7.1.3. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile İlişkiler
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile oda ilişkilerinde de temel eksen mesleki uygulamalara yönelik konulardaki görüş alış verişinin devamı ve gerek mevzuat, gerek uygulamalardaki oda görüşlerinin oluşturulmasına katkı vermek şeklinde devam etmiştir.
Bakanlıkla ilişkilerin temel konularından birini yine “sicil durum belgeleri” ve uygulamalar oluşturmaktadır. Bu konudaki bazı örnekler aşağıdadır:
TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü
Necati Bey Caddesi No: 63 Kızılay 06430 ANKARA
İlgi: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nün 29 Aralık 2006 gün, M.34.0.İBB.0.13.24/2006 – V-3052, V5234-Gen69060, V5461, V5450 / 2149 sayılı, Sicil Durum Belgesi hakkında yazısı;
Konu: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nün;
İlgi, 29 Aralık 2006 gün, M.34.0.İBB.0.13.24/2006 – V-3052, V5234-Gen69060, V5461, V5450 / 2149 sayılı, Sicil Durum Belgesi hakkında yazısı ile;
Yapı Ruhsatı düzenlenmesi aşamasında Boğaziçi İmar Müdürlüğü ile İlçe ve İlk Kademe Belediyeleri tarafından Sicil Durum Belgesi aranmaması Hk.
TC İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nün ilgi yazısı ile görev alanı içindeki ilçe ve ilk kademe belediyelerine, Yapı Ruhsatı düzenlenmesi aşamasında, proje müelliflerinin meslek odalarından alacakları “Sicil Durum Belgesi” ne gerek olmadığı bildirilmiştir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile buna bağlı Meslek Odaları, Anayasamızın 135. maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Kuruluş yasasında da tanımlandığı gibi temel çalışma anlayışı mimarlık ve mühendislik faaliyetleri ile ilgili alanlarda toplum ve ülke yararları doğrultusunda resmi makamlar ve öteki kuruluşlar ile işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve önerilerde bulunmaktır.
TC İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgi yazısı ile 32 ilçe ve 41 ilk kademe belediyelerine, Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi düzenlenmesi sırasında, ilgili müelliflerin, kayıtlı oldukları meslek odasından alacakları “Sicil Durum Belgesi”nin aranmaması gerektiğini bildirmesi; Mimar ve Mühendislerin sicillerini tutmakla yükümlü meslek odalarının düzenlediği “Sicil Durum Belgeleri”nin, TS8737 Yapı Ruhsatı ve TS10970 Yapı Kullanma İzin Belgesi düzenlenmesi sırasında aranmıyor olması telafisi imkânsız sorunlar yaratacak, 30 Ocak 2007 tarih, 26419 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi Kullanılmasına İlişkin Mecburi Standart Tebliği’ne aykırı olarak, form ve belge usulüne uygun ve doğru olarak doldurulmamış olacağından, Bakanlığınızın konuyla ilgili genelgelerinde ve muhtelif yazılarında da belirtildiği gibi hukuken geçerliliği de bu bulunmayacaktır.
Ek 2 de yer alan yazımız ile de Sahte Projelerin Önlenmesi ve Sicil Dosyalarının tanzim ve takibi konularında yaşanan sorunlar ve öneriler doğrultusunda yaşanan sorunları aşmak amacı ile yapılan düzenlemeler ışığında, konu bir kez daha 32 İlçe ve 41 ilk kademe belediyesi ve Boğaziçi İmar Müdürlüğüne bildirilmiştir.
Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi düzenlenmesi aşamasında, Sicil Durum Belgesi aranmaması hususundaki uygulamasını devam ettirmektedir.
İlgili belediyeler tarafından yapılan proje onayı ve düzenlenen Yapı Ruhsatlarında her türlü sahteciliğin ve denetimsizliğin önlenmesi, projelerin İmar Kanununa, İmar Planına, fen, sağlık, sanat kurallarına, Türk Standartlarına ve tüm mevzuat hükümlerine uygunluğunun sağlanmasına yönelik olarak; her proje için ilgili Meslek Odasınca düzenlenen Proje Müellifi Sicil Durum Belgesinin alınması, Yapı Ruhsatlarının onaylı birer örneğinin ilgili Meslek Odasına gönderilmesi ilgili yönetmelik ve genelgelerin hükümlerinin yerine getirilmesi ve kamusal denetim faaliyeti açısından önem arz etmektedir.
Uygulamanın bu çerçevede gözden geçirilerek, Sicil Durum Belgesi uygulamasının etkin takibi ile yerleşmesine ilişkin Bakanlığınız görüşlerini gereği için bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla,
Sami Yılmaztürk
Yönetim Kurulu Sekreteri
Ekler:
Ek 1::İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nün 29.Aralık.2006 gün, M.34.0.İBB.0.13.24/2006 – V-3052, V5234-Gen69060, V5461, V5450 / 2149 sayılı, Sicil Durum Belgesi hakkında yazısı;
Ek 2: 05.02.2007 gün ve 27.06.8071 sayılı yazımız.
Dağıtım:
Gereği için:
- TC İçişleri Bakanlığı
- TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Bilgi için:
- TC İstanbul Valiliği
- TC İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
- TC İstanbul 32 İlçe,41 İlk Kademe Belediye Başkanlıkları,
- TC İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğü,
- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
***
Bakanlığın konunun önemini belirten Şubemize ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne vermiş olduğu yanıtlardan örnekler aşağıdadır:
TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü
Sayı: B.09.0.TAU.0. 15.00.00- 1378
Dosya 000095001- 4662
Konu: Sicil Durum Belgesi 05 Temmuz 2006
TMMOB Mimarlar Odası
Ankara Şubesi
Konur Sok. 4/3
Yenişehir/Ankara
İlgi: 25.05.2006 tarihli ve 07/567 sayılı TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yazısı.
Bakanlığımıza iletilen ilgide kayıtlı yazıda: Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin İmar Yönetmeliğinin bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin 30.03.2006 tarih ve 238 rapor no’lu kararıyla ilgili olarak, Büyükşehir imar Yönetmeliğinin 5. maddesinde müktesep hakların gözetilmesi gerektiği, madde 6 ‘da sici1 durum belgesi istenmesi ile ilgili maddenin (madde 99) iptalinin 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’nin 57. maddesine aykırı olduğu ve belediyelerin ilgili meslek odasına Yapı Ruhsat Formu ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinin gönderilmesi gerekliliğinin ortadan kaldırılmak istendiği ile ilgili şikâyetler yer almaktadır.
3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesi 5. bendi; “Proje müellifi mimarlar ve mühendislerin, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca, ilgili meslek odasına kayıtlı olmaları, büro tescillerini yaptırıp her yıl için yenilemeleri gerekmektedir. İdare, Kanuna aykırı uygulama nedeniyle süreli olarak hakları kısıtlanan proje müelliflerinin bu durumunu denetlemek üzere ilgili meslek odasınca düzenlenen meslek adamının o andaki sicil durumunu gösterir, işin adı yazılı belgeyi her proje için ister. Haklarında kısıtlama bulunan meslek adamına ait projeler onaylanmaz. İdare, projeleri incelerken 5846 sayıl Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygunluğu da gözetir” şeklinde düzenlenmiştir.
26.02.2002 tarihli ve 3651-327 sayılı Genelgemizde de belirtildiği gibi: T.S. 8737 Yapı Ruhsatı Formu, 24 Ekim 2001 tarih ve 24563 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İçişleri Bakanlığı’nın 81164 Sayılı Tebliği ile 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren kullanılmak üzere T.S.10970 Yapı Kulla İzin Belgesi Formu ise 6 Eylül 2001 tarih ve 24515 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İçişleri Bakanlığının 81028 Sayılı Tebliği ile 6 Ekim 2001 tarihinden itibaren kullanılmak üzere mecburi hale getirilmiştir.
08.07.2002 tarihli ve 13946 sayılı Genelgemizde de belirtildiği gibi: Yapı Ruhsatı Formunun 37.77.83. Yapı Kullanma İzin Belgesi Formunun 40. 84, 94 numaralı bölümleri Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesine konu iş için uzmanlık konusuna uygun olarak, mimar veya mühendis meslek adamının adı, soyadı. oda sici1 numarası, büro tescil numarası, sigorta, vergi (kuruluş ise kuruluşun numarası, uzmanlık konusuna uygun fenni mesuliyet üstleniyor ise sorumluluğunu üstlendiği işler ile yeni işinin toplanı m2’leri, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42., 6235 Sayılı Kanun’un 38. maddelerinde belirtilen mesleğini icra etmesine bir engelin in bulunup bulunmadığını belirten üyesi olduğu meslek odasınca düzenlenen “Sicil Durum Belgesi’nin numarası yazılacaktır. Aynı Genelgede Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı meslek odalarınca bu belgenin düzenlenmesi aşamasında, sadece yapı projelerinin vizelenmesi veya mesleki denetim yapılmaması, vize ve mesleki denetim işlemlerine ilişkin harç veya bedel alınmaması gibi nedenler öne sürülerek Sicil Denetim Belgesi düzenlenmemesi mevzuata aykırı olup, bu doğrultuda işlem yapanlar ve ısrar edenler hakkında 6235 Sayılı Yasa uyarınca işlem yapılacağı belirtilmiştir. Ayrıca Yapı ruhsatı ‘ve yapı kullanma izin belgelerinin birer örneğinin idarelerce ilgili meslek odalarına gönderilmesi zorunluluğu olup, meslek odalarınca üyelerinin sicilleri, ruhsattaki bilgiler, ilgili idarelerce düzenlenen iş bitirme belgeleri ve raporlar da dikkate alınarak tutulmak zorundadır. Bu husus onaylı Yapı Ruhsatı Formu ve Yapı Kullanma İzin Belgesinde açıklanmaktadır.
