6.5.1. Ek
İstanbul İdare Mahkemesi Sayın Başkanlığı’na
Yürütmenin durdurulması istemlidir.
DAVACI: TMMOB Mimarlar Odası (İstanbul Büyükkent Şubesi)-Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası Beşiktaş/İST
VEKİLİ: Av. İlyas Bulcay-Av. Nezih Sanlı (216 4745053)
Altunizade Sırmaperde Cad. Yetimhane Sok. 4/6 Üsküdar
DAVALI İDARE: 1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Saraçhane-İST
2- Kültür ve Turizm Bakanlığı
Ankara
KONU: Tarihi Yarımada’nın “Turizm Merkezi ilan edilmiş alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onaylanan ve. 01.11.2005 tarihinde askıya çıkıp 01.12.2005 tarihinde askıdan indirilerek ilan edilen 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Merkezleri Kısmı)’ nın yeni planda yapılmış olan plan tadilatı ve getirilen ilave Plan Uygulama Hükmü ile 6 ayrı madde olarak saydığımız plan kararı ve yine 30 ayrı madde olarak saydığımız plan uygulama hükmünün ayrı ayrı İPTALİ ve YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI istemimizdir
PLANIN ASKIYA ÇIKIŞ TARİHİ: 01.11.2005
PLANIN ASKIDAN İNME TARİHİ: 01.12.2005
A Ç I K L A M A L A R
A) Dava konusu işlemin gelişimi:
1) İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 1/5000 ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 09.05.2003 gün ve 307 sayılı kararı ile tadilen uygun bulunarak, 03.07.2003 tarih ve 2450 sayılı yazı ile onay için kurula iletilmiştir.
2) Kurul’un 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların aynı süreç içinde birlikte hazırlanması yönündeki kararı çerçevesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin almış olduğu aynı doğrultudaki 23.01.2001 gün ve 01 sayılı kararı uyarınca ve bu kararı takiben Fatih ve Eminönü Belediye Meclislerinin 1/1000 ölçekli planların da İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanması yönündeki kararlarına dayanarak, 1/1000 ölçekli Fatih ve Eminönü Uygulama İmar Planları da Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanmıştır. 1/1000 Uygulama İmar Planları, Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar Müdürlüğü’nün 16.10.2003 tarihli yazısı ile Eminönü Belediyesi’ne, 05.09.2003 tarihli yazısı ile de Fatih Belediyesi’ne iletilmiştir. Eminönü ve Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar planları, Eminönü Belediye Meclisi’nin 12.02.2004 tarih ve 2004/4 sayılı kararı, Fatih Belediye Meclisi’nin ise 10.03.2004 gün ve 2004/6 sayılı,14.06.2004 gün ve 2004/27 sayılı kararları ile tadilen uygun bulunarak, onay için 1 No’lu Kurul’a gönderilmişlerdir.
3) 1/5000 ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı ile 1/1000 Ölçekli Eminönü ve Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları, 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından birlikte incelenmişlerdir. Bu süreçte, kurulun yazılı çağrısı üzerine, konu ile ilgili bir toplantıya katılarak planlarla ilgili görüşlerini aktaran müvekkilim, bu görüşleri kurulun yazılı talebi üzerine, bir rapor (EK-3) olarak derlenip 25.05.2004 tarih ve 24.6.1504 sayılı yazının eki olarak kurula iletmiştir. Ancak bu görüşlerin de kurul kararı üzerinde bir etkisi olmamıştır. Kurulun planlama süreci ve plan kararları ile ilgili olarak başından beri dile getirdiği uyarılarını ve kurulun daha önceki kararlarını dikkate almadan hazırlanmış olmalarına ve kurulun en donanımlı ve deneyimli iki üyesinin muhalefetlerine karşın, 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı 26.01.2005 gün ve 399 tarihli kurul kararı ile 1/1000 Ölçekli Eminönü Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı 26.01.2005 gün ve 403 sayılı kurul kararı ile 1/1000 Ölçekli Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ise 26.01.2005 gün ve 402 sayılı kurul kararı ile hiçbir değişiklik yapılmadan, oldukları gibi onaylanmışlardır. Bu onay sürecinin sonunda, 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı 20.05.2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde, 1/1000 ölçekli Eminönü Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı 30.05.2005 tarihinde Eminönü Belediyesi’nde ve 1/1000 Ölçekli Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı 27.05.2005 tarihinde Fatih Belediyesi’nde askıya çıkarılmışlardır.
4) Müvekkilim Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin dikkatle takip ettiği, görüşlerini sık sık dile getirdiği ve 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarla ilgili olarak yazılı raporlar da hazırladığı bu planlar, gerek hazırlanması ve onanması süreçlerinin koruma mevzuatına aykırılıklar taşıması, gerekse de tarihi yarımadanın korunması ve yaşatılması açısından endişe verici plan kararları içermesi açısından ciddi sakıncalar taşımaktadır. Bu sakıncaların düzeltilmesi istemi ile askı süresi içinde Büyükşehir Belediyesine verilen 16.06.2005 tarih ve 25.06.3389 sayılı itiraz dilekçesini İdare 60 gün içinde cevaplamayarak zımnen reddetmiştir. Bu nedenle idarenin işlemi ile bu işlemin dayanağı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 09.05.2003 gün ve 307 sayılı kararı ile tadilen uygun bulunarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 20.05.2005 tarihinde askıya çıkarılan Tarihi yarımada 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planına ve plan hükümlerine ait aşağıda 10 ayrı madde olarak saydığımız plan kararı ile yine 30 ayrı madde olarak saydığımız plan uygulama hükmünün ayrı ayrı yasalara, şehircilik ilkeleri, planlama teknikleri ve kamu yararına aykırı olması nedeni ile iptali ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi talebi ile İstanbul 2.İdare Mahkemesi’nin 2005/2840 dosya ile dava açılmış ve halen derdesttir. Tarihi Yarımada 1/1000 Ölçekli Eminönü Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planına ve plan hükümlerine ait dava dilekçemizde 11 ayrı madde olarak saydığımız plan kararı ile yine 40 ayrı madde olarak saydığımız plan notunun ayrı ayrı iptali davası için ise İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 2005/2572 E sayılı dosyası ile açılan dava halen sürmektedir.
5) 1 No’lu kurul, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planları, o tarihteki 5 daimi üyesinden Kültür Bakanlığı’nca atanan 3 üye ve belediyelerden gelen temsilci üyelerin oylarıyla, YÖK tarafından atanmış öğretim üyeleri olan kurul başkanı ve başkan yardımcısının muhalefetlerine karşın, üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan, olduğu gibi onaylamıştır. Bu süreçte, kurul kararlarını geçersiz kılan ve iptalini gerektiren ciddi eksiklik ve hatalar söz konusudur. Bu konuda kurul kararlarının iptali için İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2005/1681, 1682, 1683, 1684, 1685 E. sayılı dosyaları ile sürdürülmekte olan davalar açılmıştır.
6) Koruma planı, her şeyden önce, planı yapılacak bölgeye ilişkin yer altı ve yer üstü kültür varlıklarının tespit ve tescili ile sağlıklı bir plan altlığı oluşturulmasını gerekli kılar. Bu husus koruma mevzuatında da açık biçimde yer almış, bu tespit ve tescillerin nasıl yapılacağı da açıklıkla vurgulanmış olmasına karşın, planlama ve onay süreçlerinde bu yasal süreç işletilmemiştir.
