6.17. Tarlabaşı 1. Etap Yenileme Alanı

 

Beyoğlu Kentsel Sit Alanındaki kültür tarih katliamını başlatan Tarlabaşı Bulvarı kuzeyinde kalan ve 9 yapı adasını (594, 361, 362, 363, 385, 386, 387, 593, 594), 209’u kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca kültür varlığı olarak tescil edilmiş bulunan 269 binayı ve binlerce yoksul ve yoksun dünya insanını kapsamaktadır.

 

5 Temmuz 2005

Tarih, kültür ve doğal varlıklarımız olan sit alanlarımızın tüm değerleri ile korunarak yaşatılması için alınacak tedbirlerden daha çok, bu alanların mülkiyetlerin değişimini, fiziksel ve sosyal olarak yenilenmesini, farklı fonksiyonlar ve varsıl kullanıcılar tarafından kullanılmasını öngören ve “2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu”nu engel görerek onu aşma çabalarından 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması” hakkındaki kanun yürürlüğe girdi.

 

Kanunun asıl amacı, sipariş yöntemi ile yapılış biçimi Beyoğlu Belediyesinin resmi web sitesinde en yetkili ağızdan Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan tarafından açıkça itiraf edildi.

 

Demircan bu konuda şunları anlatıyor: “Göreve geldiğim zaman, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığım ilk görüşmelerimden birinde, bana ‘Tarlabaşı için bir şey yapmalısın, senin en önemli işlerinden biri o’ demişti. Haklıydı, gerçekten de Tarlabaşı Beyoğlu’nun en önemli meselelerinden biri. Ama Tarlabaşı’na müdahale etmenin önünde bir dizi yasal engel vardı. Başbakanımıza durumu açtığımızda ‘yasa hazırlayın getirin’ dedi. Benim de fiilen içinde olduğum bir komisyon bir yıl boyunca bu yasa için çalıştı. Avrupa’da benzer örneklerini araştırdık. Avrupalılar bu konuda çok daha hassaslar. Avrupalı böyle yerleri bir kültür mirası olarak görüyor ve kamusal bir yetki ile yaklaşıyor meseleye. Sonuçta biz de söz konuyu yasayı hazırladık ve Meclis’ten geçti. Ve artık Tarlabaşı’nı yenileme imkanına sahibiz.”
Demircan devamla, 44 mal sahibinin yüzde 90 ile de anlaşma sağlanmış durumda. Geriye kalan meseleler ise burası yıkılıp yeniden inşa edilirken yerine ne konacağı. Alışveriş merkezi mi, otel mi ya da sadece konut mu? Tarlabaşı caddesi üzerinde toplam 2.500 metre karelik bir zemin üzerine inşa edilecek her ne olursa olsun herkesin başına kanun suretinde bir talih kuşu konduğu açık. Tabii herkes şu anda sahip olduğu metrekareden belli bir yüzdeyi (%58) bu projeyi gerçekleştirecek şirket kimse (Çalık Grubu, GAP İnşaat) ona vermeyi kabul etmek zorunda. Aynı kat karşılığı inşaat yapan müteahhitle girilen anlaşma gibi. Demircan bu yıl içinde Tarlabaşı bölgesinde iki üç yerde daha “yenilenme” projesi başlatmaya hazır olduklarını belirti.

 

20 Şubat 2006

Beyoğlu Kentsel Sit Alanındaki kültür tarih katliamını başlatan Tarlabaşı Bulvarı kuzeyinde kalan ve 9 yapı adasını (594, 361, 362, 363, 385, 386, 387, 593, 594), 209’u kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca kültür varlığı olarak tescil edilmiş bulunan 269 binayı ve binlerce yoksul insanı kapsayan alan Bakanlar Kurulu Kararı ile yenileme alanı ilan edilmiştir.

 

27 Eylül 2006

Bakanlar Kurulu’nca 23.8.2006 tarihinde alınan karar uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı taşra teşkilatı olarak İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü kuruldu. (27 Eylül 2006- 26302 R.G)


10 Kasım 2006

20 Şubat 2006 Bakanlar Kurulu kararı ile “yenileme alanı” ilan edilen alanda yapılacak uygulama esasları Beyoğlu Belediye Meclisinden geçirilmiştir.

 

16 Mart 2007

Beyoğlu İlçesi Tarlabaşı 1. Etap Yenileme Alanı, Yenileme Avan ve Uygulama Projesinin hazırlanması ve uygulanması işi Beyoğlu Belediye Başkanlığı tarafından 16 Mart 2007 Cuma günü ihaleye çıkartıldı. İşe başlama tarih olarak en avantajlı teklifin belirlenmesi ve idare tarafından uygun görülmesinden sonra sözleşmenin imzalandığının yükleniciye bildiriminden itibaren 5 gün içinde işin 1. safhası çalışmalarına başlayacağı ve yer teslimi yapılmasını takip eden 2,5 yıl içinde işin bitirilmesi öngörülmüştür.

 

17 Nisan 2007

Tarlabaşı’ndaki 278 binanın yenilenmesi için düzenlenen ihaleyi, mülk sahibine yüzde 42 pay bırakan Çalık Grubuna bağlı Gap İnşaat’ın aldığı bilgisi basında yer aldı.