İlgili idarelerce projelerin incelenmesi, Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinin onaylanması aşamasında, 08.07.2002 Tarihli Genelgede belirtildiği üzere, ilgili meslek odasınca o iş için sicil durum belgesi istenmemesi, sicil durum belgesinin tarih ve sayısının Yapı Ruhsatı ve Yapı Ku1lanma İzin Belgesinin ilgili bölümüne yazılmaması ve onaylanan Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinin bir örneğinin ilgili meslek odalarına gönderilmemesi. Kamu yararı ve kamu hizmetine aykırılıklara neden olmakta, kamu hizmetinin yetkili mimar mühendisler tarafından yerine getirilmesi hususunda sorunlara yol açmaktadır. Düzenlenen sicil durum belgesi ile ilgili idareler Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinde yer alan ihtisas ayrımını, meslek adamlarının mesleğini icra etmesine engel bir durumun olup olmadığı, fenni mesuliyetler için Tip İmar Yönetmeliğinin 58. maddesinde açıklanan m2 sınırlarının içinde kalıp kalmadığı hususlarında, kamu denetimini ve kamu görevini yerine getirmektedir. Ayrıca ilgili idarelerce düzenlenen Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinin birer örneğinin ilgili meslek odasına gönderilmesi zorunluluğu ile meslek odaları kendilerini ilgilendiren form ve belgelerle, kendilerince düzenlenen sicil durum belgelerini karşılaştırarak ilgili idareleri uyaracakları gibi, uzmanlık ayırımına uyulmaksızın idareleri yanıltan meslek adamları hakkında 6235 sayılı TMMOB Kanunu kapsamında gerekli cezai işlemlerin yapılmasını sağlamakla da görevlidir. Bunun yanı sıra 3458 sayılı Kanun uyarınca mesleği icra etme yetkisi olmadan olarak mimarlık ve mühendislik hizmetlerini yerine getirmek isteyenlerin de engellenmesi sağlanmış olacaktır. Mimarlık ve mühendislik hizmetleri sadece il veya belediye sınırları ile sınırlı olarak yapılmadığından, belediyelerin ve valiliklerin böyle bir görevi üstlenmesi de mümkün değildir.
Bakanlığımız 18.07.2002 tarihli ve 1254-149333 sayılı yazısı ile konuyu, İçişleri Bakanlığı’nın (Mahalli idareler Genel Müdürlüğü) 25.07.2002 tarihli ve 80855 sayılı Genelgesi ile Bakanlığımız yazısı doğrultusunda uygulama yapılması hususunu Valiliklere bildirmiştir.
T.S. 8737 sayılı Yapı Ruhsat Formu ve T.S. 10970 sayılı Yapı Kullanma İzin Belgesi doğru ve usulüne uygun olarak düzenlenmek zorunda olup, bu husus Ankara Büyükşehir Belediyesi dahil bütün belediyelere muhtelif yazılarımızla bildirilmiştir. Belediyelerin ve Valiliklerin yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenleme koşullarına ilişkin herhangi bir görevi bulunmamaktadır. Bakanlığımız dahil bütün kamu idarelerinin bu kurallara uymaları zorunludur. Büyükşehir Belediyelerinin bu konuda yönetmelik hazırlama yetkisi bulunmadığı gibi bu genel kuralı değiştirme yetkisi de 5216 Sayılı Kanunla verilmemiştir.
Kamuyu ilgilendiren ve genel düzenleyici işlemlerden olan İmar Yönetmeliklerinin Resmi Gazete’de yayımlanması esas olmakla birlikte, Büyükşehir Belediyeleri imar yönetmelikleri Resmi Gazete ‘de yayımlanmadığından, 3194 sayılı İmar Kanununa, yürürlükteki tüm mevzuata uygunluk açısından değerlendirilememektedir. Bu nedenle müktesep haklar ve Binaları Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikle ilgili konularda uygulamaya esas değerlendirme yapılamamaktadır.
Sicil durum belgesinin istenileceğine dair hükmün, Belediye Meclisi Kararı ile kaldırılması ise yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği gibi, ruhsat düzenleyen idarelerce bu belgenin aranmayacağı ve bu belgenin tarih ve sayısının varsa numarasının yapı ruhsat formu ve yapı kullanma izin belgesine işlenmeyeceği anlamına gelmemektedir. Aksi takdirde form ve belge usulüne uygun ve doğru olarak doldurulmamış olacağından, genelgelerimizde ve muhtelif yazılarımızda da belirtildiği gibi hukuken geçerliliği de bu bulunmayacaktır. Bu konuda ruhsat düzenlemeye yetkili idarelere yasalarla herhangi bir görev de verilmemiştir. Sicil Durum Belgesi konusu Danıştaya yapılan itirazlar üzerine Danıştay 6. Dairesince incelenmiş, hukuka uygun olduğuna ve kamu yararı bulunduğuna karar verilmiştir. Ayrıca bugün için evrensel hizmetler kapsamında olan, mimarlık ve mühendislik hizmetleri yerine getiren mimar ve mühendislerin sicillerinin yerel idarelerce ayrı ayrı tutulması da söz konusu değildir.
Bilgilerinize rica ederim.
Ahmet Vurandemir
Bakan a.
Genel Müdür Yardımcısı
TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü
Sayı: B.09.TAU.0.15.00.00-11797 05 Aralık 2005
Dosya: 340792204
Konu: Vize işlemleri
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
İstanbul
İlgi: a) 18.10.2005 tarih ve ŞB-1 1952 sayılı İnş. Müh. Odası İstanbul Şubesinin yazısı.
b) 25.10.2005 tarihli Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinin yazısı.
Bakanlığımıza iletilen ilgide kayıtlı yazılarda; bazı belediyeler tarafından, ruhsat işlemleri
esnasında mimari, statik, makine ve jeolojik proje müelliflerinin “Proje Sorumluluk Beyanı” belgesi düzenlenerek notere tasdik ettirilmesi istendiği belirtilerek, bu uygulamanın kaldırılması ve bunun yerine zaten var olan Sicil Durum Belgesi uygulamasının devam etmesi talep edilmektedir.
3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 57. ve 58. maddelerinde Yapı Ruhsatı İşlerine Fenni Mesuliyet, Sürveyanlık Hizmetleri ve Sicil Durumlarına ilişkin bilgiler hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, Bakanlığımızın 8.7.2002 tarih ve 13946 sayılı Genelgesinde de bu konuya açıklık getirilmiş olup, idarelerin, projelerin incelenmesi, yapı ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinin onaylanması aşamasında, ilgili meslek odasından o iş için sicil durum belgesi alınmasının sağlanması, sicil durum belgesinin tarih ve sayısının yapı ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesinin ilgili bölümüne yazılması ve onaylanan yapı ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgelerinin bir örneğinin ilgili meslek odalarına gönderilmesi 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikleri gereğidir.
3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerinde; ruhsat işlemleri esnasında mimari, statik, makine ve jeolojik proje müelliflerinin proje sorumluluk belgesine ilişkin bir ibare yer almamaktadır. Bu nedenle, idarelerin yapı ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi onanması aşamasında, meslek odalarından alınacak sicil durum belgesi dışında herhangi bir belge talebinde bulunmaları doğru değildir.
Ayrıca, Belediyelerin imar mevzuatı kapsamında kalan konular da dahil yaptıkları iş ve işlemleri denetleme ve yasal işlem başlatma görevi 3152 sayılı Kanunla, İçişleri Bakanlığına verilmiş olduğundan bilgi alınmasını rica ederim.
Köksal Aktepe
Bakan a.
Genel Müdür Yardımcısı (imza)
Dağıtım
- Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
-İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
***
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nün 10 Nisan 2007 gün ve 868 sayılı yazısı ile “Yapı Denetim Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği”nde yapılacak revizyon için görüş istenmiş; aşağıda özetlenen oda görüşünün oluşturulması için çalışmalar sürdürülerek katkı verilmiştir.
Ankara: 25.04.2007
Sayı: 011/
TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Yapı İşleri Genel Müdürlüğü
Konu: Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği Revizyonu hk.
İlgi: 10 Nisan 2007 gün ve 868 sayılı yazınız
İlgi yazınız ile Bakanlığınız tarafından hazırlanan Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği taslağına ilişkin görüşümüz ekte tarafınıza iletilmektedir. Bilgilerinize sunarım.