7) Bu konuda Koruma Kanunu da son derece açıktır. 2863 sayılı kanunun “Tespit ve Tescil” başlıklı 7. maddesi’nde ve “Koruma Kurullarının Görev, Yetki ve Çalışma Şekli” başlıklı 57. maddesinde, tespitleri yapmak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, tescilleri yapmak ise kurulun görevleri arasında sayılmaktadır.
8) Ayrıca, 1 No’lu Kurul da, geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlendiği 02.08. 1995 tarih ve 6898 sayılı kararının 2A/4 maddesinde, “Tarihi Yarımadanın tümüne ilişkin sağlıklı bir plan çalışması yapılabilmesi için, Tarihi ve Kentsel Sit Alanı’nda, toprak altı ve toprak üstü envanter çalışmasının, geçiş dönemi yapılanma koşullarının ilan edilip yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde Büyükşehir belediyesi’nce hazırlanarak ve 1/1000 ölçekli paftalar üzerine işlenerek Kurula iletilmesi” şeklinde karar almıştır. Bu konuda, odamız da Büyükşehir Belediyesini 1/5000 ölçekli plan çalışmasına ilişkin raporunda uyarmıştır. Sözlü ifadelerimize ek olarak, Büyükşehir Belediyesine iletmiş olduğumuz 07.04.2003 tarihli raporumuzda bu konu aynen aşağıdaki gibi yer almaktadır:
“…toprak üzerinde olmakla birlikte, henüz tescili yapılmamış,
1041 adet anıt eser
1869 adet sivil mimarlık örneğinin tespiti yapılmış ve tescili önerilmektedir.
Bilindiği üzere, 2863 sayılı yasa gereğince, ülkemizde bulunan “Korunması Gerekli Kültürel ve Doğal Varlıklar”ın tespitini yapmak veya yaptırmak Kültür Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluğundadır. “Yaptırmak” sözcüğünden hareket ederek, planlama ekibince önerilen yeni tespitleri yasal saysak dahi, bu tespitlerin, yeterli dokümanlar eklenmek suretiyle ve Kültür Bakanlığı aracılığı ile İstanbul I Numaralı Koruma Kurulu’na onaylatılması, yani tescil ettirilmesi zorunludur. Bu yasal işlemin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, yapılan tespitlerin yeterli olup olmadığı, özellikle “Batı Eklektitizmi Tesirli Osmanlı Mimarisi Örnekleri” veya “Doğu Eklektitizmi Tesirli Batı Mimari Örnekleri” olarak adlandırdığımız binaların seçiminde yanılgıya düşülüp düşülmediği de kuşku yaratmaktadır.
(…)
Koruma Amaçlı İmar Planı onaylanıp uygulamaya girmeden önce bu tescillerin kesinlikle yapılmış olması gerekmektedir. Bu nedenle, bu tesciller tamamlanmadan, Koruma Amaçlı İmar Planı onaylanmak üzere Belediye Meclisi’ne gönderilmemelidir.”
Ancak ne kurulun ne de odamızın uyarıları dikkate alınmamış ve bu konuda yasal mevzuata uymayan bir süreç izlenmiş; planlar kurul tescili olmayan tespit önerileri esas alınarak, “tescili önerilen” kültür varlıkları lejantı ile yetinilip, kesin olmayan verilere dayanarak ve yasallığı olmayan bir plan altlığına göre hazırlanmıştır. Bu süreç sonunda, 1/5000 ölçekli plan, 09.05.2003 tarih ve 307 sayılı Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile tadilen onaylanarak, Büyükşehir Planlama ve İmar Daire Başkanlığı Planlama ve İmar Müdürlüğü’nün 03.07.2003 tarih ve 2450 sayılı yazısı ile 1 No’lu Kurula gönderilmiş ve kurul tarafından da, 2 üyenin muhalefet şerhlerine karşın, 26.01.2005 tarih ve 399 sayılı kararla, olduğu gibi onaylanmıştır.
9) Bu süreç ve işlem, Kurul kararının iptali ve planların yeniden ele alınarak düzeltilmesi için yeterli nedendir. Bu husus, Prof. Dr. Özer Erenman’ın muhalefet şerhinde, “… Henüz, tespit ve tescilde yetkili organ olan Koruma Kurulu tarafından tespit ve tescili yapılmamış yapıların tescil edilmiş var sayılarak planlama yapılmış olması, hem korumacılık hem de planlama anlayışına kuşku ile bakılacak bir durum olduğu gibi, planın hükümsüzlük sürecini başlatılabilecek yasal bir gerekçe olduğu düşünülmektedir. Aynı zafiyeti taşıyan bir başka konu da, kesin arkeolojik tespitleri yapılmamış alanların, koşul belirtilerek de olsa, işlevlendirilmiş olmasıdır. …. Tescil kaydı kesinleşmemiş bir yapı/yapılar belli olmadan plan kararları oluşturulması kabul edilebilir bir yöntem olarak değerlendirilememektedir” biçiminde, Prof. Dr. Zekiye Yenen’in muhalefet şerhinde ise, “Tescil önerilerinin “kültür varlığı” olarak kayda geçmesi, 2863 sayılı yasa ve bağlı yönetmelikler (12.01.2005 tarihli R.G.de yayınlanarak yürürlüğe giren 25689 sayılı yönetmeliğin 17. maddesi) tespit ve tescilde yetkili organ olan İstanbul 1 No’lu K.V.T.K. Bölge Kurulu raportörlerinin tüm önerileri yerinde araştırması, incelemesi ve değerlendirmelerini raporla Kurula sunması sonrasında mümkündür. Bu açıdan, Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşulları ile envanter çalışmasının 6 aylık bir süre sonunda Kurula ulaştırılması, bağlı olarak planın incelenmeye başlandığında envanterin kayıtlara geçmesi ve hal-i hazır paftalara işlenmesi aşamasının tamamlanmış olması öngörüldüğü halde, bu koşul konulan sürede gerçekleşmediğinden, 1/5000 Nâzım plan ve 1/1000 uygulama planları ile ilgili kararlar tespit ve tescil işlemleri mevzuata ve usule uygun olarak bitmeden, “tescili önerilen kültür varlıkları” lejantı ile hazırlanan altlıklara çizili plan paftalarına dayanılarak ve öneriler tescil edilmiş varsayılarak alınmıştır. Nitekim karar numaraları da bu mevzuata aykırı duruma işaret etmektedir: 1/5000 ölçekli plan ile ilgili karar numarası 399, 1/1000 planlar ile ilgili karar numaraları 402 ve 403, tespit ve tescil işlemleri ile ilgili karar numaraları 404 ve 405’tir. Planların sağlıklı bir plan altlığı / paftalar üzerinde hazırlanmamış olması durumu Tarihi Yarımada Koruma Planlarının “bilimsel” niteliğine kuşku düşürmekte, planların geçerliliğini tartışmak için yasal bir gerekçe oluşturmaktadır” biçiminde vurgulanmaktadır.
10) Bu süreçte ilginç olan, kurulun 26.01.2005 gün ve 399 sayılı kararı ile 1/5000 planı, 26.01.2005 gün ve 402 ve 403 sayılı kararları ile de 1/1000 planları onaylamasının ardından, öneri eski eserlerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı elemanlarınca hiçbir ön inceleme ve yerinde kontrol yapılmaksızın, direkt kurul tarafından, 26.01.2005 gün ve 404 ve 405 sayılı kararlarıyla tescil edilmiş olmasıdır.
Görüleceği üzere, tarihi yarımada planlama ve onay süreçlerinde, koruma mevzuatı hükümleri ve bu doğrultudaki kurul kararı açıkça çiğnenmiştir.
