bir ekip tarafından yapılmasını istemektedir. Çünkü planlama olayı, kent bilimi öğretisi içinde çok farklı analiz, sentez, planlama ve uygulama koşulları saptamayı gerektiren bir disiplindir. Koruma Kurulu'nun 5 üyesinden birinin kent bilimi uzmanı olması, SİT Alanının en az 1 yıl gerektiren çalışmalarına katılmasını olanaksız kılar. Kaldı ki, Koruma Kurulları tek üyenin bilgi ve görüşüne göre değil, bir uzman ekibin hazırladığı plana dayalı olarak karar almak zorundadır. O nedenle Koruma Kurulu, başlamış olmasına karşın henüz bitirilemeyen bir koruma amaçlı plan gündeme gelmeden, o SİT Alanının herhangi bir bölümüne kendi varsayımlarına dayanarak YENİ YAPI KULLANIM ve YAPI ÖLÇÜSÜ getirmemeli, bu konudaki direktiflerini "Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları" kararı ile Koruma Amaçlı Planı yaparak ekibe aktarmalıdır. Esasen, "Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları" belirlemenin asıl amacı bu ve acil küçük boyutlu sorunlara çözüm getirmektir.

Olayın, teknik ve sosyal altyapı zorunluluklarına açıklık getirmeye de ayrıca gerek görmüyoruz. Çünkü, bütün bunlar ancak Koruma Amaçlı Planın bütünselliği içinde çözümlenebilecek uzmanlık konuları olduğu bilimsel bir gerçektir.

Yapılan mevzi imar planında, geçiş dönemi yapılanma koşullarına uyulmuş olması da yapılan yanlışlığın özrü olamaz. Planlama olayında en önemli kabul, KULLANIM KARARLARIDIR. Getirilecek yapılanma ölçüleri bu kullanım kararları ile büyük ölçüde ilgilidir. Bu tutum ayrıca, asıl koruma amaçlı planı yapacak planlama ekibinin çalışmalarına önceden müdahale etmek ve ambargo koymaktır.

İncelediğimiz mevzii imar planının Koruma Kurulu'nca onaylanması, gerek bilimsel, gerek yasal açıdan yanlış, hatta talihsiz bir işlem olmuştur.

Koruma Kurullarının zaman zaman içine düştükleri bir diğer yanlışlık, diğer mevzuatların ön gördüğü YENİ İNŞAAT HAKLARINDAN daha fazla yeni inşaat hakkı getirmeleridir. Özellikle imar mevzuatı açısından verilmesi gereken inşaat haklarını artırmak, yerel yönetimin üstlendiği hedef nüfusu artırmak, dolayısı ile teknik ve sosyal alt yapı hizmetlerine yeni yükler getirmektir. Ayrıca, fazla yeni inşaat koşulu getirmenin, koruma amacı ile savunulması da olası değildir.

Konumuz olan mevzii imar planının içinde bulunduğu bölgenin, imar mevzuatından gelen 1/50.000 ölçekli planı yargı tarafından geçersiz kılınmış, yerine yeni bir çalışma da henüz getirilmemiştir. SİT Alanının bütününü kapsayan "Koruma Amaçlı Plan"da henüz yapılmamıştır. Buna karşın, mal sahibinin önerdiği 0.20 inşaat hakkının 03.10.2001 tarih ve 12523 sayılı karar ile uygun bulunması, Koruma Kurulu'nun hiçbir bilimsel araştırmayı içermeyen kişisel varsayımlarına dayanmaktadır.

Koruma Kurulları, geçiş dönemi yapılanma koşullarını saptarken, SİT Alanı içinde bulunan ve henüz İMAR MEVZUATI AÇISINDAN koşulları belirlenmemiş bölgeler ile, imar mevzuatına göre koşulları belirlenmiş ve uygulama görmüş bölgelere ayrı açıdan bakmak zorundadır. Geçiş dönemi yapılanma koşulları, sadece mevcut ve yaşayan iskân bölgelerinde ortaya çıkabilecek ACİL GEREKSİNİMLERE çözüm getirmek amacına yönelik ve belli bir süre ile geçerliği olan hükümlerdir ve gene ASGARİ ölçülerde olmak zorundadır.

Oysa, SİT Alanının henüz iskâna açılmamış, bilimsel ve yasal açıdan geçerli İMAR PLANLARI olmayan kısımlarında ACİL sayılabilecek herhangi bir gereksinimden söz edilemez. Koruma Kurulları haritaya bağlı olarak getirecekleri geçiş dönemi yapılanma koşulları kararında, İmar Planları (1/5000 ve 1/1000 ölçekli planları) olmayan ve üzerinde henüz altyapı ve yapılanma bulunmayan kısımlar için herhangi bir koşul getirmemeli, bu çözümü 1 yıl içinde yapılması gereken "Koruma Amaçlı Plan"a bırakmalıdır.