Saygılarımla,
Necip MUTLU
Genel Sekreter
Ek: Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği taslağı hk. rapor
Yapı Denetimine İlişkin Mimarlar Odası Raporu
24.04.2007
Bakanlığınızca hazırlanan “Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı”nın irdelenmesinden önce mevcut yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi getirilen önermelerin bu yasalarla olan bağının kurulması gereklidir.
Mimarlar Odası olarak yapı denetim mevzuatını;
A. Mevcut Yasanın değerlendirilmesi
B. Yönetmelik taslağının genel değerlendirmesi
C. Maddelere ilişkin görüşlerimiz
şeklinde değerlendirilmiştir.
A. MEVCUT YASANIN DEĞERLENDİRİLMESİ
4708 sayılı yasa uyarınca 19 ilde 29.07.2001 tarihinden itibaren yürürlükte olan uygulama, yasanın sakıncalarını ve yetersizliklerini daha da açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bugün Bakanlık da dahil ilgili tarafların tümü, yapı denetim sisteminde kapsamlı bir değişiklik ihtiyacı olduğu görüşünde birleşmektedir.
Yapı denetimi alanında yeni bir yasal düzenleme değişikliği yapılırken, bu süreçte yaşanan deneyimler ışığında aşağıdaki konular dikkate alınmalıdır:
1. Yapı denetimi ve genel olarak yapı üretim sürecinde uygulanacak politikalar, getirilecek düzenlemeler, ilgili tarafların (Bakanlık, meslek odaları, müteahhitlik meslek kuruluşları, sigorta temsilcileri, …) katılımı ile oluşturulacak güvenilir bir diyalog ortamında görüşülmeli, geliştirilmelidir.
2. Yapı denetiminin ülke genelindeki bütün yapılar için geçerli olması sağlanmalıdır. Ayrıca mevcut yasada kapsam dışı bırakılan tüm kamu ve askeri yapılar bu denetim kapsamına alınmalıdır. Gizliliği gerektiren yapılar için özel kurallar getirilmelidir.
3. Yapı denetimi fiziki planlamadan imar koşullarına, tasarımdan uygulamaya, malzeme üreticisinden satıcısına, mal sahibinden müteahhide kadar pek çok farklı unsuru içeren kapsamlı bir süreçtir. Bu nedenle sürecin tamamı ele alınarak yapılandırılmalıdır. Denetim sisteminde yer alan mimar ve mühendislerin formasyon ve standartları belirlenmeli, meslek odalarınca düzenlenecek meslek içi eğitim programlarına katılımları sağlanmalı, mesleki yeterlilikleri belgelenmeli ve bu uygulamaların yasal dayanakları oluşturulmalıdır. Yapı denetim sürecinde ve genel olarak yapı üretiminde meslek odalarının etkin bir konuma getirilmesi sağlanmalıdır. Bu doğrultuda yapı denetim yasası dışında da gerekli yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
4. Yapı üretim ve denetleme sürecinin önemli bir halkası sigortadır. Bu sigorta yapı üretimindeki bütün mal ve hizmetleri kapsamalıdır. Riskin tanımlanamaması nedeniyle mevcut yasada yer alamayan sigorta, devlet tarafından doğal afet sigortası benzeri bir sistem ile gerçekleştirilebilir.
5. Mal sahibi, proje müellifi, müteahhit ve denetim görevlilerinin çıkar farklılığından kaynaklanan, birbirlerini denetleyici farklı konumları dikkate alınmalı, getirilecek düzenlemelerde bu farklılıkları koruyacak hükümler güçlendirilmelidir. Süreçte taraflar arasındaki yetki ve sorumluluk ilişkileri açıklık ve işlerlik kazanmalıdır.
6. Proje müelliflerinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile de tanınan yetki ve hakları, yapı denetim yasası ve ilgili yönetmeliklerinde yer almalı, müellif mimarın mesleki kontrollük yetkisi tanınmalıdır.
7. Yapı ve yapı normları, malzeme standartları, yapı performanslarına ilişkin standartlar, tasarım-projelendirme esasları, yapı denetiminde izlenecek usul ve yöntemler gibi uygulamaya yönelik düzenlemeler ve denetim şartnamelerinin birbirleri ile bağlantıları kurularak gereksinimlere yanıt verecek şekilde geliştirilmelidir. Bu çalışmaların gerçekleştirilmesinde meslek kuruluşlarının, üniversitelerin katkısı sağlanmalı, özellikle bu çalışmaları yürütecek özerk “yapı araştırma enstitüleri” oluşturulmalıdır.
8. Yapı denetimi ve diğer ilgili düzenlemelerin gerçek ihtiyaçlara yanıt verememesinin önemli bir nedeni, yapı üretimindeki ölçek farklılıklarının dikkate alınmamasıdır. Örneğin, sınırlı büyüklükteki bir tek aile konutu ile daha büyük ölçekli yapı üretimi veya karmaşık teknolojiler gerektiren inşaatlar, aynı hükümlere tabi kılınmak istenmiştir. Getirilecek yeni düzenlemelerde bu farklılıkları dikkate alan gerçekçi bir sistem kurulmalıdır.
9. Yapı denetiminin, mesleki yeterlilikleri yasa ile tanımlanmış, çalışma ve ücret koşulları yasa ile belirlenerek güvence altına alınmış, TMMOB’nin ilgili meslek odasına kayıtlı ve bu oda tarafından sicili tutulan; üst denetimi ilgili meslek odaları ve kamu idaresi birimlerinin oluşturduğu organ ve/veya kurul ile yapılan; kamusal bir hizmet olan yapı denetimini münhasıran yapacağı yasa ile belirlenmiş gerçek kişilerin sorumluluğu altında yapılması esastır. Yapı denetim hizmetleri, şirketlerin tüzel kişiliği sorumluluğunda yapılamaz.
10. Yüklenilen sorumlulukların gereği doğabilecek kusur ve hataların maddi karşılığının süratle yerine getirilmesi ve cezai yaptırımların caydırıcılık özelliği taşıyacak nitelikte olması denetim ve yaptırım mekanizmasının süratle işletilmesi sağlanmalıdır.
11. Yapı üretim sürecinin en önemli unsurlarından yüklenicilik/müteahhitlik sistemi ayrıntılı olarak tanımlanmalı ve bu tanımlar ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
12. Yapı üretim sürecinde mutlaka mal sahibi - proje müellifi - yapı denetimcisi - müteahhit - şantiye şefi - yardımcı teknik eleman zinciri var olmalıdır. Mal sahibi, müteahhit ve teknik elemanların görev ve sorumlulukları, yapıların niteliği ve büyüklüğüne göre açıkça tanımlanmalıdır.
13. Yapı denetiminde, denetimcinin mal sahibince belirlenmesi, sistemin tarafsızlığını engellemektedir. Denetimcinin, yapının niteliğine göre, ilgili kuruluş ve Oda temsilcilerinden oluşacak kurullar tarafından görevlendirileceği bir sistem getirilmelidir. Bu görevlendirmenin, Odalar tarafından sicilleri tutulan ve yapı denetimi yapmaya yetkili mimar ve mühendisler arasında adil kriterlere göre yapılması sağlanmalıdır.
B. YÖNETMELİK TASLAĞININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ
Yapı denetim sistemine ilişkin yukarıda belirttiğimiz genel sorunların giderilmesi noktasında yapılacak iyileştirmeler öncelikle üzerinde durduğumuz bir husus olmakla birlikte; Bakanlığınızın görüş bildirilmesini istediği Yönetmelik Taslağının bütününe yönelik aşağıda sıraladığımız bazı hususlara açıklık getirmeyi gerekli buluyoruz.
Öncelikle görüş bildirilmesi istenen Yönetmelik Taslağı ile 12 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış ve halen yürürlükte olan Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği arasında sistemin uygulamasından kaynaklanan sorunları gidermeye yönelik bir anlayış farklılığı bulunmadığı görülmektedir.
Özellikle yapı denetiminde rol alan kişi ve kurumların görev, yetki ve sorumluluklarının açık bir şekilde tanımlanmamış olduğu, buna bağlı olarak etkin bir yaptırım için cezai müeyyideler getirilmediği, sorumluluğun paylaşımı ile ilgili farklı yaklaşımlar olduğu; bazı noktalarda müteselsil sorumluluk, bazı noktalarda ise ihtisas ayrımına göre sorumluluk öngörüldüğü, bunun neye göre belirlendiğinin belli olmadığı saptanmaktadır. Oysa esas olan cezai ve hukuki sorumlulukların net olarak tanımlanmasıdır. Bunun tanımlanabilmesi için de bu sistem içinde rol alan kişilerin görevlerinin kapsamı ve sınırlarının belirlenmiş olması gerekir. Bu belirlemeler yapılmadan sorumluluk tayin edilmesi hakkaniyetli olmayacaktır.
Yönetmelik Taslağında genel olarak saptanan diğer bir husus ise, bürokrasinin amaçtan uzak bir biçimde çoğaltılmış olduğudur. Bu durum yapı denetimi kuruluşlarının yapı denetimini sağlamaktan çok bürokratik iş ve takiplerle uğraşmalarına yol açacaktır.