Bu konuda planlama ekibi tarafından önerilmiş olan eski eser tescil önerilerinin, Kültür Bakanlığı’nca gerekli ön çalışmayı takiben tekrar ve usulüne uygun olarak sonuçlandırılmasından sonra planın bu çerçevede tekrar gözden geçirilmesi ve kurul tarafından yeniden değerlendirilerek karara bağlanması gerekmektedir. Bu süreç zarfında planın uygulanması durdurulması gerektiği açıktır.
11) Bu gelişmelerin ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye’sinde, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli “Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Merkezleri Kısmı)” adlı planlar askıya çıkarılmıştır. plan üzerinde elle “t.t. 22.9.2005” yazmaktadır. Bunun Bakanlık onayı olması mümkündür. Belediyeden yapılan açıklamada, tarihi yarımadanın “Turizm Merkezi ilan edilmiş alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca da onaylanması gerektiği, bu nedenle de, Tarihi Yarımada planlarının içinde kalan bu bölgelerin bu kez de Bakanlığa gönderilip onaylatıldığı ve ilan edildiği” ifade edilmiştir. 01.11.2005 tarihinde askıya çıkıp 01.12.2005 tarihinde askıdan indirilen planlar üzerinde yapılan incelemede, bu yeni planların Eminönü İlçesi sınırları içinde yer alan üç ayrı bölgeyi kapsadığı ve aşağıda açıklayacağımız bir plan kararı dışında, daha önce onaylanmış olan tarihi yarımada planları ile tamamen aynı olduğu görülmüştür. Bu çerçevede, iptalini talep edeceğimiz plan değişikliği dışında, daha önce 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı ile 1/1000 Ölçekli Eminönü Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı için açmış olduğumuz davalarda iptalini talep ettiğimiz sakıncalı kararlar hakkında, bu planlarda da aynen getirildikleri için, bir kez daha iptal davası açılması zorunlu olmaktadır.
Öncelikle plan 1/5000 ölçeklidir. Ancak planın ismi “Uygulama İmar Planı” olarak yazılmıştır. İmar Kanunu imar planlarının ölçek ve hiyerarşilerini, kademelenmelerini açıklıkla belirtmiştir Bu durumun ciddi bir teknik hata olarak değerlendirilmesi gerekir.
I) Yeni planda yapılmış olan plan tadilatı ve getirilen ilave plan uygulama hükmü:
1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı’nda “Arkeolojik Park ve Sergi Alanı” olarak gösterilmiş olan alan (Eski Sultanahmet Cezaevi’nin, yeni Four Seasons Oteli’nin bulunduğu ada), 1/5000 ölçekli yeni planda “Arkeolojik Park, Turizm ve Kültür Alanı”na dönüştürülmüştür. Söz konusu alan, “Korunması Gerekli, Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yer Altı Yapı ve Kalıntıları” lejantı ile taralı bir alandır. Bu yeni fonksiyon için yeni bir plan lejantı da getirilmiştir. Bu da göstermektedir ki, bu uygulama, daha önceki planda yer almasına ihtiyaç duyulmayan yeni bir plan lejantı da üretilmesini gerektiren özel bir uygulamadır. Bu uygulama ile arkeolojik değerler içerdiği tescil edilmiş bir alan yapılaşmaya açılmaktadır. Planın onayı sırasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilave ettiği özel Plan Notlarında bu açıkça vurgulanmaktadır.
“67 Pafta,58 Ada, 1 ve 2 No’lu Parseller İçin Plan Notları
3- Planlama alanında öngörülecek düzenleme ve uygulamalar TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca onaylanacak avan projelere göre yapılacaktır.
4- Turizm amaçlı uygulamalarda TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Tesisleri Yönetmeliği’ne uyulacaktır. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Turizm Yatırımı Belgesi alınmadan inşaat ruhsatı verilemez.
5- Planlama alanında yapılacak yapılarda Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uyulacaktır.”
Zengin arkeolojik kalıntılarla dolu bu alanın turizm yapılaşmasına açılması korumacılık anlayışıyla hiç bağdaşmayan çok sakıncalı bir karardır. Bu kararın uygulamaya geçirilmesi halinde, Suriçi’nde geri dönüşü olanaksız ciddi bir kültürel tahribata yol açacağı açıktır.
Bu nedenlerle, yapılan bu plan tadilatı iptal edilerek, alan tekrar, 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’ndaki biçimde, “Arkeolojik Park ve Sergileme Alanı” olarak düzenlenmelidir. Bu gerekçeyle, bu plan kararının, getirilen yeni plan lejantının ve Plan Notu’nun iptal edilmesini talep ediyoruz.
II) 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı’nda da yer almış olan sakıncalı plan kararları ve plan uygulama hükümleri:
A) İptalini istediğimiz Plan kararları:
1) Ulaşım Sistemi:
Korumayı etkileyen en önemli kararlardan biri ulaşımla ilgili kararlardır. Suriçi’nin korunarak yaşatılmasının olmazsa olmaz koşullarından biri de, bu alanın “transit geçiş alanı” olmaktan kurtarılması ve süreç içinde, lastik tekerlekli araçlardan, özellikle de özel oto trafiğinden arındırılmasıdır. Ancak plandaki ulaşım kararlarının tam da bu ilkelere ters düştüğü görülmektedir.
Söz konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar bu konuda ciddi sakıncalar içermektedir. Planda Yenikapı-Taksim metro hattının vurgulanması ile ulaşımla ilgili plan ilkeleri daha baştan çiğnenmiştir. Yenikapı-Taksim Metro hattına “evet” demek, Suriçi’nde transit trafiğe de “evet” demektir.
Planda Yenikapı-Taksim Metro hattının, kurulun bu doğrultuda aldığı kararı da hiçe sayarak geçirildiği görülmektedir. Haliç’i silueti tahrip eden yeni bir köprü ile geçerek Süleymaniye Külliyesinin hemen dibinden devam eden ve kurul tarafından uygun görülmemiş olan bu metro güzergâhının plana aynen işlenmiş olması kabul edilemez bir karardır. Bu kararın bir diğer sakıncalı tarafı da, korunması gereken Süleymaniye Külliyesi’nin hemen yanından geçirilmiş olmasıdır. Bilindiği gibi, eski eser yapıları tahrip eden en önemli etkenlerden biri de “titreşimler”dir ve metro güzergâhı bu açıdan da son derece dikkat edilmesi gereken bir karardır. Yenikapı’nın ana transfer istasyonu olarak düşünülmesi de, tarihi yarımadanın transit trafikle yüklenmesi anlamına gelen, koruma açısından çok hatalı bir karardır. Taksim- Yenikapı metro güzergâhı sur dışından geçirilerek Kazlıçeşme’ye bağlanmalıdır.
Bu çerçevede, Taksim-Yenikapı Metro Güzergâhı ile ilgili plan kararlarının iptal edilmesini talep ediyoruz.
2) Katlı Otoparklar ve Yeraltı Otoparkları:
Planda çok sayıda katlı otopark (KOP) ve yeraltı otoparklarına (YOP) yer verilmiş olduğu da görülmektedir. Ayrıca planda yeşil alan olarak gösterilen birçok alanın altının da yeraltı otoparkı olarak düzenlenmesi önerilmektedir ki, bu alanlar için, yukarıda belirttiğimiz genel sakıncanın yanı sıra bir başka sakınca daha ortaya çıkmaktadır. O da, yeşil alanların aynı zamanda ağaçlık alanlar olması gerektiği, tek ağaç olmayan bir parkın gerçek anlamda bir park sayılamayacağı, oysa bu alanların altına YOP yapılmasının ağaçlandırmanın önünü tıkamasıdır.