SONUÇ ve ÖNERİLER:
Söz konusu mevzii imar planının içinde bulunduğu bölge, halen KIRSAL NİTELİK ve NİCELİKLERİNE el sürülmemiş ve gerek fiziki planlama, gerek koruma mevzuatı açısından BÜTÜNSEL OLARAK sorunları çözümlenmemiş bir coğrafi alandır.

O nedenle;
Gerek mal sahibinin, gerek Koruma Kurulu'nun olaya NOKTASAL BAKIŞ AÇILARINA
göre yaklaşımlarının ürünü olan 03.10.2001 tarih ve 12523 sayılı kararla onaylanan mevzii imar planının, bilimsel açıdan kabul edilmesi olanaksızdır. Bu uygulamaların yaygınlaşması halinde, "Koruma Amaçlı Plan"dan beklenen korumayı sağlayacak hükümlerin getirilmesinin de olanaksız hale geleceği kesindir.

Ancak, olaya 2863 sayılı Koruma Yasası açısından baktığımızda, asıl yanlış olanın, İstanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun, 2863 sayılı yasanın 17. maddesinden gelen yetkilerini yanlış yorumlaması ile ilintili olduğunu düşünmekteyiz.

Bu mevzii imar planı ile ilgili 03.10.2001 tarih ve 12523 sayılı kararlarının iptal edilmesi ve daha sonra gelebilecek diğer örnek taleplerin, "Koruma Amaçlı Plan" yapılıp onaylanana kadar gündeme alınamayacağı doğrultusunda görüş verilmesinin daha doğru olacağı, ayrıca SİT Derecelendirme ve Geçiş Dönemi yapılanma Koşullarını belirleyen 20.08.1996 tarih ve 8374 sayılı kararlarının da "KIRSAL KESİM" ve "KENTSEL KESİM" kavramı içinde yeniden ele alınıp düzeltilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Söz konusu proje yukarıda açıklanan nedenlerle sakıncalı bulunmuş ve çekince ile karşılanmıştır.

Saygılarımızla,

TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi


Dağıtım:
- Orman Bakanlığı
- Çevre Bakanlığı
- Kültür Bakanlığı K. ve T.V.K. Genel Müdürlüğü
- İstanbul III. No'lu Koruma Kurulu
- Sarıyer Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi

1.8.9.1.4. Yetersiz Belgeye Dayalı Eski Eser Uygulamaları

10.07.2003 / 23.10.0542
Proje müellifi :
Kullanımı : Konut
Yeri : İstanbul, Sarıyer, Tarabya mah., Böğürtlen sok., 75 pafta, 404 ada, 70 parsel
Mal sahibi : Cihan Özşurup

ÇEKİNCELER
İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, Tarabya mah., 75 pafta, 404 ada, 70 parsel sayılı yerde bulunan, Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit bütününde, Öngörünüm bölgesinde kalan ve T.C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 14.3.2001 gün ve 12160 sayılı kararıyla rölövesi sadece tonozlu kagir yapıların rölövesi olarak onaylanan yapının, 8.1.2002 gün ve 12699 sayılı kararla zemin sondajı ve temel duvarlarının araştırılması sonrasında kurul üyelerince yerinde inceleme yapılmasına karar verildiği gözükmektedir.
26.3.2002 tarihinde Kurul üyelerince yerinde incelemesi yapılan yere ilişkin sunulan restitüsyon projesinin 3.4.2002 gün ve 12851 sayılı kararıyla uygun bulunmadığı, karardaki hususlar doğrultusunda hazırlanan restitüsyon ve tonozlu yığma yapının korunduğu restorasyon projesinin hazırlanarak getirilmesinin istendiği anlaşılmaktadır.
7.5.2003 gün ve 13683 sayılı kurul kararıyla restitüsyon projesi uygun bulunan ve koruma grubu II olarak belirlenen yapının tüm tonozlu mekânlar ve geçitlerin yıkılmadan ve üzerlerine yük bindirilmeden hazırlanan restorasyon projesinin uygun olduğuna karar verilmiştir.
7.7.2003 tarihinde restitüsyon ve restorasyon projeleri, 10.7.2003 tarihinde rölöve projesi ve belgeleri tarafımıza sunulan projeler ve belgeler incelenmiş, yeterli belgeye dayanmayan restitüsyon projesi ve buna dayanılarak hazırlanmış restorasyon projesi tarafımızca çekince ile karşılanmıştır.
Bilgilerinize sunulur.
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- T.C. Kültür Bakanlığı
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U. Genel Müdürlüğü
- T.C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu
- Sarıyer Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi

22.07.2003 / 23.10.0569

Proje müellifi :
Kullanımı : Konut
Yeri : İstanbul, Beşiktaş, Bebek mah., Küçük Bebek cad., 68 pafta, 632 ada, 10 parsel
Mal sahibi : Metin Zeydanlı