Yönetmelik Taslağının “tanımlar” başlıklı maddesi ile diğer pek çok maddesinde tanımı yapılan teknik elemanların görevlerinin ne olduğu belli değildir. Yani görevinin ne olduğu belli olmayan teknik eleman tanımı yer almaktadır. Bundan da yapı denetiminin sağlanmasına hangi görevle dahil olduğu belli olmayan bu kişilere sadece istihdam yaratmak amacıyla yönetmelikte yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte yönetmelikte görev ve yetkisi tanımlanan bazı sorumluların ise; yönetmelik eki formlarda imzası açılmadığı için, yönetmeliğe göre sorumluluğu tanımlanan kişilerin uygulamada sorumluluğunun tanımlanamaması söz konusu olacaktır.
Öte yandan, diğer yasalarda açıkça düzenlenmiş olduğu için bu yönetmelikte yer almasına ihtiyaç olmayan düzenlemelere de yer verilmiştir. Örneğin, İmar Kanununda düzenlenmiş olan ilgili idarelerin kaç gün içinde yapı ruhsatı düzenleyebilecekleri gibi konular.
Yönetmelik taslağının tümünde amacından uzaklaşan gereksiz ayrıntılara boğulmuş bir karmaşıklık hakimdir. Bu anlamda bir yasal düzenleme tekniğinden de yoksundur.
Taslak; kontrol elemanı mimarlar, meslek içi eğitim, proje müelliflerinin sicil durum belgesi gibi konulara yer vermekte ve olumlu değişiklikleri de içermektedir.
Ancak yine de özellikle yapı denetim sürecinin İnşaat Mühendisliği ve betonarme inşası ekseninden uzaklaşamamış olması, mimarların yapım sürecindeki katılımını daraltmaktadır. Kaldı ki yapı denetim sürecini tarifleyen bir yönetmeliğin ağırlıklı olarak betonarme ile özdeşleştirilmiş olması, yapı denetim mekanizmasının sağlıklı işlemesinin önünü kesici bir özellik taşıyacaktır.
Oysa; mimari projelerin koordinatör proje olma özelliğinden hareketle; denetim süreçlerinin ve bu süreçlerde görev alan, proje ve yapı denetçisi, yapı denetçisi, şantiye şefi gibi tanımların, görev, yetki ve sorumluluklarının da bu yaklaşımdan hareketle düzenlenmesi, sağlıklı yapı denetim süreçlerinin sağlanması sonucunu doğuracaktır.
Denetim modelinin sadece depreme dayanıklı bina yapımını hedefleyen ve ilgi alanını “betonarme karkas taşıyıcı” ile sınırlayan bir anlayışla kurulması, yapı denetimini olması gereken amacından uzaklaştıran bir yaklaşımdır. Oysa sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir yapıları üretebilmek için, yapının mimari tasarımından gelen, yapı malzeme ve bileşenlerinin niteliği ve kullanışı, yangın, ısı kaybı, gürültü vb. faktörleri dikkate alan bir yaklaşım gereklidir. Yapı denetiminde bu kavramlara işlerlik kazandırılması, mimarlık mesleğinin sorumluluk kapsamı ve çalışma alanı içindedir.
Özellikle, İmar Kanunun 38. Maddesi ile Tip İmar Yönetmeliği’nin 28. ve 57. Maddelerindeki yaklaşımlar paralelinde, uzmanlık alanlarına yönelik Fenni Mesuliyet Hizmetlerinin verilmesine yönelik tanımlara paralel yaklaşımlar daha doğru olacaktır.
Ayrıca; Yapı denetim sisteminin kurgusundan yola çıkarsak; projede var olanın, yapım sürecinde denetlenmesi söz konusudur. Gerek Bakanlığın Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesi, gerek Tip İmar Yönetmeliği gerekse çeşitli Büyükşehir Belediyeleri İmar Yönetmeliklerinde Mimari Proje; “mimarlar tarafından hazırlanan vaziyet planı, bodrum katlar dahil tüm kat planları, çatı planı ile bunlara ilişkin en az 2 adet kesit ve yeteri sayıda görünüş, gerektiğinde sistem kesitleri ve nokta detayları bulunan avan ve tatbikat projeleri ile ilgili mühendisler tarafından hazırlanan ısı yalıtım projesi ve/veya raporu, aplikasyon belgesi, yerleşme ve yapının özelliği nedeniyle ilgili idarece istenecek peyzaj projelerinden oluşur” şeklinde ya da bu özde farklı ifadelerle tanımlanmıştır. Bunun dışında, statik, elektrik ve mekanik projelerin tamamının mimari projeye uygun olması gerektiği ibaresiyle başlayan tanımlar yer almaktadır. Yine Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ile de genel koordinasyonun ve projelendirmenin; mimarın koordinasyonunda olması gerektiğine yönelik hükümlerle düzenleme yapılmıştır.
Bu da “mimari projenin koordinatör proje” olması gerçekliğine dayanır. Bu durum da, yapı denetim sürecinde, denetçi mimarı tüm uygulamadan sorumlu hale getirirken; yönetmelik taslağında, denetçi, yapı denetçisi, kontrol elemanı mimar ve mühendislerle şantiye şefleri tanım, görev, sorumluluk, yetki sınırları tarifleri; sürecin statik ve betonarmeye dayanan, ağırlıklı inşaat mühendislerinin bulunduğu bir sisteme dayandırılması söz konusu olmaktadır ki, bu kurgu hatalıdır.
Bir çok bölümde olumlu olarak, yapı denetiminde görev alacakların üyesi oldukları meslek odasından, meslek içi eğitim alma koşulunun belirtilmesine rağmen, Yapı Denetim Komisyonunun çalışma usul ve esasları ile ilgili düzenlemelerde, meslek içi eğitim programlarına özel kuruluşların dahil edilmesi çelişkili bir durum doğurmaktadır.
Yönetmelikte tanımlanan şantiye şefliği ve eki sözleşmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte, proje müellifleri için tanımlanan sicil durum belgesi konusundan bahsedilmemesi ya da şantiye şeflerine yönelik meslek içi eğitimle ilgili düzenleme olmaması, taslağın eksik kalan bazı noktalarından biri olarak göze çarpmaktadır. Şantiye şefinin görev ve yetki sınırlarının muğlak kalmış olması da bir diğer düşünülmesi gereken husus olmaktadır.
Yapı Denetim Kuruluşlarının oluşturulması ile ilgili düzenlemelerde göze çarpan ve üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir nokta da, sermaye yapıları ile ilgili düzenlemedir. Özellikle, 500.000 YTL – eğer şube var ise artı 100.000 YTL – teminat mektubu ile ilgili düzenleme koşullarının sağlayacak bir kuruluşun en iyimse tahminle 1.000.000 YTL ipotek, teminat göstermesi sonucunu doğuracaktır ki bu da daha baştan Yapı Denetim Kuruluşunun sermayedarlarla birlikteliği sonucunu doğuracak ve amaca hizmet etmeyecektir. Kuruluş sermayesi ile ilgili düzenlemelerin, yapı denetim süreçlerini olumlu etkileyeceğini düşünmek çok doğru görünmemektedir; tam aksine olumsuz etkileyeceği kanaatindeyim. Bunun yerine mesleki sorumluluk sigortasına yönelik düzenleme olması daha doğru olacaktır. Elbette bu konuda yasal düzenleme gerektiği açıktır, bu da ayrı bir açık nokta olarak görünmektedir.
Yapı Denetim Komisyonunun oluşturulmasına ilişkin önerilerimize ek olarak; Sicillerin tutulmasına yönelik düzenlemelerde, bakanlık ile meslek odalarının eşgüdümün sağlanabilmesi için gerekli düzenlemelerin göz ardı edilmesi ise bir diğer eksik noktadır. Denetçi mimar ve mühendislerin sicil kayıtlarının tutulması görevi, 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu ile Yapı Denetim Komisyonuna verilmişken; genel olarak tüm mimar ve mühendislerin sicil kayıtlarının düzenlenmesi ve meslek düzenine ilişkin düzenleme yapma görev ve yetkisi, Anayasanın 135, 123 ve 124 maddesi ile 6235 sayılı TMMOB Kanunu uyarınca meslek odalarına verilmiştir. Sicil kayıtlarının tutulması, puanlamalar vb. gibi düzenlemelerde, bakanlık ve meslek odalarının eşgüdümlü ve özdenetim sistemine uygun yönde yapılacak eklemeler yapılması da olumlu olacaktır.
Özetle yukarıda bahsetmeye çalıştığımız hususlarla bağlantılı olarak, yönetmelik eki formlar ve sözleşmelerde de yapılacak bir takım eklemeler, yapı denetim sürecinin doğru kurgulanması açısından yararlı gelişmeler sağlayacaktır.
Yönetmelik taslağında eksik kalan bir diğer husus ise kontrol elemanı mimar ve mühendisler ile şantiye şeflerinin sicillerinin tutulmasına yönelik hükümlerin göz ardı edilmiş olmasıdır. Bu anlamda da “Yapı Kanunu Tasarısı” hükümlerinin düşünülmesi faydalı olacaktır.