Planda çok sayıda yeni kapalı otopark alanı ayrılmasının tarihi yarımadayı özel oto trafiğinden arındırma hedefi ile ne kadar tutarsız olduğu açıktır. Bu kararlar, tersine, Suriçi’ne özel araba ile ulaşmaya teşvik unsuru olacaklardır. Bunun yanı sıra, Suriçi’nin yeraltı envanterinin tamamlanmamış olduğu, yeraltı envanter çalışmalarının sadece bilinen tescilli değerlerle sınırlı olduğu ve bu konudaki envanter eksikliğinin Suriçi’nin korunabilmesi açısından çok ciddi bir tehlike oluşturduğu, neredeyse her kazılan yerden kalıntıların çıktığı hatırlanırsa, yeraltı otoparklarının yeraltı zenginliklerine karşı da ciddi bir tehdit oluşturdukları da açıktır. Suriçi’nde 0.00 kotu altında yeraltı otoparkları önermenin arkeolojik kültür katlarına olabilecek olumsuz etkileri yargı kararıyla iptal edilmiş olan 1990 planında getirilmiş katlı otoparklarda açıkça ortaya çıkmıştır. Bu planla önerilmiş olan 17 adet katlı otoparkın hepsinin altında da zengin arkeolojik kalıntılar yer almakta idi.
Planda belirtilenlerin dışında, Plan Uygulama Hükümleri’nin “Plan Genel Hükümleri” başlıklı bölümünün 23. maddesinde, “ Kültürel ve doğal değerlere sahip alanların dışında, sosyal- kültürel amaçla tahsis edilen alanlardaki binaların bodrum katlarında veya bahçelerinin zemin altında, zorunluluk arz etmesi durumunda, ilgili kurum görüşleri alınarak kamuya açık yeraltı otoparkları düzenlenebilir” denerek, bu uygulamanın daha de genişletildiği görülmektedir. Bunun, tarihi yarımadayı lastik tekerlekli araçlardan arındırma hedefi ile ne kadar tutarsız olduğu açıktır. Bu kararlar, tersine, Suriçi’ne özel araba ile ulaşmaya teşvik unsuru olacaklardır.
Müvekkilim Mimarlar odası, Suriçi’ne katlı otopark ve yeraltı otoparkı yapılmasını son derece sakıncalı bulmaktadır ve bu görüşünü, başından beri özellikle vurgulamıştır. Suriçi’nde katlı otoparkların ve yeraltı otoparklarının yapımına kesinlikle izin verilmemelidir. Suriçi’nin, tarihi dokunun düşmanı olduğu artık tüm dünyanın ortak kabulü olan motorlu araçlardan arındırılması hedefi çerçevesinde, geçiş dönemi için, özel otoların park ihtiyacı, ileride sosyal donatı alanlarına dönüştürülmesi hedeflenen geçici açık otoparklarla çözülmeye çalışılmalıdır.
Bu çerçevede, yeraltı otoparkları (YOP) ve katlı otoparklar (KOP) ile ilgili plan kararlarının tümünün iptalini talep ediyoruz.
3) Yeraltı Yapı ve Kalıntıları:
F21-c-25-c-4-d ve F21-c-25-c-4-a paftalarında yer alan ve “Korunması Gerekli, Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” lejantı ile taralı alanın üzerine “Park” fonksiyonu, pafta F21-c-25-d-2-d paftasında yer alan, Silahtar Han’ın bulunduğu ve “Korunması Gerekli, Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” lejantı ile taralı adaya ise KOP (Katlı Otopark) getirilmiştir.
Bu alanlardaki yeraltı yapı ve kalıntılarını ortaya çıkartmak ve bu alanları “Arkeolojik Park ve Sergi Alanı” olarak düzenlemek yerine böylesi plan kararları üretmek gerçek bir koruma anlayışı olamaz. Bu alanların bazılarında yapılaşma kararları getirmek ise, Bizans ve Roma’nın sadece ortaya çıkarılmasını engellemenin de ötesinde, yok edilmesine yol açan çok sakıncalı bir yaklaşımdır.
Bu plan kararı, Osmanlı’yı ön plana çıkartırken Bizans ve Roma’yı mümkün olduğunca göz ardı eden ayrımcı bir koruma anlayışının ürünüdür ve gerçek anlamda bir korumacılığın önünde ciddi engeldir.
Bu çerçevede, “Korunması Gerekli, Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” üzerine getirilmiş olan tüm kullanım kararlarının, bu alanların “Arkeolojik Park ve Sergi Alanı” olarak düzenlenmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
4) Yönetim Merkezleri:
İstanbul metropoliten alanının tümüne ve hatta Türkiye geneline hizmet veren fonksiyonların Suriçi’ne yoğun bir insan ve taşıt trafiği akımı çektiği ve bunun da Suriçi’nin korunması ve yaşatılmasındaki olumsuz etkisi artık herkes tarafından kabul gören bir gerçektir. Bu çerçevede, Valilik ve Büyükşehir Belediyesi gibi prestij fonksiyonların dışında, İstanbul bütününe hizmet veren idari fonksiyonların tarihi yarımada dışına desantralize edilmesi tarihi yarımadanın korunabilmesi açısından zorunlu plan ilkelerinden biridir.
Planda ise, Vefa’da-Süleymaniye Camii Külliyesi karşısında bulunan “İstanbul İl Müftülüğü”nün yerinde kaldığı görülmektedir. (Pafta F21-c-25-d-2-d). Bu plan kararının iptalini talep ediyoruz.
5) Yüksek Öğretim Tesisleri:
Planda Türkiye çapında hizmet veren ve Suriçi’ne büyük bir insan ve trafik yükü çeken İstanbul Üniversitesi’nin desantralize edilmesinin öngörülmediği, Üniversitenin dağınık ve birbirinden kopuk tüm alanlarında, bütün bölümlerinin erinde bırakılmış olduğu görülmektedir. Bunun da ötesinde, bu alanlara yeni yapılaşma koşulları da getirilmiştir.
Bu planlama kabulünü son derece sakıncalı bir karar olarak değerlendiriyoruz. İstanbul ve Türkiye çapında hizmet veren tüm işlevlerin Sur dışına desantralizasyonu, Koruma Amaçlı İmar Planı’nın temel hedefi olmalı ve bu çerçevede, İÜ de, sadece tarihi çekirdek binalarında kalmalı; Beyazıt’taki alanındaki Rektörlük ile Hukuk Fakültesi gibi tarihi çekirdek fakülteleri dışında, sur dışına taşınmalıdır; boşalan alanlara Suriçi’nin eksik donatı ihtiyacını karşılayacak, ağırlıkla da sosyal ve kültürel amaçlı kullanımlar getirilmeli; planda bu yeni kullanım fonksiyonları gösterilmelidir.
Bu çerçevede, Beyazıt’taki ana yapılanma dışındaki İÜ alanları ile ilgili plan kararlarının ve bu alanlarda getirilmiş olan yeni yapılanma hükümlerinin iptalini talep ediyoruz.
6) Unkapanı Manifaturacılar Çarşısı:
Planda İstanbul Manifaturacılar Çarşısı “Prestij Konut Alanı” olarak gösterilmiştir. İstanbul Manifaturacılar Çarşısı Blokları, 20. yüzyılın korunması gerekli modern yapılarındandır ve bu binaların yıkılarak yerine yeni yapılaşma getirilmesi son derece sakıncalı bir plan kararıdır. Planda, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı olduğu gibi korunmalıdır.