ÇEKİNCELER
İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, Bebek mah., Küçük Bebek cad,. 68 pafta, 632 ada, 10 parsel sayılı yerde bulunan, Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit bütününde, Öngörünüm bölgesinde kalan taşınmazın Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olup olmadığı, kalıntı rölövesi, restitüsyon ve restorasyon projelerinin onayına ilişkin ilgilisinin 8.7.2002 tarihli başvurusu üzerine 24.09.2002 gün ve 13202 sayılı karar ile Kurul Üyelerince yerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş.
T.C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun
23.10.2002 gün ve 13236 sayılı kararıyla Kurula sunulan belgeler ve arazide saptanan kalıntılar doğrultusunda söz konusu parseldeki taşınmazın, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tesciline, kalıntı rölövesinin uygun olduğuna, koruma grubunun II. Grup olarak belirlenmesine, restitüsyon ve restorasyon projelerinin uygun olmadığına karar verilmiş, ilgilisinin tekrar başvurusu üzerine 20.11.2002 gün ve 13306 sayılı karar ile restitüsyon ve restorasyon projelerinin onaylandığı görülmüştür.
22.07.2003 tarinde kalıntı rölövesi, restitüsyon ve restorasyon projeleri ve belgeleri tarafımıza sunulan taşınmaz ile ilgili projeler ve belgeler incelenmiş, yeterli belgeye dayanmayan restitüsyon projesi ve buna dayanılarak hazırlanmış restorasyon projesi tarafımızca çekince ile karşılanmıştır.
Bilgilerinize sunulur.
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- T.C. Kültür Bakanlığı
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U. Genel Müdürlüğü
- T.C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu
- Beşiktaş Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi
1.8.9.1.5. Orman Alanlarında Hukuk Dışı İmar Planı Süreci
05.06.2002 / 22.10.0448

Projenin Adı : Sosyal Tesis
Müellifi :
Yeri : Ömerli Belediyesi, Ayvalık Çiftliği, F22c, 17a2d pafta, 1 ada, 71/72 parsel
Mal Sahibi : Koray İnşaat A.Ş.