C. MADDELERE İLİŞKİN ÖNERİLERİMİZ
Amaç ve Kapsam MADDE 1: Mevcut yönetmelikte tanımlanan can ve mal güvenliğini teminen imar planına fen ve sanat ve sağlık kurallarına standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimin sağlamak üzere usul ve esasların belirlenmesi amacı ortadan kalkmış bu madde kadük kalmıştır.
Yönetmeliğin amacının ve kapsamının bu çerçevede tekrar ele alınması gerekir.
Tanımlar - MADDE 2: Yapı Denetim Kanunu 1. Maddesi tanımları dışında yeni eklenen tanımlar ve kanunda mevcut olan tanımların, yönetmelik taslağının özüne ve çıkış noktasına uygun olarak, meslek içi eğitim ve belgelendirme kriterleri göz önüne alınarak yeniden yapılması gereklidir.
Ayrıca 6235 sayılı TMMOB Kanunu uyarınca da denetçi mimar ve mühendisler de dahil olmak üzere, yönetmelikte tanımlanan kontrol elemanı mimar ve mühendislerin, şantiye şefinin de meslek sicillerinin tutulmasına yönelik ibarelerin tanımlarda yer alması düşünülmelidir.
Tanımlarda görev alan teknik elemanlarının formasyonlarına uygun görev, yetki ve sorumlulukları belirtilmeli buna bağlı olarak yönetmelik eki belgelerde formlarda bu tanımlara bağlantılı düzenleme yapılmalıdır.
Özellikle 2. maddenin (ç) fıkrasında proje müellifinin tanımı yapılırken meslek odasından alacağı meslek içi eğitimle belgelendirme, büro tescil, sicil kayıtları hususları belirtilmeli; (d), (e) ve (f) bendlerinde belirtilen denetçi mimar mühendis kontrol elemanları, şantiye şefi olarak tanımlanan mimar veya mühendislerin meslek içi eğitim, üyesi oldukları oda tarafından belgelendirilmeleri ve sicil kayıtlarına ilişkin hükümlere yer verilmelidir.
İlgili İdarelerin Görev ve Sorumlulukları - MADDE 4: Taslakta İmar Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta idarelerin görev, yetki ve sorumlulukları ile ilgili düzenlemeler açıkken yönetmeliğin bu maddesinde yapılan düzenlemeler bir takım belirsizlikler içermektedir.
Ruhsat veren idarelerin yetki, sorumluluk ve karşılığında uygulanacak yaptırımlarla ilgili; İmar Kanunu ve ilgili diğer mevzuata uygun düzenlemenin yapılması gerekmektedir.
Maddenin 5. bendiyle ilgili olarak; idarelerce onaylanan projelere ilişkin denetim sürecinin eksiksiz tariflenebilmesi amacıyla, proje müellifinin sicil durum belgesi numarasının ilgili meslek odalarınca doldurulup teyit edileceği bir bölüm olması gerekliliği göz önüne alınmalıdır.
Yapı Denetim Kuruluşlarının Görev ve Sorumlulukları - MADDE 5:
Maddenin 2. fıkrası a) bendinde belirtilen evrakların birer kopyasının dosyasında muhafaza edilmesindense düzenlenecek bir formla, sayı, tarih, onay vb. bilgilerinin işlendiği kontrol formu düzenlemesi daha iyi olacaktır. Söz konusu evraklar idare tarafından ruhsat dosyasında zaten muhafaza edilmektedir. Kontrol edilen bu evrakların, sayı, tarih ve numaralarının işleneceği bir formun yapı denetim kuruluşunca arşivlenmesi yeterli olabilir.
Maddenin 2. fıkrası b) bendinde bahsedilen, proje müelliflerinin sicil durum belgesinin olup olmadığının kontrol edilmesi görevi doğru olmakla birlikte eksik kalmıştır. Sicil durum belgesi olmayan müelliflerin projeleriyle ilgili işlem yapılmayacağının belirtilmesi ve mevzuatına uygun olarak işlem yapılmak üzere ilgili meslek odasına bildirme yükümlülüğüne yönelik ibarelerin düzenlenmesi gereklidir.
Mimari Projeler 5846 sayılı FSEK Kapsamında olduğundan, tadilat projelerinde müellifin değişik olması durumunda muvafakat alınması gereklidir. Bu anlamda, bu hükmün ilave edilmesi yararlı olacaktır.
Maddenin 4. Fıkrası ç) bendindeki düzenlemeye yönelik olarak; Kalıp imalatı, mimari projeye uygun olarak hazırlanacak kalıp planı ve belirtilecek malzeme ile yapılmak zorundadır. Kalıp imalatının mimari projeye ve kalıp planına uygunluk kontrolü ise mimar tarafından yapılmalıdır. Denetimin “Yapı Denetçisi Mimar” ile “Yapı Denetçisi İnşaat Mühendisi” tarafından birlikte yapılması zorunluluk arz etmektedir.
Ayrıca bu maddeyle bağlantılı olarak FORM 6’da da “Yapı Denetçisi Mimar” ve “Kontrol Elemanı Mimar” eklemeleri yapılmalıdır.
Maddeyle ilişkili olarak; FORM 2’de Proje Müelliflerinin Sicil Durum Belge Numaraları ile Yapı Denetçisi Mimar ve Kontrol Elemanı Mimar için alan ayrılmalıdır.
Maddede Yapı denetimi Kuruluşlarında ücretli olarak çalışacak mimar ve mühendislerin sözleşmelerine ilişkin düzenleme yapılması karşılıklı sorumluluk, hak ve görevlerin tanımlanması yerinde bir yaklaşım olacaktır.
Denetçi Mimar ve Denetçi Mühendislerin Görev ve Sorumlulukları - MADDE 6: Yapı denetiminde görev alacak mimar ve mühendislerin, oda kayıt, üyelik vasfının devamı ve meslek içi eğitime katılmalarının zorunlulukları belirtilmelidir.
Maddenin 1. fıkrasında, denetim yapılacak projelerde sicil durum belgesi olmaması durumunda işlem yapılamayacağına yönelik ibare konulmalıdır.
Maddenin 3. fıkrasındaki belirsizliğin önüne geçmek için, “ihtisas alanlarına göre” ibaresinden önce gelmek üzere “mimar ve mühendis” ibareleri eklenmelidir.
Maddenin 4. fıkrasında bahsedilen yapım aşamalarının büyük çoğunluğu mimari proje ve uygulamayla ilişkili olduğu halde kimin tarafından denetleneceği belirsizdir. Bu fıkrada denetimin yapı denetçisi mimar veya kontrol elemanı mimar ile yapılacağı belirtilmelidir.
Yapım süreci demir ve betonarme imalatı ile sınırlı düşünülemez. Bunun dışında yapının vücuda gelmesinde en etkin proje (koordinatör proje), Bakanlığın muhtelif genelgelerinde de belirtildiği gibi, mimari projenin koordinatör proje olduğu göz önüne alındığında, yapı denetiminin tüm aşamalarında “yapı denetçisi” mimara özellikle gereksinim bulunmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunun 38. Maddesi ile Tip İmar Yönetmeliğinin Fenni Mesuliyet ile ilgili maddeleri, çok doğru bir yaklaşımla bu noktadan hareketle düzenlenmiştir. Dolayısıyla, bu yaklaşımın, yapı denetimini tarifleyen bu taslakta da yer bulması gereklidir.
Maddenin 5. fıkrasında, uygulamanın denetlenmesi safhasında görev alacak mimar ve mühendislerin eğitim, formasyon ve uzmanlık alanlarına uygun olarak açılımları yapılmalı, bahsedilen tutanaklar tariflenmelidir. Aksi takdirde sadece betonarme imalatının kontrollüğü net olarak tariflenmiş diğer yapım süreçlerinin denetimi belirsiz kalacaktır.
Proje Müellifinin Görev ve Sorumlulukları - MADDE 7: Proje müelliflerinin oda üyeliklerinin devam etmesinin yanı sıra, büro tescil belgesini almış ve süresi içinde yenilemiş olmakla birlikte; Ruhsat başvurusunda bulunulacak projeye ilişkin, işin niteliğinin de yazılı olduğu “Sicil Durum Belgesi”ni, üyesi olduğu meslek odasından almış olması yasal bir zorunluluktur. Proje müelliflerinin sorumluluklarının tanımlandığı maddede bu ibarelere bir kere daha belirtilmesinde fayda bulunmaktadır.
Proje müelliflerinin 5846 sayılı Fikir ve sanat Eserleri Kanunu ile de tanınan yetki ve hakları kapsamında yapı denetim sürecinde alacağı görev, sorumluluk, yaptırım ve haklarına yönelik düzenleme yapılması yerinde olacaktır.
Yapı Sahibinin Görev ve Sorumlulukları - MADDE 8:
Maddenin 1. fıkrasına yönelik olarak yapım sürecinde uygulama alanı bulan satış vaadi, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri göz önüne alındığında düzenleme eksik kalmaktadır. Bu konu ile ilgili gerekli düzenlemenin yapılması gerekir.