İMÇ Blokları ile ilgili olarak getirilen bu karar, korumacılık anlayışındaki bir eksikliğini de gündeme getirmektedir. Planda gördüğümüz, belediyece yapılan korunması gerekli yapılarla ilgili tespitlerde de bu izlenmektedir. Bu eksiklik, “modern-çağdaş yapılarda koruma” anlayışının plana yansıtılmamasıdır. İMÇ Blokları ile ilgili getirilen plan kararında da görüldüğü gibi, planda, 1930-40’lardan günümüze uzanan süreçte yapılmış olan modern yapılarla ilgili bir koruma yaklaşımı mevcut değildir. Oysa Suriçi’nde, her biri yarışma sonucu seçilmiş ve döneminin en seçkin örnekleri olan ve korunmaları gereken 20. yüzyıl çağdaş mimarlık yapıtları da vardır. Bu tür binaların da korunması ve gelecek kuşaklara miras olarak aktarılması, çağdaş korumacılık anlayışının vazgeçilemez bir ilkesidir.
Bu çerçevede, İMÇ tesislerinin bulunduğu alanla ilgili plan kararlarının iptalini talep ediyoruz.
B) İptalini İstediğimiz Plan Uygulama Hükümleri:
1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama(!) İmar Planı (Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Merkezleri Kısmı) Eminönü İlçesi’nin sadece bir bölümüne ilişkin bir plan iken, Planın Uygulama Hükümleri’nin, tarihi yarımadanın tamamını kapsayan 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı Uygulama Hükümleri ile tamamen aynı olduğu görülmektedir. Yani söz konusu yeni planın Plan Notları, plan alanının dışında kalan bölgelerdeki uygulamaları da kapsamaktadır. Bu ciddi teknik hata nedeniyle, tarihi yarımada tamamında geçerli olan ve daha önce de iptalini talep etmiş olduğumuz bu hükümlerin, birçoğu planlanan alanı hiç ilgilendirmese de, tekrar dava konusu olması kaçınılmaz görünmektedir.
1) “Plan Genel Hükümleri” başlıklı birinci bölümünün 15. maddesinde, “Planda gösterilen ulaşım sistemi içindeki yeraltı toplu taşıma aksları ve istasyon alanları ile yeraltı kavşak çözümleri getirilen alanlarda yapılacak kazılarda; bu çalışmalarda yer almayan eserlere ait olabilecek kalıntı çıkması halinde, belgeleme çalışmaları yapılarak, korunması gerekli eski eser olarak tescil edilmesi durumunda: Yeraltı müzeleri, Yeraltı sergileme galeri terasları vb çözümlemeler getirilecektir” denmektedir. Bu, koruma açısından son derece sakıncalı bir hükümdür. Ortaya çıkan kalıntılar ulaşım güzergâhlarının değiştirilmesini gerektirecek ölçüde önemli olabilir; kazılarak yerüstüne çıkarılıp sergilenmesi gerekli bir tarihi ve kültürel zenginlik olabilir; bu alanın “Arkeolojik Park Alanı” olarak değerlendirilmesi gerekebilir. Bütün bunları göz önüne alacak biçimde bu madde yeniden düzenlenmelidir.
Bu nedenle, yeraltı zenginliklerinin henüz tamamının tespitinin yapılamadığı bir durumda, bu konuda önceden söz söylemek ve ortaya çıkan kalıntıların oldukları yerde bırakılmasını ve yeraltında sergilenmesini karara bağlayarak, adeta ulaşım kararlarının değiştirilemezliğini öngören bu sakıncalı ve bağlayıcı hükmün iptalini talep ediyoruz.
2) Plan Uygulama Hükümleri’nin “Plan Genel Hükümleri” başlıklı bölümünün 16. maddesinde, “... +50 rakım sınırları üstünde kalan alanlarda bina yüksekliği Hmaks:9.50 m.yi, +40 rakım sınırları üstünde kalan alanlarda bina yüksekliği Hmaks:12.50 m.yi geçemez. Tarihi yarımadada Hmaks:15.50 m. aşılamaz. Planda gösterilen ana arterlerdeki ticaret alanlarında, Fatih İlçesinde Fevzipaşa, Millet Caddelerinde yukarıda verilen esaslara uyulmak kaydıyla +50 rakım sınırları üstünde kalan alanlarda bina yüksekliği Hmaks:12.50 m., +40 rakım sınırları üstünde kalan alanlarda bina yüksekliği Hmaks:15.50 m.dir” denmektedir.
Burada, irtifa sınırlaması, +50 kotu üzerinde Hmaks: 9.50 m, +40 kotu üzerinde ise, Hmaks:12.50 m olarak kabul edilmiş; Fevzipaşa ve Millet Caddelerinde bu irtifalar da aşılarak, +50 kotu üzerinde 12.50 m’ye, +40 kotu üzerinde de 15.50 m’ye çıkarılmıştır. Bu plan kararı Suriçi silueti açısından son derece sakıncalı sonuçlar doğuracaktır. Doğru olan, Prost’un planında verilen sınırı aşmamak, tüm yapılar için ve her yerde geçerli olmak üzere, +40 kotu üzerine, “Görülen en yüksek cephe 9.50 m’yi (yanında, yakınında korunması gerekli eski eser yapı var ise, onun yüksekliğini aşmamak üzere) geçmeyecek şekilde”, 9.50 metreden fazla irtifada inşaata izin vermemektir. +40 kotu altında verilen irtifalarda da bu ilke dikkate alınmalı; yapılara, +40 kotu üzerinde kalan kısmı 9.50 m. yi geçmeyecek biçimde irtifa verilmelidir. Madde, bu çerçevede yeniden düzenlenmelidir.
Bu çerçevede, maddenin, yukarıda belirttiğimiz hükümlerinin, yeniden düzenlenmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
3) Planda katlı otopark, yeraltı ve yeşil altı otoparklarına yer verilmiş olmasıyla yetinilmeyerek, Plan Uygulama Hükümleri’nin “Plan Genel Hükümleri” başlıklı bölümünün 23. maddesinde, “Kültürel ve doğal değerlere sahip alanların dışında, sosyal-kültürel amaçla tahsis edilen alanlardaki binaların bodrum katlarında veya bahçelerinin zemin altında, zorunluluk arz etmesi durumunda, ilgili kurum görüşleri alınarak kamuya açık yer altı otoparkları düzenlenebilir” denerek, bu uygulamanın daha da genişletildiği görülmektedir. Bunun, tarihi yarımadayı lastik tekerlekli araçlardan arındırma hedefi ile ne kadar tutarsız olduğu açıktır. Bu kararla, tersine, Suriçi’ne özel araba ile ulaşmaya teşvik unsuru olacaklardır. Bu nedenlerle, bu maddenin tamamının iptalini talep ediyoruz.
4) Plan Uygulama Hükümleri’nin “II-Koruma Bölgeleri” bölümünde, 1. Derece Koruma Bölgeleri’nde, “Tescilli sivil mimarlık örneklerinde özgün kat adedi artırılamaz” ifadesi yer almaktadır. Maddede ayrıca, “Özgün müstakil eski eser sivil mimarlık örneği yapılar orijinal biçimi ile korunacaktır” hükmü de yer almaktadır. Burada korumacılık açısından “özgün olmak ya da olmamak” gibi sakıncalı ve koruma açısından tehlikeli sonuçlara yol açacak bir ayrım görülmektedir. Eski eserin özgün olup olmadığına kim ve nasıl karar verecektir? Ve korumacılık anlayışı sadece özgün eski eserler için mi söz konusudur? Bu yaklaşımı korumacılık anlayışı açısından son derece sakıncalı bulduğumuzu özellikle vurgulamak isteriz.