ÇEKİNCELER
Ömerli Beldesi'nin Konumu ve Arazi Yapısı:
Ömerli Beldesi İstanbul İlinin Anadolu yakasında Ümraniye İlçesi sınırlarında, Ömerli Barajının 1 Kilometre Kuzeybatısında, Üsküdar-Şile otoyolu üzerinde yer almaktadır. Karadeniz'e dökülen Riva Deresi, Belde'nin ortasından akmaktadır. Riva Deresi ortasından aktığı vadide zengin bir fauna oluşmasını sağlamıştır. Genelde eğimli ve engebeli arazi olan bu bölgedeki zengin orman ve derenin çevresinde oluşturduğu % 1 oranındaki eğim verimli toprak katmanlarının erozyona maruz kalmasını önlemekte ve bu alanda yılda birkaç ürün alınmasını sağlayacak klimal ortam yaratmaktadır. Eğimin az olması drenaj sorunu yaratmakla birlikte topraktaki su seviyesinin yüksekliği canlı türünün zenginliğinin nedeni olmuştur. Kolayca direne edilebilen bu topraklar taşıdığı zenginlik itibarı ile tarım toprağı olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır.
Riva Deresi ve çevresinin yapılaşmaya açılmasının dereye getireceği ek kirliliği kaldıramayacağı, derenin ve bölgenin ekolojik olarak olumsuz etkileneceği, ayrıca bu olumsuzluğun derenin döküldüğü Karadeniz'de su ürünlerini ve su ürünleri stoklarını olumsuz etkileyeceği için yapılaşmaya açılmadan korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiği, alanı inceleyen kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin ve uzmanlarının ortak görüşüdür.
Bölgenin İdari Yapısı:
Ağustos 1998 tarihine kadar, Riva Deresinin batısı (I. ve III. Etap Plan Alanları) İstanbul Büyükşehir Belediyesi mücavir alanında, doğusu ise İstanbul Valiliği görev ve yetki alanında kalmakta olan Ömerli Köyü ve çevresi, bu tarihte Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nca alınan bir kararla İstanbul Valiliği yetki alanına alınmıştır. 18 Nisan 1999 tarihinde ise Ömerli köyü, Belde Belediyesi yapılarak Belde'nin sınırları, Ömerli Köy sınırları olarak belirlenmiştir.
Bölgedeki Planlama Süreci İle İlgili Değerlendirme:
1. Üst Plan Kararlarına ve Planlama Hiyerarşisine Uyulmamıştır.
" Bölgedeki, gerek Valilik İl İdare Kurulu, gerekse Belde Belediyesi tarafından, 1/50 000 bölge planı ölçeğinden 1/1000 uygulama planı ölçeğine kadar çeşitli ölçeklerde, nazım plan kararlarını dikkate almayan, şehircilik ilkelerini ve planlama disiplinini yok sayan, hukuk dışı planlar ve plan tadilatları ile, mevcut nüfusu 3000 olan yerleşmenin, 14 000 - 15 000 gibi bir nüfusa ulaşmasının alt yapısı oluşturulmuştur.
Riva Deresinin doğusundaki Valilik yetki alanlarında, 1980 onaylı Nazım Planda, Valilik İl Koordinasyon Kurulu'nca münferit olarak plan tadilatları yapılmış, Riva Deresinin batısında ise 15.11.1995 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce onaylanan 1/50 000 ölçekli Nazım Planına dayandırılan imar planları onaylanmıştır.
Gerek bu Nazım Plan tadilatları, gerekse bölgedeki Nazım ve Uygulama İmar Planları; ne 1980 onanlı 1/50 000 ölçekli Nazım Planın kısmen "orman alanı" kısmen de "tarımsal karakteri korunacak alanlar" kararına, ne de 15.11.1995 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce onaylanan 1/50 000 ölçekli Nazım Planın "orman içi ve ormana bitişik köy kırsal alanlar" kararına ve uygulama hükümlerine uymamaktadır.
" Ayrıca, Ömerli Belde Belediyesi'nce ihale yolu ile yaptırılarak onanan I, II ve III etap İmar Planlarına dayanak olması için hazırlanan ve her ne kadar 28.10.1999 tarih ve 47 sayılı meclis kararında belirtilmemiş olsa da üzerinde "28.10.1999 tarih ve 47 sayılı Meclis Kararı ile İmar Kanununun 8b maddesine göre" onama kaşesi bulunan 1/50 000 ölçekli bir Çevre Düzeni Nazım İmar Planı bulunmaktadır.
Bakanlığın 26.4.2002 tarih ve B.09.0.TAV.0.17.00.00/833 sayılı yazısında; "gerek 28.10.1999 gün ve 47 sayılı Belediye Meclis Kararı ile onaylanan 1/25 000 ve 1/50 000 ölçekli planların, gerekse bu planlara göre onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planlarının yasal bir geçerliliği bulunmamaktadır. Ancak anılan alanlara ilişkin 1/50 000 ölçekli plan değişikliği teklifinin Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 9.maddesi ve ilgi genelgemizde belirtilen kriterlere uygun olup olmadığının Valilikçe incelenmesi uygun görülmesi halinde ... yönetmelik hükümleri kapsamında hazırlanarak Valiliğimiz görüşü ile birlikte Bakanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir" denmektedir.
Belde Belediyesi tarafından böyle bir 1/50 000 ölçekli plan tadilatı teklifi, incelenmek üzere Valilik tarafından kabul edilse bile Bakanlıkça onanmadan Belde Belediyesi tarafından onaylanan ve uygulanan imar planlarının dayanağı yoktur.
2. Kurum Görüşleri Alınmamış, Alınan Kurum Görüşlerine de Uyulmamıştır.
" Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 23.9.1998 tarihli ve Tarım İl Müdürlüğü'nün 25.10.1999 tarihli görüşlerine aykırı olarak, Belediyesince I Etap olarak tanımlanan bölgede; önce 24.3.1999 tarih ve 1999/26 sayı ile İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu'nca Onaylanan İmar Planında 1050 dekarlık alanda 500 konut planlanmışken, aynı alanda 1. Etap İmar Planlarında 1313 konut yerleştirilerek 'tarım alanlarının tarım dışı gaye ile kullanılmasına dair yönetmeliğe' aykırı davranılmıştır. Ayrıca.1., 2. ve 3. Etap İmar Planlarının hepsinde de, açık spor alanları, yüzme havuzları ve otopark alanları ile "yapı dışında ve toprak üstünde yapılacak garajlar" gibi sert zeminli alanlar da emsale dahil değildir. Bu alanlarda da "tarım alanlarının tarım dışı" kullanımına imkân verilmiştir.