Maddenin 2.fıkrası 4708 sayılı Yapı denetim Kanununa aykırı içerik taşımaktadır.
Maddenin 4. fıkrasıyla ilgili olarak; Yapım sürecinde değişen ihtiyaçlar, koşullar nedeniyle yapı sahibinin de değişiklik istemesi söz konusu olabilecektir. Bu durumda yapı sahibinin sorumluluğu, proje müellifine tadilat projelerini hazırlatması ve tadilat ruhsatını alması; müteahhit ve yapı denetim kuruluşu ile yapacağı sözleşme revizyonu ile yapım işinin tamamlanmasının koşullarını oluşturması olmalıdır. Maddenin bu fıkrası bu anlamda gözden geçirilmelidir.
Yapı Müteahhidi İle Şantiye Şefinin Görev ve Sorumlulukları - MADDE 9:
Maddenin 4. Bendindeki belirsizliğin önüne geçmek için, şantiye şefinin uzmanlık alanıyla ilgili odaya kayıtlı, gerekli meslek içi eğitimi almış ve üyelik vasfının sürdüren mimar ya da yapımın konusuna göre mühendis ya da mühendisler olacağı belirtilmelidir.
Maddenin 5. Fıkrasına ilişkin; Yapım sürecinde görev alan tüm mimar ve mühendislerden oda üyeliği, meslek içi eğitim, sicil durum belgesi almak gibi sorumluluklarını yerine getirmesi beklenirken, şantiye şefliği ile ilgili düzenlemede belirsizlik olmamalıdır.
Ayrıca, 30.Ocak tarihli, 26419 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan, Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi Kullanımına ilişkin Mecburi Standart Tebliği eki, TS8737 Yapı Ruhsat Formunun, 43-50 alanları ile TS10970 Yapı Kullanma İzin Belgesi’nin 47-54. alanları şantiye şefi ile bilgileri içermekte ve bunlardan; Ruhsat formunda 45.; Yapı Kullanma İzin Belgesinde 49. Alana da şantiye şefinin sicil durum belgesi numarasının yazılması zorunludur.
Meslek Odaları üyelerinin sicil kaydını tutmak, sicil durum belgesini düzenlemek ve idarelerce düzenlenen ruhsatları kendi sicil kayıtları ile karşılaştırarak, idareye yardımcı olmakla sorumludurlar. Bu anlamda, özdenetim mekanizmasının aksamadan işlemesi için, maddenin 6. fıkrasında belirsizliğe yer vermeyecek düzenleme yapılması şarttır. Şöyle ki şantiye şefinin ilişiğinin kesilmesi durumunda bağlı olduğu meslek odasına bu durumun bildirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca şantiye şefinin görev ve yetki sınırları, alan, mesafe gibi konularda düzenleme yapılması gerekmektedir.
Denetçi sözleşmelerinde olduğu gibi şantiye şefi sözleşmelerinde de (FORM-10) meslek içi eğitim, üyelik şartı, sicil durum belgesi gibi zorunlulukların belirtildiği düzenleme gereklidir.
Yapı Denetim Kuruluşlarının Çalışma Usul ve Esasları Yapı Denetim Kuruluşlarında Ortaklık Durumu - MADDE 10:
Maddenin 4. fıkrasındaki bir yıllık süre uzun bir süre olarak görünmektedir. Süreyle ilgili yeniden bir düzenleme yapılması iyi olacaktır.
Yapı Denetim Kuruluşlarına İzin Belgesi Verilmesi - MADDE 11:
Maddenin 1. Fıkrası d) bendine “Yapı Denetçisi Mimar” ibaresi eklenmelidir. Gerek Bakanlığın Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesi, gerek Tip İmar Yönetmeliği gerekse çeşitli Büyükşehir Belediyeleri İmar Yönetmeliklerinde Mimari Proje; “ mimarlar tarafından hazırlanan vaziyet planı, bodrum katlar dahil tüm kat planları, çatı planı ile bunlara ilişkin en az 2 adet kesit ve yeteri sayıda görünüş, gerektiğinde sistem kesitleri ve nokta detayları bulunan avan ve tatbikat projeleri ile ilgili mühendisler tarafından hazırlanan ısı yalıtım projesi ve/veya raporu, aplikasyon belgesi, yerleşme ve yapının özelliği nedeniyle ilgili idarece istenecek peyzaj projelerinden oluşur.” şeklinde ya da bu özde farklı ifadelerle tanımlanmıştır.
Bunun dışında, statik, elektrik ve mekanik projelerin tamamının mimari projeye uygun olması gerektiği ibaresiyle başlayan tanımlar yer almaktadır. Yine Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ile de genel koordinasyonun ve projelendirmenin; mimarın koordinasyonunda olması gerektiğine yönelik hükümlerle düzenleme yapılmıştır.
Bu da “mimari projenin koordinatör proje” olması gerçekliğine dayanır. Bu durum da, yapı denetim sürecinde, denetçi mimarı tüm uygulamadan sorumlu hale getirirken; yönetmelik taslağında, denetçi, yapı denetçisi, kontrol elemanı mimar ve mühendislerle şantiye şefleri tanım, görev, sorumluluk, yetki sınırları tarifleri; sürecin statik ve betonarmeye dayanan, ağırlıklı inşaat mühendislerinin bulunduğu bir sisteme dayandırılması söz konusu olmaktadır ki baştan kurgu hatalı olmaktadır.
Maddenin 2. ve 4. bentleri ile düzenlenen sermaye ve teminat miktarları yeniden düşünülmelidir. Özellikle teminat gösterilmesi gereken tutar için bankaların isteyeceği ipotek miktarı göz önüne alındığında, şirketi bir ihtisas kuruluşu olmaktan çok, sermayedarlarla işbirliğine yöneltecek bir durum yaratacak ve amaca hizmet etmeyecektir. Bu anlamda, mesleki sorumluluk sigortasının düşünülmesi çok daha doğru bir yöntem olacaktır. Elbette bu konuda yasal düzenleme açığı bulunmaktadır. FORM 12’de gerekli düzenleme yapılmalıdır.
Yapı Denetim Kuruluşlarında ve Laboratuarlarda Görev Alacak Teknik Personelin Deneyim ve Nitelikleri - MADDE 13:
Maddenin 2. fıkrasına, “İnşaat denetimi yapacak mimarlar için yapı denetçisi” ibaresi eklenmelidir. (Madde 11 için bahsedilen gerekçe burada geçerlidir.)
Maddenin 7. fıkrasında hizmet içi eğitimler için bakanlık dışında meslek odaları dışında kurum ve kuruluşları da kapsayan bir tarif yapılmaktadır. Oysa taslakta daha önceki hükümlerde meslek içi eğitim konusu ile ilgili olarak Bakanlık ve Meslek Odaları tariflenmektedir.
Mimarlık ve mühendislik alanındaki düzenleme yapma yetkisi Bakanlığın yanı sıra, Anayasanın 135. Maddesi ile kurulan; Anayasanın 123 ve 124. Maddesi ile yönetmelik yapma hakkına sahip ve 6235 sayılı TMMOB Yasası uyarınca düzenleme yapan Kamu Kurumu niteliğinde tüzel kişiliğe sahip meslek odalarına aittir. Meslek Odaları, Yasalardan aldığı yetkiye dayanarak meslek içi eğitim ve belgelendirme yönetmelikleri hazırlamış ve uygulamaktadırlar.
Elbette, yapı sektöründeki uzman kuruluşular ya da başkaca kamu kurumları, sektörü ilgilendiren eğitim ve seminer ya da etkinlikler düzenleyebilirler.
Bu tür etkinliklerde ya da eğitim programlarında izlenecek yöntemin; Bakanlık ve meslek odaları dışında, meslek alanına ilişkin faaliyette bulunacak kurum ve kuruluşların da meslek odalarından akredite olarak, odaların bu yöndeki düzenlemelerine uygun mesleki eğitim vermeleri şeklinde olmalıdır.
7. fıkranın sonunda, denetçi mimarların sicili ile ilgili olarak bilgilerin üyesi olduğu meslek odasına bildirilmesi yönünde ibare konulmalıdır. Denetçi mimar ve mühendislerin sicil kayıtlarının tutma görevi 4708 sayılı Kanun ile Yapı Denetim Komisyonuna verilmiş olmakla birlikte genel olarak; 6235 sayılı TMMOB Kanunu uyarınca, tüm mimar ve mühendislerin sicil kayıtları, Meslek Odalarınca tutulmaktadır. (Kaldı ki 4708 sayılı yasa uyarınca, Bakanlıkça yapı denetimle ilişiği kesilen meslek mensuplarının durumlarının ilgili meslek odasına bildirilmesi gereklidir.)
Teknik Personelin Denetim Yetkisi - MADDE 14: Maddenin 2. Fıkrasına “Yapı Denetçisi mimarlar yapı denetimini yaparlar. Denetim yetkisi sınırları 120.000 m2’dir.” İbaresi eklenmelidir. Bağlantılı olarak, 4. fıkradaki tabloda kontrol elemanı mimarın denetim yetkisi 30.000 m2 olarak düzenlenmelidir. (Madde 11 ve 13 için bahsedilen gerekçe bu madde için de geçerlidir.)