Bu nedenle hüküm, “Tescilli sivil mimarlık örneklerinde kontur ve gabari artırılamaz” ya da, “Tescilli sivil mimarlık örnekleri orijinal biçimi ile korunacaktır” biçiminde yeniden düzeltilmelidir.
Bu nedenlerle, maddenin “Tescilli sivil mimarlık örneklerinde özgün kat adedi artırılamaz” hükmünün, yeniden düzenlenmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
5) 1. Derece Koruma Bölgeleri’nin “Cankurtaran-Sultanahmet Kentsel Bölgesi” ile ilgili bölümünün üçüncü paragrafında, “Bu bölgelerde plan eki K. ve T.V. Yeraltı ve Yerüstü Envanterinde yer alan kültür varlıklarının orijinal irtifaları korunacaktır” hükmü yer almaktadır. Bu hükmün de,”Bu bölgelerde plan eki K. ve T.V. Yeraltı ve Yerüstü Envanterinde yer alan kültür varlıkları orijinal kontur ve gabarileri ile (ya da orijinal biçimleri ile) korunacaktır” biçiminde düzeltilmelidir. Bu çerçevede, yeniden düzenlenmek üzere, maddenin bu hükmünün iptalini talep ediyoruz.
Aynı bölümün son paragrafında ise, “Yeni yapılaşmalarda Hmaks:9.50 m. aşılmayacak, bölgenin geleneksel yapım tarzı ve orijinal malzeme ve tekniği dışındaki uygulamalara izin verilmeyecektir” hükmü yer almaktadır. Yeni yapılaşmalarda eskinin taklidi yaklaşımı son derece sakıncalı bir yaklaşımdır.
Bu nedenle, bu hükmün de “bölgenin geleneksel yapım tarzı ve orijinal malzeme ve tekniği dışındaki uygulamalara izin verilmeyecektir” bölümünün iptalini talep ediyoruz.
6) “Süleymaniye-Zeyrek-Kumkapı-Fener Kentsel Bölgesi” ile ilgili bölümün ikinci paragrafında geçen ve kültür varlıklarının korunmasını sadece yüksekliklerinin korunmasına indirgeyen “...kültür varlıklarının orijinal irtifaları korunacaktır” hükmünün de, yukarıda vurguladığımız sakıncalar çerçevesinde, yeniden düzenlenmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
Aynı bölümün son paragrafında da yer alan “…bölgenin geleneksel yapım tarzı ve orijinal malzeme ve tekniği dışındaki uygulamalara izin verilmeyecektir” bölümünün de, gene yukarıda vurguladığımız gibi, iptalini talep ediyoruz.
7) “Hanlar Bölgesi” ile ilgili bölümün üçüncü paragrafında geçen “...tescilli-tescilsiz...” ifadesindeki “tescilsiz” tanımının iptalini talep ediyoruz.
8) “Anıtsal Eserler ve Çevresi” ile ilgili bölümün ilk paragrafında geçen ve kültür varlıklarının korunmasını sadece yüksekliklerinin korunmasına indirgeyen, “...kültür varlıklarının orijinal irtifaları korunacak, ...” hükmünün de, “...kültür varlıklarının orijinal kontur ve gabarileri korunacak, …” biçiminde düzeltilmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
9) Plan Uygulama Hükümleri’nin “II- Koruma Bölgeleri” bölümünde, 2. Derece Koruma Bölgeleri’nin son cümlesi olarak yer alan, “Tescilli sivil mimarlık örneklerinin yoğun olduğu ve/veya doku oluşturduğu adalarda eski eserin özgün kat adedi artırılamaz” hükmünü korumacılık açısından sakıncalı buluyoruz. Bu hüküm, hem bu alanlardaki eski eserlerin korunmasını sadece yüksekliklerini korunmasıyla sınırlı tutuyor, hem de diğer alanlardaki eski eserlerin yüksekliklerinin artırılabileceğini ima ediyor. Hüküm, “Tescilli eski eserlerin kontur ve gabarileri artırılamaz” biçiminde düzeltilmelidir. Bu nedenle, bu hükmün yeniden düzenlenmek üzere iptalini talep ediyoruz.
10) 2. Derece Koruma Bölgeleri’nin “Gedikpaşa-Nişanca- Küçükmustafapaşa-Zeyrek-Balat-Yalı-Samatya-Yedikule Kentsel Bölgesi” bölümünün ikinci paragrafında, “...kültür varlıklarının orijinal irtifaları korunacaktır” hükmü yer almaktadır. Yukarıda da değindiğimiz üzere, bu hüküm korumacılık açısından yeterli değildir ve eski eserin gerçek anlamda korunabilmesi için hüküm, “…kültür varlıklarının orijinal kontur ve gabarileri korunacaktır” biçiminde düzeltilmelidir. Bu nedenle, yeniden düzenlenmek üzere, bu hükmün iptalini talep ediyoruz.
Gene aynı bölümün üçüncü ve son paragrafında, “Yeni yapılaşmalarda (+50 rakım haricinde) Hmaks = 12.50 m. aşılmayacak, bölgenin geleneksel yapım tarzı ve orijinal malzeme ve tekniği dışındaki uygulamalara izin verilmeyecektir” hükmü yer almaktadır. Bu hükmün, yeni yapılacak yapıların eskinin birer kopyası olmasını öngören “bölgenin geleneksel yapım tarzı ve orijinal malzeme ve tekniği dışındaki uygulamalara izin verilmeyecektir” bölümü iptal edilmeli; dava dilekçemizin Plan Uygulama Hükümleri ile ilgili bölümünün 2. maddesinde de vurguladığımız çerçevede, verilen yükseklik de “Hmaks = 9.50 m” olarak düzeltilmelidir. Bu nedenlerle, yeniden düzenlenmek üzere, bu hükmün de iptalini talep ediyoruz.
11) Plan Uygulama Hükümleri’nin “II-Koruma Bölgeleri” kısmının 3. Derece Koruma Bölgeleri bölümünde, “Bu alanlarda anıt eserin komşuluğundaki parsellere verilecek olan irtifalar, anıt eserin orijinal saçak yüksekliğini aşmaması koşulu ile (+50 rakım haricinde) Hmaks:12.50 m.dir” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm de, dava dilekçemizin Plan Uygulama Hükümleri ile ilgili bölümünün 2. maddesinde de vurguladığımız çerçevede, “Hmaks = 9.50 m” olarak düzeltilmelidir. Bu nedenle, yeniden düzenlenmek üzere, bu hükmün iptalini talep ediyoruz.
Gene aynı bölümde, son cümle olarak yer alan “Tescilli sivil mimarlık örneklerinde özgün kat adedi İst. 1 No’lu K. ve TVK Kurulu kararı alınarak, çevre yapılanma şartları doğrultusunda arttırılabilir. Planda gösterilen 3. derece koruma bölgelerinde geleneksel mimari öğelerle mevcut yapı cepheleri rehabilite edilecektir” hükmünün tamamının ise, korumacılık anlayışı açısından son derece sakıncalı bulduğumuzdan, iptalini talep ediyoruz.
12) 3. Derece Koruma Bölgeleri’nin “3.A. Koruma Bölgesi (Kısa Vadeli Dönüşüm Alanı” bölümünün son paragrafında yer alan, “…anıtsal eser komşuluğundaki parseller ile görsel ve topoğrafik etki alanında bulunan parsellerde (+50 rakım haricinde) Hmaks = 12.50 m. aşılmayacak, gerekirse altında da belirlenebilecektir” hükmü, dava dilekçemizin Plan Uygulama Hükümleri ile ilgili 2. maddesinde belirttiğimiz görüşümüz çerçevesinde, “Hmaks = 9.50 m” alınarak düzeltilmelidir. Bu gerekçeyle, yeniden düzenlenmek üzere, hükmün iptalini talep ediyoruz.