" İstanbul'un kuzeyindeki ana orman alanlarının arasında kalmış bir bölge olan Ömerli Beldesi planlama alanına ilişkin Orman Bölge Müdürlüğü'nün herhangi bir görüş yazısı bulunmamakta olup Plan Notlarında da bu konuya hiç değinilmemiştir.
- Devlet ormanlarının içine kollar halinde girmiş olan ve hatta 100 dönüm kadar orman parçasının da ulaşılamaz olarak proje alanı içinde kaldığı 1. Etap Plan alanına ilişkin olarak, Orman Bölge Müdürlüğü'nün olmazsa olmaz bir belge olan 'uygun' görüş yazısı bulunmamaktadır.
- Gerek İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu'nca, gerekse Ömerli Belde Belediyesi'nce onaylanan planlar ile kentsel bir yerleşim yoğunluğu getirilmiş olan ve halen de "orman arazisi" görünümünü sürdüren Orman Kent ve çevresindeki konut alanları planlaması için de Orman Bölge Müdürlüğü'nün 'uygun' görüş yazısı bulunmamaktadır.
3. Tüm planlama süreci Anayasa'ya, yasa ve yönetmeliklere aykırıdır
" Tarım alanlarının ve orman alanlarının amacı dışında kullanımına yönelik olarak yoruma yer bırakmayacak şekilde tüm planlama sürecinde Anayasa'nın 44., 45. ve 170. maddelerine de aykırı hareket edilmiştir.
" Dayanağını Anayasa'nın 170. maddesinden alan 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmasının Desteklenmesi Hakkında Kanun, orman köylülerine bu tahsisin koşullarını belirlemektedir. İncelediğimiz tüm planlama sürecinde Anayasa'nın bu maddesine ve yasasına aykırı hareket edilmiştir. Birincisi; ormandan çıkarılan alanlar, Anayasa'nın ve ilgili yasanın amacı dışında yerleşime açılmıştır, ikincisi; bu alanlardan yararlandırılan "halk", "orman içindeki köyler halkı" değildir.
4. Uluslararası sözleşmelere aykırıdır
Yapılan planlar sürdürülebilirlik sürecindeki Türkiye'nin de altında imzası bulunan tüm uluslararası sözleşmelere ve bu sözleşmelerin tümünü kapsayan AB Peyzaj Sözleşmesine aykırıdır.
5. Üst ölçekli planlara, imar mevzuatına, kurum görüşlerine ve tüm koruma ilkelerine uymayan bir yerleşim yoğunluğu getirilmiştir.
- Üst Plan kararlarına göre, öncelikle bu alanlardaki yapılanma koşullarının, kırsal alan yapılanma koşullarını aşmaması gerekirdi. Bu koşullarda minimum parsel büyüklüğü 5000 m² ve max konut alanı 250 m2 olması gerekirdi.
- 26.9.1999 tarih ve 1996/1888 ile 06.06.1990 tarih ve 1990/76 sayılı İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu'nca onaylanmış olan ve 160-300 m2'lik parsellerle düzenlenmiş olan İmar Planı ile ortalama 25 katı ve Belde Belediyesince yapılan 500-1000 m2'lik parsellerle düzenlenen tüm İmar Planları ile kırsal alan yerleşme yoğunluğunu en az 10 kat artıran bir yoğunluk getirilmiştir.
- Valilikçe onaylanan 500 konutluk plan bölgesinde (I Etap olarak tanımlanan alan) Belde Belediyesince onaylanan planda 1313 konut bulunmaktadır. Oysa kırsal alan yapılanma koşullarına göre bu alana en fazla 47 konut yapılabilirdi.
- Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 23.9.1998 tarihli tarım topraklarının niteliği bakımından verilmiş olan görüş yazısına göre yerleşime uygun görülen 1050 dekarlık alanda I.Etap Nazım İmar Planlarına göre 1313 konut olursa tek konut inşaat alanı 160 m² olurdu, yerleşime uygun olmayan tarım alanlarında 1195 dekarlık alan da dahil edilirse 1313 konut için konut inşaat alanı ortalama 360 m² olurdu ki bu alandaki konutlar da yaklaşık bu büyüklükteki villalardır. Emsale dahil olmayan yollar, açık ve kapalı otoparklar, spor alanları vb kullanımlar da düşünülürse yerleşime uygun olmayan 2. sınıf tarım alanlarının da yerleşime açılmış olduğu düşünülmektedir.
Sonuç:
Ömerli yerleşmesine ilişkin olarak gerek Ömerli Belde Belediyesince yapılarak onaylanan I, II, III Nazım ve Uygulama Planları, gerekse öncesindeki Valilik İl İdare Kurulunca onaylanan Nazım Plan tadilatları ve İmar Planları;
" Anayasa ve Yasalarına aykırı olması,
" Üst Plan Kararlarına ve Planlama Hiyerarşisine Uyulmamış olması,
" Gerekli kurum görüşlerinin alınmamış ve alınan kurum görüşlerine de uyulmamış olması,
" Peyzaj alanlarının korunması ile ilgili uluslararası sözleşmelere aykırı olması,
" İmar Kanunu'na ve yönetmeliklerine uygun bir onama süreci izlenmemiş olması ve bütün şehircilik ilkelerini ve planlama disiplinini yok sayması,
" Hiç bir zorunluluk olmamasına rağmen korunması gereken orman, mera ve tarım alanlarını, ayrıcalıklı imar kararları ile, mevcut yerleşim nüfusunu 4-5 katına çıkaracak planlarla yerleşime açılmış olması,
" İstanbul halkının bugününün ve gelecek kuşakların haklarına aykırı olarak kamu yararını ortadan kaldırması,
" Ülkenin doğal kaynaklarını koruma ve yönetim ilkelerine aykırı olması,
" Korunması gereken bu alanlarda hukuk dışı planlarla olumsuz emsal teşkil edilerek yıkıcı ve yok edici gelişmelere yol açması,
nedenleriyle uygulamaya esas imar planları sakıncalı bulunmuştur. Bu hukuk dışı sürece dayalı uygulamaların ivedi olarak durdurulması için ilgililerin bilgisine sunulur.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U. Genel Müdürlüğü'ne,
- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
- Ömerli Belde Belediyesi
- Proje Müellifi
- Kadıköy Belediye Başkanlığı
- Ümraniye Belediye Başkanlığı
- Doğal Hayatı Koruma Derneği
- Meslek Odaları
- BKBT'ler

