(*)“Kamuyasal Bir Anayasa için Kavramlar Sözlüğü-2”(İki)

Yazar- MO İstanbul 3 Ocak 2017 Salı

(*)“Kamuyasal Bir Anayasa için Kavramlar Sözlüğü-2”(İki)

Mimari bir eser, bazen güzelleme yapmak amacıyla sıfat olarak kullanılsa da, yine de “bir mücevher” yani “kişisel ziynet eşyası” değildir. Bir mücevherin pırıltısının arkasına saklanamayacak büyüklükte doğal/çevresel, sosyal, kültürel, ekonomik, zihinsel/estetik, bazen de siyasal; farklı katmanlar halinde kamusal değerlere sahiptir.

Mimari bir eser, yerelden ulusala, ulusaldan uluslararasına ve en sonunda da evrensel hukuk kuralları gibi; temel insan haklarından oluşan ilkelere uymak zorunda kalınan bir meslek alanı ürünüdür.

Farkında olunmasa da evrensel birikime sahip saklı haklar, yani hukuk; mimari eseri yapıcı yönleriyle korumak ve gözetmekle yükümlü yasalara ve içinden doğduğu topluma emanet eder.

Kısaca bir mimari eser, hukukuyla birlikte doğmuş ve içinde bulunduğu topluma ait bir hale gelmiştir.

Mimari bir eser, günümüzde “Barınma Hakkı”yla “Evrensel”; “Kullanım Hakkı”yla “Yerel”; “Yarattığı Değer” bakımından ise “Ulusal Konumda” yer alır.

“Barınma Hakkı” ifadesiyle birlikte, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin kişisel hak ve hürriyetlerin temeli olan “var olma ve varlığını sürdürme hakları” da koruma altındadır.

“Kullanım Hakkı”nın yerel ile anlamlı bağı ise bulunduğu yer yakınında yaşayanlar üzerinde; mimari eserin “görsel olarak estetik” ve “fiziksel olarak da çevrenin tüm kullanım haklarını” doğrudan etkiler.

Mimari bir eserin karşılıklı çıkarlar bağlamında tek yönlü ve olumsuz bir baskıya yol açmaması gerekir.

Etkileşimler üzerinden mimari bir eser kendi içine dönük kullanıcılarıyla bağ kurarken, dışa dönük yanıyla da çevresinde yaşayanların doğal, sosyal, kültürel, ekonomik, zihinsel/estetik, -bazen de siyasal- olarak kişi hak ve hürriyetleri kapsamında etki/ler/de bulunabilir.

Bu özelliği ile birlikte mimari eserlerin anayasal haklara etkisi ve kamusal alanda zorunlu olarak değerlendirmelere ve hak sorunlarına konu olabilir.

Her mimari eser ortaya çıkışıyla birlikte toplumun ortak yaşam kuralları çerçevesinde kamusal bir değere de sahip olmaktadır.

Varlık nedeni, haklar çatışması sonrasında uzlaşmalarla giderilemeyenler üzerinde hak talebi; kamusal niteliğinin varlığı devam ettiği sürece olacaktır ve mimari eser üzerinde kamusal hak, bu anlamıyla da hep vardır.

Mimari bir eser üzerinde o günün koşullarının altında etkisi açıklanarak ortaya çıkarılamamış ve tanımlı bir hukuka dahil olmamış haklar; zaman içinde sonraki nesiller tarafından fark edilerek tescillendiğinde, mimari eserin varlığını korunmak şartıyla tanınabilir. Bu haklar, mimari eseri daha da değerli kılacaktır.

Mimari bir eserin evrensel ve anayasal haklara kadar uzanan etkisi tek yönlü olmadığı gibi; evrensel ve anayasal hakların da mimari eser üzerinde etkisi olduğu bir gerçektir. Bakılınca genellikle insanda adaletsizlik duygusu uyandıran ve estetik zorlamalarla bile üzeri kapatılamayan eşitsizlikler üzerine kurulu yapılaşmaların olduğu kentlerin; insanlara mutluluk vermesi, mutsuzluk vermesinden çok daha zordur…

“Zihinsel Gelişim” ile “Estetik Algı Gelişmişliği”nin ortaklığında filizlenen “Görgünün Niteliği”; “Kaliteyi belirleyenin, kaliteyi talep etme kalitesidir…” ilkesi ile de doğru orantılıdır. “Nitelikli olana, kaliteli olana ulaşma hakkı”nın sonuçta “Eşitlik Hakkı”na kadar uzanması; “Görgünün Niteliği”nin artması ile “Hakların Niteliği”nin de artması gibi bir sonuca yol açar.

“Eşitlik Hakkı” yok ise “Eleştiri Hakkı” da yoktur.

“Eleştiri Hakkı” yok ise “Farklı Olmak ve Farklı Kalmak Hakkı” da yoktur.

“Farklı Olmak ve Farklı Kalmak Hakkı” yok ise “Özgürlük” de yoktur.

“Özgürlük” yok ise “Kardeşlik” de yoktur.

“Kardeşlik” yok ise “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesi de yoktur.

“Kuvvetler Ayrılığı” ilkesi yok ise…

Ya herkes hemen birbiriyle helalleşsin…

Ya da “Adalet Güvenceli Hukukun” geçerli olacağı nitelikli/kaliteli bir ülkede yaşamanın gereklerini yerine getirmek için söz versin.

Yeni yılla birlikte güzel bir ortak gelecek; yeryüzündeki herkesin hakkıdır…

Söz!; herkes gibi ben de bu hakkın savunucusu olacağım…

Sizce de “Söz!” mü?: “…”     

Duyamadım…

(*)Kamuyasal Bir Anayasa için Kavramlar Sözlüğü   (1)(Bir)

Yazar- MO İstanbul 3 Ocak 2017 Salı