İstihdam yaratmak adına maddede düzenlendiği izlenimi veren; yardımcı kontrol elemanlarının görev, yetki ve sorumluluklarının karşılığında da yaptırımların tariflenmemiş olması, belirsizliğe neden olmaktadır. Bu yönde düzenleme yapılmalıdır.
Teknik Personelin Yapı Denetim Kuruluşundaki İstihdam Esasları- MADDE 15: Denetçi mimar ve mühendisler ile kontrol elemanlarının, üyesi oldukları meslek odasının meslek içi eğitim gibi düzenlemelerine katılım zorunlulukları belirtilmelidir.
İstihdam edilecek teknik personelin eğitim ve formasyonlarına uygun görev, yetki ve sorumlulukları tariflenmelidir.
Yapı Denetim Kuruluşlarının Şubeler Aracılığıyla Faaliyet Göstermesi ve Şubelerde Görevlendirilecek Personel - MADDE 16:
Maddenin 1. fıkrasına; “Bir Yapı Denetçisi Mimar” ibaresi eklenmelidir. (11, 13 ve 14. Madde gerekçeleri ile aynı.)
Yapı Denetim Komisyonunun Çalışma Usul ve Esasları - MADDE 18: Denetimle görevli mimar ve mühendislerin mesleki çalışmaları ve genel olarak yapılan yapı denetim işleri, ilçe ve illerde görevlendirilecek kurullar tarafından izlenmeli ve kayıt altına alınmalıdır. İlgili idare ve kuruluşlarla birlikte Oda temsilcilerinin de görev alacağı bu kurullara, işlevlerini etkin olarak yerine getirebilecek olanaklar sağlanmalıdır. Uygulamayı yönlendirecek, gerekli müdahaleleri yapabilecek bu kurullar, merkezde oluşturulacak benzeri bir kurulun eşgüdümünde çalışmalıdır. Düzenlemenin bu içerikte gözden geçirilmesi sağlıklı olacaktır.
Maddenin 2. fıkrasına, Denetçi mimar ve mühendislerin sicil kayıtları, ilgili meslek odasına Yapı Denetim Komisyonu tarafından bildirilir. ibaresi eklenmelidir.
Maddenin 4. fıkrasında ise, bakanlık ve meslek odaları dışında eğitim verebilecek kuruluşlar ile ilgili olarak bakanlığın ve meslek odasının onay ve denetimine ilişkin ibareler konulması gereklidir. (13. Madde ile ilgili gerekçeler bu madde için de geçerlidir.)
Hizmet Bedellerinin Tespiti ve Ödenmesi Esasları, Yapı Denetim Hesabı MADDE 24: Yönetmeliğin önceki maddelerinde yer alan düzenlemelerde yapı müteahhiti yapı denetim kuruluşu ile muhatap değil iken bu maddede yapılan düzenleme ile muhatap hale getirilmiştir. Maddenin bu çelişkiyi düzeltecek şekilde düzenlenmesi gerekir.
Sicillerin Tutulması ve Yapılara Sertifika Verilmesi Sicillerin Tutulması MADDE 29: Maddenin tüm fıkralarında, sicil kayıtlarının meslek odaları ile eşgüdümlü tutulacağına yönelik düzenleme şarttır. Denetçi mimar ve mühendislerin sicil kayıtlarının tutma görevi 4708 sayılı Kanun ile Yapı Denetim Komisyonuna verilmiş olmakla birlikte genel olarak; 6235 sayılı TMMOB Kanunu uyarınca, tüm mimar ve mühendislerin sicil kayıtları, Meslek Odalarınca tutulmaktadır. (Kaldı ki 4708 sayılı yasa uyarınca, Bakanlıkça yapı denetimle ilişiği kesilen meslek mensuplarının durumlarının ilgili meslek odasına bildirilmesi gereklidir.)
FORM 1 - Proje Kontrol Formu: Mimari Projeler; Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Proje Düzenleme Esasları ve Mimarlar Odası Çizim Sunuş Standartlarına, ilgili standart ve normlara uygun olarak düzenlenmiş olmalıdır. Dolayısıyla kontrol formu bu mantıkla ele alınarak gözden geçirilmelidir.
Mimari Projenin kapağında, arsanın yeri, tapu kaydı, pafta, ada, parsel numaraları, alanı, özel durumlarda varsa içerdiği yapılar; yapılacak yapının; cinsi, kat adedi, bina ve yapı inşaat alanları, kullanım amacı, bağımsız bölüm sayısı, birim maliyet sınıfı bilgileri; yapı sahibi, yapı müteahhidi ile ilgili bilgiler; proje müellifi / müellifleri ilgili sicil, büro tescil, sicil durum belgesi bilgileri; yapı denetim ve şantiye şefi hakkında gerekli bilgileri içeren bilgi tablosunun yer alması zorunludur.
Bu nedenle proje kapağı tariflenebilir.
Ayrıca tip imar yönetmeliği ya da Büyükşehir belediyeleri imar yönetmelikleri ile gerek Bakanlığın şartnameleri gerekse Mimarlar odası Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi hükümleri uyarınca, ruhsat alacak projelerde en azından sistem detayı zorunludur. Bu anlamda da düzenleme yapılması şarttır.
FORM 2: Yapıya İlişkin Bilgi Formu’nda yeniden düzenleme yapılarak, proje müelliflerinin sicil durum belgelerinin kaydedileceği alan açılmalıdır.
Yine yönetmelikle bağlantılı olarak Yapı denetçisi mimar ve kontrol elemanı mimarlar için alan açılmalıdır.
FORM 4: Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesi: Yapı denetim kuruluşunun görev yükümlülükleri tanımlanırken, b fıkrasında, proje müellifinin sicil durum belgesinin denetlenmesi cümlesinin arkasına, Uzmanlık alanına uygun meslek odasına üye olmayan, büro tescil belgesi sahibi olmayan veya büro tescil belgesini süresi içinde yenilememiş olan, üyesi olduğu meslek odasından, sözleşme konusu proje ile ilgili sicil durum belgesi almamış olan müelliflerinin hazırladığı projeler incelenmez. Durum, işlem yapılmak üzere ilgili meslek odasına bildirilir.
ibaresinin eklenmesi gereklidir.
Aynı maddenin ç) fıkrasına Kalıp imalatının mimari projeye ve kalıp planına uygunluğu, yapı denetim kuruluşunun denetçi mimarı veya kontrol elemanı mimarı tarafından kontrol edilir. ibaresi eklenmelidir.
Aynı maddenin l) fıkrasına, durumun ilgili meslek odasına bildirilmesi yükümlülüğü ile ilgili metin eklenmelidir.
9. maddenin sonuna Herhangi bir sebepten, yapı denetim kuruluşu ve denetlenen yapıyla ilişiği kesilen mimar ve mühendislerin durumu, üyesi oldukları meslek odasına bildirilir. yönünde düzenleme yapılmalıdır.
FORM 6: Kalıp ve Demir İmalatı Kontrol Tutanağı: Yönetmeliğe bağlı olarak, Yapı Denetçisi mimar ve Kontrol Elemanı mimar için imza alanı açılmalıdır.
FORM 10: Şantiye Şefliği Hizmet Sözleşmesi’nin taraflar ve tanımları yapılırken, şantiye şefinin mesleki sicil bilgileri belirtilmelidir.
Görev ve yükümlükler ile ilgili bölümde, meslek içi eğitime katılım zorunluluğu, oda üyelik vasfının devamı ve iş ile ilgili sicil durum belgesi almış olmak yükümlülüğü eklenmelidir.
Yapı Denetim Komisyon Başkanlığı’nın 16.7.2007 tarihli toplantısında proje müelliflerinin proje telif hakkı devri ile ilgili hususlar görüşülmüş ve Komisyonun 13.08.2002 tarihli, proje müelliflerinin devir işlemine dair noter taahhütnamesi istenmesi yönündeki kararı, ilgi (1) deki karar ile değiştirilmiştir.
Odamız, Yapı İşleri Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Genel Müdürlüğü’ne kararın tekrar gözden geçirilmesi için ilgi (2) sayılı yazıyı iletmiş ve yazımıza ilgi (3) sayılı yazı ile cevap verilmiştir.
Sürece ilişkin aşağıya alınan yazılar, Şubemizin hinterlandındaki yapı denetimi uygulanan illerdeki idarelere iletilerek uygulama hakkındaki görüşler sunulmuştur.
Ankara: 05.09.2007
Sayı: 011/1752
TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Yapı İşleri Genel Müdürlüğü
Ankara
Konu: Yapı Denetim Komisyon Başkanlığı’nın 16.7.2007 tarih ve 187/1 no.lu ara kararı
Yapı Denetim Komisyon Başkanlığı’nın 16.7.2007 tarihli toplantısında proje müelliflerinin proje telif hakkı devri ile ilgili hususlar görüşülmüş ve Komisyonun 13.08.2002 tarihli, proje müelliflerinin devir işlemine dair noter taahhütnamesi istenmesi yönündeki kararı değiştirilmiştir.