1.8.9.1.6. Çeşitli Raporlar

14.04.2003 / 23.10.0309
Projenin Adı : Lokanta
Müellifi :
Yeri : İstanbul, Şile, Hacıkasım mah., 5 Pafta, 5 Ada, 1 Parsel
Mal Sahibi : Şile Belediyesi

ÇEKİNCELER
Mülkiyeti Şile Belediyesine ait olan yer için hazırlanmış olan lokanta projesi 26.03.2001 tarihli 1/1000 ölçekli Doğal Sit, Kentsel Sit ve Etkilenme Bölgesi İmar Planına göre verilmiş. 7.4.2003 tarih ve 26057/259 sayılı imar durumuna göre hazırlanmıştır.
Söz konusu parsel imar planında "M" ve "K" İle işaretli alanda kalmaktadır. Plan notlarında "M" mevcut veya onanlı projelerine göre muhafaza edilebilecek yapı ve tesisleri ifade eder. Ancak plan genelinde mevcut yapıların kontur gabarileri dahilinde rölöve projeleri çizilerek 1yıl içinde Koruma Kuruluna getirilecektir.
"K" bölgesi olarak tanımlanan alanlarda, "kamuya açık çay bahçesi, kafeterya, bar, lokanta yapılabilir. Toplam alanı 30 m2 ve maxh=3.30 m'yi geçemez" şeklinde açıklama getirilmiştir.
Başvuru eki rölöveye göre mevcut yapı büyük bir kısmı 1 parselde olmak üzere 2 ve 3 nolu parsellerde yer almaktadır.
Kültür Bakanlığı İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca 14.11.2001 tarih ve 6224 sayılı kararla onaylanan rölöve ve avan projeye göre 2 nolu parselde mevcut konturun daraltıldığı ancak gabarinin yükseltildiği görülmektedir. Öneri projedeki gabarinin yükseltilmesi meri plan koşulu ile bağdaşmamaktadır.
"1. Derece Doğal Sit ve Kıyı kenar çizgisi içinde kalan" Şile İlçesi sahilinin doğa harikası bir noktasında, mülkiyeti kamuya ait olan bir yerde, plan koşullarını zorlayan bir yapıya izin verilmesi tarafımızca çekinceyle karşılanmıştır.
İki yanı abidevi kayalarla çevrili küçük koy ile liman yolu arasında kalan dar alanda mevcut eski yapının yerinde, yeniden inşa edilmesi tasarlanan yapıya ait projenin Şile Belediyesi ve Koruma Kurulunca yeniden incelenmesini, yapılacak yapının imar koşullarını zorlamayan, yörenin doğal yapısını en az zedeleyen ölçüde olmasını, yapının teras yerine çatı ile bitirilmesinin sağlanmasını önermekteyiz.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Kültür Bakanlığı
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı T.A.U.
- Kültür Bakanlığı İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu
- Şile Belediye Başkanlığı
- Proje Müellifi

12.06.2003 / 23.10.0452

Projenin Adı : ÇEMBERLİTAŞ HAMAMI
Müellifi :
Yeri : İstanbul, Eminönü, Molla Fenari Mah.34 Pafta, 296 ada, 186 parsel
Mal Sahibi : Mehmet Şevki Gürkök

AÇIKLAMALAR:
14.03.2003 tarih ve 23.09.0433 sayılı yazı ile Odamıza yapılan başvuru sonucunda, Mesleki Denetimde ÇED Danışma Kurulu tarafından incelenen dosyayla ilgili 08.05.2003 günlü, 23.10.0366 sayılı raporumuz hazırlanmış, bu rapor üzerine tarafımıza yapılan yeni başvuru ve sunulan ek belgeler ışığında düzeltilmiş ek rapor hazırlanmıştır.