13) “3.B. Koruma Bölgesi (Orta ve Uzun Vadeli Dönüşüm Alanı)” bölümündeki “…parsellerde Hmaks = 12.50 m. aşılmayacak…” ifadesinin de, gene aynı gerekçeyle, Hmaks: 9.50 m. olarak düzeltilmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
14) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-A-1. Konut Alanları” bölümünde, “Topkapı İETT Garajı alanında; gerek yakın çevresindeki gerek tarihi yarımadadaki kayıp eserlerden özgün yerinde ihya edilemeyen cami, medrese, sıbyan mektebi, çeşme, arasta, sivil mimarlık örnekleri ile geleneksel mahalle öğelerini içerecek şekilde Türk Mahallesi olarak Kentsel Tasarım Projesi ile düzenlenecektir” hükmü yer almaktadır.
Hâlâ zengin ve yaşayan bir tarihi ve kültürel miras birikimini yerinde yaşatmanın olanaklı olduğu bir ortamda, sanki elimizde tek bir eski eser örneği kalmamış da, “bari göstermelik de olsa birkaç tane örneği canlandıralım” anlayışıyla tiyatro dekorları yaratmak, doğru, çağdaş ve bilimsel bir korumacılık anlayışıyla çelişmektedir. Bu plan kararını son derece sakıncalı buluyoruz ve değiştirilmesini talep ediyoruz.
Bu alan konut kullanımına açılmamalı; eski eserlerin taklit ya da benzetmesi yoluyla canlandırılması gibi bir yaklaşımla ele alınarak üzerine tarihi yapıların kopyaları inşa edilmemelidir. Bu plan kararı değiştirilerek, alan, Suriçi’nin eksik yeşil alan ihtiyacını karşılamak üzere değerlendirilmelidir.
Bu çerçevede, Topkapı İETT Garajı ile ilgili bu plan uygulama hükmünün tamamının iptal edilmesini talep ediyoruz.
15) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-B-1. Yönetim Merkezleri” bölümü:
İstanbul metropoliten alanının tümüne ve hatta Türkiye geneline hizmet veren fonksiyonların Suriçi’ne yoğun bir insan ve taşıt trafiği akımı çektiği ve bunun da Suriçi’nin korunması ve yaşatılmasındaki olumsuz etkisi artık herkes tarafından kabul gören bir gerçektir. Bu çerçevede, Valilik ve Büyükşehir Belediyesi gibi prestij fonksiyonların dışında, İstanbul bütününe hizmet veren idari fonksiyonların tarihi yarımada dışına desantralize edilmesi tarihi yarımadanın korunabilmesi açısından zorunlu plan ilkelerinden biridir. Plan Raporu’nun “Plan Yaklaşımı” bölümünde de, “Tarihi Yarımada’nın Kimliği İle Uyuşmayan Tüm İşlevlerin Bölgeden Çıkarılarak, Bu Alanlara Yarımadanın Kimliği ile Özdeşlenen Fonksiyonların Yüklenmesi” hedef olarak tanımlanırken, Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-B-1. Yönetim Merkezleri” bölümünde ise, sadece İstanbul Adliyesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün desantralizasyonunden bahsedilmekte, diğer idari fonksiyonlar içinse yeni yapılaşma koşullarından söz edilmektedir.
Suriçi planları, metropoliten ölçekte hizmet veren tüm yönetim merkezlerinin sur dışına desantralize edilmek üzere yeniden düzenlenmeli, yerlerine gelecek yeni kullanımlar, Suriçi’nin eksik donatı ihtiyacını karşılamak üzere ve ağırlıkla da sosyal ve kültürel amaçlı belirlenmelidir.
Bu nedenle, hükmün iptalini talep ediyoruz.
16) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-B-12. Konaklama Tesis Alanları” bölümü:
Suriçi’nin kullanım türleri arasında turizmin ağırlıklı olarak yer alması genel ve doğru bir karar olmakla birlikte, bunun günübirlik turizm olarak değerlendirilmesi ve yatılı turizm için de pansiyonculuğun geliştirilmesi esas olmalıdır. Bu çerçevede, Suriçi’nde yeni konaklama tesislerinin yapımına ve mevcutların gelişimine izin verilmemesi gerekmektedir. Bunun tek istisnası, korunması gerekli eski konutların yoğun olarak bulunduğu bölgelerde pansiyonculuğun özendirilmesi olmalıdır. Bu çerçevede Yedikule TCDD Atölyeleri ve Sirkeci Tren İstasyonunun “Konaklama Tesisi” olarak kullanılması son derece sakıncalı kararlardır. Bu alanlar “kültürel tesis alanı” olarak düzenlenmelidir
Bu nedenlerle, hükmün iptalini talep ediyoruz.
20) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-C-1. Parklar ve Dinlenme Alanları” bölümü’nün, bu alanların altında yapılacak yeraltı otoparklarıyla ilgili son cümlesinin (“Park ve Dinlenme Alanları tabii zemin altında yapılacak Yeraltı Otoparklarında plan notlarının III-E-5 maddesi şartlarına uyulacaktır.”), dava dilekçemizin İptalini İstediğimiz Plan Kararları bölümünün 2. maddesinde belirtmiş olduğumuz gerekçe ve talebimiz çerçevesinde, hükmün son cümlesinin iptalini talep ediyoruz.
21) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-D-5. Yüksek Öğretim Tesisleri Alanları” bölümünün, dava dilekçemizin İptalini İstediğimiz Plan Kararları bölümünün 5. maddesindeki gerekçe ve talebimiz çerçevesinde, yeniden düzenlenmek üzere, iptalini talep ediyoruz.
22) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-D-6. Kültürel Tesis Alanları” bölümünde, bu alanlarda yapılacak yapılar arasında “müze niteliğinde büyük türbeler” de yer almaktadır. Bu tanımın hükümden çıkarılmasını istemi ile iptalini talep ediyoruz.
23) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-D-9. Sağlık Tesisleri Alanları” bölümündeki hükümler:
İstanbul metropoliten alanına ve hatta Türkiye geneline yönelik hizmet veren hastanelerin Surdışı’na desantralizasyonu, Suriçini gereksiz insan ve trafik yükünden arındırabilmek açısından zorunlu bir plan ilkesi olmalı, bu çerçevede, Çapa, Cerrahpaşa, Haseki ve Vakıf Guraba Hastanelerinin tarihi çekirdek binaları dışında, hastane yapılarına yeni fonksiyonlar getirilmelidir.
Desantrilizasyon nedeni ile boşaltılan alanların ve binaların yeni kullanım kararlarında mutlaka kamu yararı olan kullanımlara öncelik verilmelidir. Örneğin, sürekli olarak eksikliği vurgulanan sosyal altyapı tesislerinin bir kısmı bu alanlarda karşılanmalıdır. Planlarda, desantralize edilecek alanlar, bugünkü kullanımları ile değil, dönüşüm sonrası kullanımları ile yer almalı; boşaltılan alanlara ilave yapılaşma getirilmemeli, aksine yeni işlevler, “yapı yoğunluğu ıslahı”nı esas alarak getirilmelidir.