Yapı Denetim Komisyonu, proje müelliflerinin bulunamaması, vefat etmiş olması gibi durumlardan kaynaklanan çeşitli sorunlar nedeniyle ruhsat sürecinde olumsuzluklar yaşandığı gerekçesiyle, proje müellifinin telif hakkını başkasına devri hususunun ilgili idarelerce değerlendirilmesi, teyidi ve değişikliğinin yapılabileceği ve yapıya ilişkin bilgi formunda proje müellifi değişikliğinin bu şekilde gerçekleştirilmesi yönünde yeni bir karar almıştır.
Komisyonun bu kararının duyurulmasından sonra üyelerimizden; kendilerinin sağ ve bulunabilir olmalarına karşın, hiçbir bilgileri ve oluru olmaksızın, müellifi oldukları projelerin tadilatının yapıldığı, yapı sahiplerince noter kanalıyla düzenlenen azilnamelerle işlem yapılarak, tadilat projeleri hazırlanıp ruhsat düzenlenmesi yoluna gidildiği ve bu suretle haklarının gözetilmediği yönünde şikâyetler olmuştur.
Oysa bilindiği üzere; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 2. maddesinde her türlü mimarlık projeleri “ilim ve edebiyat eseri” sayılmaktadır. Mimari proje müelliflerinin “eser sahibi” olarak hangi hakları kullanabilecekleri Yasada tek tek belirtilmektedir. Bu haklardan biri de Yasanın 16. maddesinde yer alan “eserde değişiklik yapılmasını menetme hakkı” dır. Buna göre “eser sahibi” olan mimar, “eser” olan mimari projesinde değişiklik yapılmasına izin vermediği müddetçe mimari projede değişiklik yapılamaz. Yine Yasanın 19. maddesinde ise, eser sahibinin ölümü halinde mirasçıların ve Yasada sayılan diğer kişilerin 70 yıl boyunca eser sahibinin haklarını kullanabileceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın bu amir hükümleri ile 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’nin 57. maddesinde yer alan “İdare, projeleri incelerken 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na uygunluğu gözetir.” hükmüne karşın, proje telif hakkının başkasına devri hususunun ilgili idarelerin takdirine bırakılması ve yapıya ilişkin bilgi formunda proje müellifi değişikliğinin gerçekleştirilmesi şeklinde karar alınması anılan Yasa ve Yönetmelik düzenlemelerine aykırılık teşkil eder.
Söz konusu Komisyon kararının, yukarıda açıkladığımız Yasa ve Yönetmeliklere aykırılık teşkil edecek ifadeleri nedeniyle üyelerimizin şikâyetlerine sebep olan uygulamalara yol açtığı dikkate alınarak bir kez daha gözden geçirilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Necip MUTLU
Genel Sekreter
Yapı Denetim Komisyon Başkanlığı
Karar No: 187 Nolu ara kararın I nolu ara kararı
Karar Tarihi: 16.07.2007
4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun uyarınca hazırlanan 12.08.2001 tarih ve 24491 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapı Denetim Usul ve Esasları Yönetmeliğinin 10. maddesi gereği oluşturulan Komisyon, Nazım Avcı’nın Başkanlığında Üye Remzi Kıvrak, Üye Timsal Özer, Üye Umut Naci Baykan ve Üye Mehmet Yavuz’un iştiraki ile 16.07.2007 tarihinde toplanarak proje müelliflerinin, proje telif hakkı devri ile ilgili husus görüşülmüştür.
(Ara Karar 2) no’lu 13.08.2002 tarihli komisyon kararında, proje müelliflerinin proje telif haklarını noter taahhütnamesi ile devretmesi ve ilgili İdarelerden devir işlemini teyit eden yazı getirmeleri hüküm altına alınmıştır.
Ancak uygulama aşamasında, proje müelliflerinin bulunamaması, vefat etmiş olması, ilgili idarelerden kaynaklanan çeşitli sorunlar nedeniyle proje telif hakkı değişikliği yapılamaması, ruhsat/inşaat sürecinde olumsuzluklar meydana getirmiştir.
Bu nedenle 16.07.2007 tarihinden İtibaren yapıya ilişkin bilgi formunda (YİBF) ismi-soyadı-oda sicil nosu bulunan, proje müellifinin proje telif hakkını başkasına devri hususunun ilgili İdarelerce değerlendirilmesi, teyidi ve değişikliği 21.04.2004 tarih 382-8529 sayılı Yapı Denetim Komisyon Başkanlığımız duyurusu eki (Ek 3-1/1) formatına işlenip onaylanarak göndermesi halinde, Yapıya İlişkin Bilgi Formunda proje müellifi değişikliğinin gerçekleştirilmesi hususu- oybirliği ile kabul edilerek imza altına alınmıştır.
TC Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Yapı İşleri Genel Müdürlüğü
Sayı: B.09.0.YİG.0.15.00.07/2171 19 Ekim 20007
TMMOB Mimarlar Odası Başkanlığına
Konur Sokak No: 4 06650 Yenişehir/Ankara
İlgi: a) 05.09.2007 tarih ve 011/1752 sayılı yazınız.
b) Bakanlığımız Yapı İşleri Genel Müdürlüğü Yapı Denetim Komisyon Başkanlığının 16.07.2007 tarih ve 187 nolu ara kararın 1 nolu ara kararı.
İlgi (a) yazınız ile Yapı Denetim Komisyon Başkanlığının 16.07.2007 tarihli toplantısında, proje müelliflerinin proje telif hakkı devri ile ilgili hususların görüşüldüğü ve Komisyonun 13.08.2002 tarihli toplantısında aldığı proje müelliflerinin devir işlemine dair noter taahhütnamesi istenmesi yönündeki kararının değiştirildiği; proje müelliflerinin bulunamaması, vefat etmiş olması gibi durumlardan kaynaklanan çeşitli sorunlar nedeniyle ruhsat sürecinde olumsuzluklar yaşandığı gerekçesiyle proje müellifinin telif hakkını başkasına devri hususunun ilgili idarelerce değerlendirilmesi, teyidi ve değişikliğinin yapılabileceği ve yapıya ilişkin bilgi formunda değişikliğin bu şekilde gerçekleştirilmesi yönünde yeni bir karar alındığı; bu kararın duyurulmasından sonra üyelerinizden, sağ ve bulunabilir olmalarına karşın, bilgileri ve izni olmaksızın, yapı sahiplerince noter kanalıyla düzenlenen azilnamelerle işlem yapılarak, müellifi oldukları projelerin tadilat projelerinin hazırlanıp ruhsat düzenlenmesi yapıldığı ve haklarının ihlal edildiği yönünde şikayetlerin bulunduğu; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda, proje müelliflerinin, eser sahibi olarak “eserde değişiklik yapılmasını menetme hakkı” olduğu, izin vermediği sürece projede değişiklik yapılamayacağı, eser sahibinin ölümü halinde mirasçıların ve Kanunda sayılan diğer kişilerin 70 yıl boyunca eser sahibinin ‘haklarını kullanabileceğinin hüküm altına alındığı; proje telif hakkının başkasına devri hususunun ilgili idarelerin takdirine bırakılması ve yapıya ilişkin bilgi formunda proje müellifi değişikliğinin gerçekleştirilmesi şeklinde karar alınması hususunun, Kanunun bu amir hükümleri ile 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesi hükmüne aykırılık teşkil ettiği belirtilerek, ilgi (b) Komisyon kararının bir kez daha gözden geçirilmesi istenilmektedir.
İlgi (a) yazınız Bakanlığımız Yapı İşleri Genel Müdürlüğü (Yapı Denetim Komisyon Başkanlığı) tarafından incelenmiş olup, ilgi (b) Komisyon kararındaki yapıya ilişkin bilgi formunda ismi, soyadı, oda sicil nosu bulunan proje müellifinin proje telif hakkını devretmesi konusunun ilgili idarelerce değerlendirilmesi, teyidi ve değişikliği 21.07.2004 tarih ve 382¬8529 sayılı Yapı Denetim Komisyon Başkanlığının duyurusu eki (Ek 3-1/1) formatına işlenip onaylanarak gönderilmesi halinde, yapıya ilişkin bilgi formunda proje müellifi değişikliğinin gerçekleştirilebileceği hususu, söz konusu evrakların Yapı Denetim Komisyon Başkanlığına ne şekilde intikal ettirileceği ile ilgili bir düzenlemedir. Daha önce Komisyon tarafından yürütülen işlemlerin, 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinde yer alan “ ...İdare, projeleri incelerken 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygunluğu da gözetir” hükmü gereğince, ilgili idarelerce yapılmasının sağlanması amaçlanmış olup, alınan bu karar ile söz konusu Kanunun prensiplerinin göz ardı edilmesi ve proje telif hakkının başkasına devrinin ilgili idare takdirine bırakılması söz konusu değildir.
Bilgilerinizi rica ederim.
Nazım Avcı
Bakan a.
Genel Müdür Yardımcısı