ÇEMBERLİTAŞ HAMAMI
İstanbul, Eminönü ilçesi, Molla Fenari mahallesi, 34 pafta, 296 ada, 180, 181, 186 parseller üzerinde yer alan ve 1.grup tarihi eser niteliğindeki Çemberlitaş Hamamı Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 04.06.1966 tarih ve 3156 sayılı kararıyla tescil edilmiştir.
1993 yılında hamamla ilgili rölöve çizimleri ve restorasyon projesi; "Nur Banu Sultan Vakfından Çemberlitaş Çifte hamamı'nın bir bütün olarak ele alınıp, tümüyle restore edilerek korunması gerektiğine, halen dükkân olarak kullanılan kadınlar tarafı soğukluk kısmının da bu bütüne katılmasının gerekli olduğuna, ancak bu bütünlük sağlanana kadar geçici bir süre için var olan geçit kullanılarak, projesine göre kadınlar tarafı sıcaklık kısmına geçiş sağlanabileceğine" notu ile onaylanmıştır.
1994 yılında ilgilisinin başvurusu sonucunda çıkan 12.01.1994 gün ve 316 sayılı kararda; "1993 gün ve 4737 sayılı karar ile onaylı projesine göre uygulama yapılarak, 13.7.1994 tarihine kadar mevcut geçit kullanılarak, kadınlar tarafı sıcaklık kısmına geçiş sağlanabileceğine, bu süre sonunda kadınlar tarafı soğukluk kısmındaki mevcut dükkan kullanımının kaldırılarak, bu bölümün de hamam bütünü içine katılmasına karar verildi." denmektedir.
24.01.1994 tarihlinde yapılan yeni bir başvurusu üzerine Kurul, alınan 2.2.1994 gün ve 320 sayılı kararıyla da aynı görüş yinelenmiş, kadınlar kısmındaki dükkân kullanımının ruhsat tarihinden başlamak üzere, üç yıllık süre sonunda kaldırılmasını ve bu bölümüm de hamamın tarihi ve mimari değerinin büyüklüğü göz önünde tutularak, hamam bütünü içine katılmasını uygun bulmuştur.
26.07.2000 gün ve 12065 sayılı kararla soğukluk kısmını içeren bir tadilat projesi onaylanmış, bu tadilat projesinin yangın çıkışı ile ilgili değişiklik projesi, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 3.10.2001 gün ve 13227 sayılı kararıyla uygun bulunmuştur. Söz konusu tadilat projesi ile kadınlar tarafı soğukluk bölümündeki mevcut dükkanın 1993 ve 1994 yıllarında alınmış olan kurul kararları doğrultusunda kaldırılmış olduğu görülmekle birlikte, bu sefer aynı kararın ruhuna aykırı olarak ilk özgün durumunda olmayan, daha sonraki yıllarda yapılmış olduğu tespit edilen 180 ve181 sayılı parsellerdeki dükkanların yeniden yapılmasına izin verildiği görülmüştür.
1. Grup Yapılar, 05.11.1999 tarihli, 660 ilke kararında; "Toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır." şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu çerçevede, Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 04.06.1966 tarih ve 3156 sayılı kararıyla 1. grup bir eski eser olarak tescillenen Çemberlitaş Hamamının 660 sayılı ilke kararı uyarınca korunması ve onarılması için gerekli müdahalelerin nasıl yapılabileceğine karar verilebilmesi için, yine aynı ilke kararı uyarınca, koruma kuruluna, rölöve-restitüsyon ve restorasyon proje hazırlama esaslarına uygun projelerinin sunulması gerekmektedir.
Bu Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon projeleri, yapının mevcut durumunun belgelenmesinin yanı sıra, sorunlarının saptanması, potansiyel ve yeni kullanım olanaklarının araştırılması, onarıma yönelik temel yaklaşım ve müdahale biçimlerinin belirlenmesi ile yeni kullanımın gerektirdiği müdahalelerin anlatımını sağlamalıdır.
1993 ve 1994 yıllarında kurulca verilmiş koruma kararlarının yerine getirilebilmesi için, hamama verilmiş olan ek işlevler ve bu işlevlerin yerine getirilmesi amacı ile kültür varlığının tarihsel ve belgesel niteliğine yapılan müdahalelerin ortadan kaldırılarak restorasyon projesine temel olacak restitüsyon çalışmasının yapılması gerekmektedir.
Yığma tekniği ile yapılan hamama betonarme tekniği ile yapılan müdahalelerin ivedi olarak ortadan kaldırılması, deprem bölgesi olan kentimizde kültür varlığının gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için ayrıca önem kazanmaktadır.

SONUÇ:
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, ve 660 sayılı ilke kararı uyarınca kültür varlığı olan Çemberlitaş Hamamı'nın kültürel ve tarihi kimliği ile bağdaşmayan müdahalelerin ortadan kaldırılması sonrasında yeni bulgular ışığında hazırlanabilecek ve özgün halini ortaya çıkaracak restitüsyon ve restorasyon projesinin, ilgili koruma kuruluna sunulması ve özgün hali ile gelecek kuşaklara kazandırılması gerektiği kanaatindeyiz.
Saygılarımızla,
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

Dağıtım:
- Kültür Bakanlığı K.ve T.V.Koruma Gn.Müdürlüğü
- İstanbul I Numaralı K.ve T.V.Koruma Müdürlüğü
- Eminönü Belediye Başkanlığı
- Dilekçe sahibi.
- Proje Müellifi

08.07.2003 / 23.10.0525

Projenin Adı : LPG İstasyonu
Müellifi :
Yeri : İstanbul, Ümraniye ilçesi, Alemdağ Caddesi 46 Pafta, 891 ada, 46 parsel
Mal Sahibi : M.Emin ULUKUŞ