Tarihi yarımadada, semt ölçeğinde, mahalle sakinlerine hizmet veren sağlık ocakları vb ölçekteki sağlık donatısı dışında, özel hastane açılmasına izin verilmemeli; Metropoliten ölçekte hizmet veren özel hastane binalarının da zaman içinde sur dışına desantralizasyonu hedeflenmeli; bu amaçla mevcut binaları dondurulmalı; binalarına ilave yaparak genişlemeleri ya da mevcut binalarını yıkıp yerine yeni bina yapmalarına olanak verecek plan kararları getirilmemelidir.
Bu çerçevede yeniden düzenlenmek üzere, hükmün iptalini talep ediyoruz.
24) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-D-10. Üniversite Sağlık Tesisleri Alanları” bölümünün son paragrafının son cümlesi, zaten yeterince yoğun olan bu alanlara ilave yapılaşma getirilmemesi çerçevesinde, iptal edilmeli ve yerine, “Bu alanlarda ilave inşaat yapılamaz” hükmü getirilmelidir. Bu çerçevede, maddenin son paragrafındaki son cümlenin iptalini talep ediyoruz.
25) Suriçi’nde yeni öğrenci yurtları yapılmamalı ve mevcut yurtların kapasitesi ilave yapılarla artırılmamalıdır. Bu çerçevede, Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-D-13. Öğrenci Yurtları Alanları” bölümünün iptalini talep ediyoruz.
26) Suriçi’ne kat otoparkı yapılmamalıdır. Bu çerçevede, Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-E-3. Kat Otoparkı Alanları” bölümünün iptalini talep ediyoruz.
27) Suriçi’ne yeraltı otoparkı yapılmamalıdır. Bu çerçevede, Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-E-5. Yeraltı Otoparkı Alanları” bölümünün tümüyle iptalini talep ediyoruz.
28) Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-E-9. Deniz Ulaşımı Aksları-Deniz Yolları İskele Alanları” bölümünün ikinci paragrafının sonundaki, “Yeni yapılacak iskeleler tarihi İstanbul Vapur iskeleleri tipolojisine uygun yapılanmaları içerecektir” hükmü, tarihi yanıltacak, tarihi ve kültürel çevreyi bir tiyatro dekoruna dönüştürecek hatalı bir korumacılık anlayışının ürünüdür. Yeni yapılarda aranması gereken, öncelikle eskinin bir kopyası olmamaları, ancak yapıldıkları dönemi yansıtmakla birlikte, eski dokuya saygılı ve onunla uyum içinde olmalarıdır. Bu çerçevede, söz konusu bölümde yer alan bu hükmün iptal edilmesini talep ediyoruz.
29) “Yeni yapılacak iskeleler tarihi İstanbul Vapur iskeleleri tipolojisine uygun yapılanmaları içerecektir” hükmü, Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-E-10. Turistik Gezi Deniz Ulaşımı Aksları- Turistik Gezi İskele Alanları” bölümünde de yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca iskele çevresindeki alanlarda “kayıp eski eser envanterinde yer alan yapıların ihya edilerek kullanılacağı” ve bu alanların “geleneksel mimari kimliğine uygun olarak projelendirileceği” de vurgulanmaktadır. Bu yaklaşımlar, eskinin kopyası ve taklidi mekânlar yaratma gibi tehlikeli sonuçlar doğuracak yaklaşımlardır. Bu nedenlerle, bu maddenin, yukarıda belirttiğimiz hükümlerin vurgulandığı son iki cümlesinin iptalini talep ediyoruz.
30) Ulaşımla ilgili plan kararları ciddi sakıncalar taşımaktadır ve bu eleştirilerimiz dava dilekçemizin B-1 maddesinde detaylı olarak ortaya konmuştur. Bu çerçevede Plan Uygulama Hükümleri’nin “III-E-14. Ulaşım Transfer Merkezi Alanları” ile ilgili bölümüne bütünüyle karşıyız. Talebimiz, planın ulaşımla ilgili kararlarının tekrar gözden geçirilerek düzeltilmesi ve bu çerçevede, Ulaşım Transfer Merkezi Alanlarının sur dışında düzenlenmesidir. Bu nedenle, hükmün tamamının iptalini talep ediyoruz.
Yukarıda sıraladığımız nedenler ve taleplerimiz doğrultusunda tarihi yarımadanın turizm merkezi ilan edilmiş alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onaylanan ve 01.11.2005 tarihinde askıya çıkıp 01.12.2005 tarihinde askıdan indirilerek ilan edilen 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Merkezleri Kısmı)’nın yeni planda yapılmış olan plan tadilatı ve getirilen ilave Plan Uygulama Hükmü ile 6 ayrı madde olarak saydığımız plan kararı ve yine 30 ayrı madde olarak saydığımız plan uygulama hükmünün ayrı ayrı yasalara, şehircilik ilkeleri, planlama teknikleri ve kamu yararına aykırı olması nedeni ile iptali ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep zarureti doğmuştur.
HUKUKSAL NEDENLER: Anayasa, İmar Yasası, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili yönetmelikleri, koruma ilke kararları, İmar Planlarının Yapılmasına ve Değişikliklerine Ait Esaslara İlişkin Yönetmelik, 1580 sayılı Belediye Kanunu, 2 Eylül 1999 tarihli Plan Değişikliklerine Dair Yönetmelik ve konuyla ilgili diğer tüm mevzuat
DELİLLERİMİZ: Davalı İdareden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onaylanan ve 01.11.2005 tarihinde askıya çıkıp 01.12.2005 tarihinde askıdan indirilerek ilan edilen 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Merkezleri Kısmı )’nın ve dava konusu işlem dosyalarının celbi, İstanbul 2.İdare Mahkemesi’nin 2005/2840 E sayılı dosyası, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 2005/2572 E sayılı dosyası, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2005/1681, 1682, 1683, 1684, 1685 E sayılı dosyaları, TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi tarafından hazırlanan 07.04.2003 tarihli İstanbul Tarihi Yarımada (Suriçi) Koruma Amaçlı İmar Planı Çalışmaları üzerine Görüşler ve Değerlendirmeler başlıklı Rapor (EK-1), TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi tarafından hazırlanan 21.05.2004 tarihli 1/1000 ölçekli Eminönü ve Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları hakkında rapor (EK-2), mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi ile sair deliller.
NETİCE VE TALEP: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle tarihi yarımadanın turizm merkezi ilan edilmiş alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onaylanan ve. 01.11.2005 tarihinde askıya çıkıp 01.12.2005 tarihinde askıdan indirilerek ilan edilen 1/5000 Ölçekli Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Merkezleri Kısmı )’nın yeni planda yapılmış olan plan tadilatı ve getirilen ilave Plan Uygulama Hükmü ile 6 ayrı madde olarak saydığımız plan kararı ve yine 30 ayrı madde olarak saydığımız plan uygulama hükmünün ayrı ayrı yasalara, şehircilik ilkeleri ve ilke kararlarına, planlama teknikleri ve kamu yararına aykırı olması nedeni ile İPTALİ ve YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA karar verilmesini, mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini vekil olarak saygılarımla dilerim. 27.01.2006
Davacı vekili
Av. İlyas BULCAY
EKLERİ:
1) TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi tarafından hazırlanan 07.04.2003 tarihli İstanbul Tarihi Yarımada (Suriçi) Koruma Amaçlı İmar Planı Çalışmaları üzerine Görüşler ve Değerlendirmeler başlıklı Rapor (EK-1)
2) TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi tarafından hazırlanan 21.05.2004 tarihli 1/1000 ölçekli Eminönü ve Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları hakkında rapor (EK-2)
3) İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 2005/2840 E. sayılı dosyası dava dilekçesi (EK-3)
4) Vekâletname örneği (EK-4)