ÇEKİNCELER
1. Söz konusu imar parseli, 13.02.1998 ve 15.01.1999/34 tasdik tarihli, 1/1000 ölçekli Ümraniye Revizyon Uygulama İmar Planı kapsamında kalmaktadır.
2. 30.06.2003 günlü, 2003/3321 sayılı imar durumuna göre, parselde yapılaşma şartı;
- H=Max, H=4 kat
- Kat Yükseklikleri, İstanbul İmar Yönetmeliğine tabi değildir.
- İmar planında; Ticaret + Hizmet alanı olarak ayrılmıştır.
- Bu alanlarda T + H alanlarındaki fonksiyonlar yer alabilir.
- 46 parsel, 45 parselle tevhit edilmeden uygulama yapılamaz.
- Planda ebatlandırılmış kütleler uygulanacaktır.
- Komşu parsel Özel sağlık tesis alanı olarak ayrılmıştır.
- Bahçe mesafeleri kroki ölçüleri alınacaktır
şeklindedir.
3. İmar parseli alanı 1830 m2 'dir.
4. Odamıza Mimarlık Hizmetleri sicil durum belgesi almak üzere sunulan mimari projede, söz konusu imar parselinde
10 m3 tank hacimli LPG istasyonu öngörülmüştür.
5. Söz konusu mimari proje, 29.03.2002 tarihinde Büyükşehir belediyesinden onay almıştır.
6. Proje müellifince, söz konusu LPG istasyonu mimari projenin, 17.12.1993 günlü, 1087 sayılı G.SM. Yönetmeliğinin 3. maddesi uyarınca onaylandığı belirtilmiştir.
7. Bu yönetmeliğin 3. maddesinde; petrol gazları istasyonları veya oto gaz istasyonlarının, "Konut dışı kentsel çalışma alanları, sanayi alanları, küçük sanayi alanları, akaryakıt istasyonları alanları, ticaret + hizmet alanlarında" kurulabileceği hükmünü getirmiştir.
8. 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin yönetimi hakkındaki kanunun ve uygulama yönetmeliğinin 8/f maddesi uyarınca hazırlanarak 06.12.2000 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanı'nca onaylanarak yürürlüğe sokulan İstanbul İmar Yönetmeliği'nin 4.01 maddesinde Ticaret ve hizmet alanları;
"……Bu alanlarda bürolar, iş hanları, gazino, lokanta, çarşı, çok katlı mağazalar, bankalar, oteller, sinema, tiyatro gibi kültürel, sosyal tesisler, yönetimle ilgili tesisler ve benzeri yapılar yapılabilir.
Ticaret, ticaret + hizmet, ticaret + hizmet + konut, alanlarında, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından uygun görüş alınmak koşulu ile ( Sağlık Bakanlı, M.E.B., UKOME, İtfaiye) özel hastane, özel eğitim tesisi, katlı otopark, kültür ve sosyal tesis vs. yapılabilir." Şeklindedir.
9. Aynı yönetmeliğin LPG ikmal istasyonları ile ilgili olarak 17.06 maddesinde; "Büyükşehir Belediye Meclisinin 6.6.1997 gün, 345 sayılı kararı doğrultusundaki "ek 1" deki LPG yönetmeliği hükümleri geçerlidir." Demektedir.
10. Sağlık Banklığı tarafından 26.9.1995 günlü, 22416 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği ek:5 göre LPG perakende satış yerleri ikinci sınıf Gayri Sıhhi Müesseselere girmektedir. Bu yönetmeliğin 3. maddesine göre ise; "ikinci sınıf gayri sıhhi müesseseler": Meskenlerden ve insanların ikametine mahsus diğer yerlerden kurulca önerilip, Valilikçe uygun görülecek bir uzaklıkta yapılması gereken müesseseler olarak tanımlanmaktadır. Aynı yönetmelik bu tesislere izin ve ruhsatı inceleme kurullarının vereceği belirtilmiştir. Yine aynı yönetmelikte Valilik onayında sağlık koruma bandı tayini tanımlanmaktadır. Başvuru makamı, Valilik olarak tespit edilmiştir.
11. Gayri Sıhhi Müesseselerle ilgili Türk Standardı TS 12820 Mart 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Buna standarda göre belirlenen emniyet mesafesi hastane ve okullar için 50 m olarak belirlenmiştir.

DEĞERLENDİRME
1. Ümraniye Belediye Başkanlığı'nca verilen 30.06.2003 günlü, 2003/3321 sayılı imar durumu belgesi, 3030 sayılı kanuna aykırı olarak, İstanbul İmar Yönetmeliğini yok saymaktadır.
2. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de 3030 sayılı Kanuna, Kendi imar yönetmeliğine ve Gayri sıhhi Müesseseler Yönetmeliğine aykırı işlem yapmaktadır.
3. İstanbul İmar Yönetmeliği ile tanımlanan hukuk dışı yetkilerin ivedi olarak değiştirilmesi gerekmektedir.

SONUÇ:
Son yılarda sık sık akaryakıt ve LPG istasyonları faciası yaşanmaktadır. Mevcut gayri sıhhi müesseseler yönetmeliği yetersizlikler taşımaktadır. Fakat bu yönetmeliğe uyulması durumunda dahi önlenebilecek kazaların insan yaşamını tehdit eder duruma gelmesi ve yukarıda örneği verilen LPG istasyonu değerlendirmesinde görüleceği gibi tüm boyutları ile hukuksuzluğun yaşanması kamuoyu tarafından değerlendirilmeye muhtaçtır.
Uygulanması durumunda kent yaşamını etkileyecek ciddi kazalara neden olabilecek LPG istasyonunun projesinin bu çerçevede tekrar değerlendirilmesi düşüncesi ile ilgililerin bilgisine sunulur.
Saygılarımızla,.
TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

1.8.9.1.7. ÇED Raporları İle İlgili Gelen Yazılar