 

“Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan, ilk olarak 5366 sayılı yasa tasarısının Tarlabaşı Kanunu olarak düzenlendiğini söyledi. O süreçte İstanbul’da Tarlabaşı’na benzer başka yerlerin de olması nedeni ile genel bir kanun çıkartıldığını söyleyen Demircan, “Kanuna göre, biz sit alanları içinde çöküntü olmuş bölgeleri yenileme alanı ilan etmek üzere meclisimizde karar alabiliyoruz” dedi. Yenileme alanı ilan edildiğinde ise 5366 sayılı kanunun, belediyeye üstün güçler verdiğini söyleyen Demircan, “Yenileme alanı ile ilgili kanun bize vatandaş adına karar verip, vatandaş adına buraya toptan proje yapma ve eğer vatandaşın parası yoksa, buraya yatırımcı davet etmeye ve bu yatırımcı ile oradaki maliyetleri bir masaya oturtup anlaştırma yetkisi veriyor. Anlaşamayanların yerlerini de hızlı şekilde kamulaştırıp, mallarını belediyenin almasına imkân tanıyor”

 

Tarlabaşı’ndaki 278 binanın yenilenmesi için düzenlenen ihaleyi, mülk sahibine yüzde 42 pay bırakan Gap İnşaat’ın aldığını söyleyen Demircan, “Normalde burada 60 bin metrekare kullanım alanı var. Gap İnşaat bunun 26 bin metrekaresini önerdi. Her bağımsız bölüme de bir tane otopark önerdi. Dolayısıysa firma, bu işleri yapmak için bulduğumuz bir partnerdir. İhaleyi alabilmek için 278 binanın rölövesini çıkartıp bize teslim etti” dedi. (Dünya, 17 Nisan 2007)

 

18 Eylül 2007

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükken Şubesinin 18 Eylül 2007 tarihli 58. Yönetim Kurulu toplantısında Kültür ve Tabiat Varlıkları Yenileme Kurulu’na odamız gözlemcisi olarak Fikret Oğuz, Mücella Yapıcı, Deniz İncedayı ve Sultan Pınar’ın katılımının sağlanmasına karar verildi.

 

25 Ekim 2007

Odamız kent mücadele tarihinde onurlu ve ayrıcalıklı bir yer kapsayan tarih ve kültür mirasımızın yıkım ve talanına karşı sürdürdüğümüz kentsel savaşımının konusu olan Tarlabaşı bölgesi için meslektaşlarımız olan yerel yöneticiler döneminde mevcut tescilli yapıların tümden yıkılarak yeniden yapımı öneren mimari avan projelerin tanıtıldığı son dört yenileme kurulu toplantısına gözlemci olarak katılma olanağı bulduk. İlgili toplantılara TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükken Şubesi gözlemcisi olarak Mücella Yapıcı katılmıştır.

 

Çalık Holding Grubuna bağlı GAP İnşaat Proje direktörü Sayın Nilgün Kıvırcık tarafından yapılan açıklamada şirketinin bu proje için ülkemiz mimarlık serüveninde önemli rol oynayan tasarımcılarla yola çıktığını, üniversitelerinde projeye danışmanlık düzeyinde katılımının sağlandığı belirtilmiştir. İlgili toplantılar da avan projelere ilgili ilişkin sunuşlar müellifleri tarafından yapılmıştır.

 

Proje danışmanı akademisyenler tarafından öngörülen tarihi, kültürel değer ve önem taşımayan köhnemiş kent bölgeleri için kabul edildiğinde plancıları değil ama mimarları mutlu kılacak ancak proje alanının özellikleri göz önüne alındığında da oldukça çelişkiye düşürecek “Ada Bazında Tasarım Odaklı Yenileme” ilkesinin ve duyarsız tasarım ve finansörlerin elinde her türlü doğal tarihi kültürel ve insani değere saygısızca kentlerin yakasına yapışıp kalan betonarme kültürüne inat; inşa edildikleri dönemin yapım sistemi ve kültürünü, günümüze taşıyan her biri kendine has özelikler taşıyabilen kagir binaların oluşturduğu bölgede mahalle yaşayanlarının tehditleri gerekçesi ile sadece bir yapı adasının etrafında bina dışından yapılabilen görsel tespitler sonucunda bölgenin tamamında yer alan binaların –yaklaşık 209 adet tescilli bina– taşıyıcı sisteminin ve hatta cephelerinin korunmasının çok güç bazı durumlarda mümkün olmadığına karar verebilen statik ön raporun da yol verdiği avan projelerin “konsept” kurgusunda” Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’nın oldukça büyük bir katkısının olduğu akla geliyordu. (Bkz. Ek1)

 

Mahalle yaşayanlarının tehditleri gerekçesi ile yapılamayan statik inceleme ve mimari röleveler yapılmadan herhangi bir müdahale ve tasarım kararı gerçekleştirilemeyeceğinin hatırlatılması üzerine de bölgeye dair kapsamlı incelemelerin ancak avan proje onayı sonrasında yapılabileceği bildirilmiştir.

 

Kurul üyelerinin büyük bir çoğunluğunun odamız gözlemcisi ve son iki toplantıya katılan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi gözlemcisi Ali Rıza Nurhan’nın, UNESCO ICOMOS Türkiye Kesimi Başkanı Prof. Dr. Nur Akın’ın yaptığı esasa ve mahalle yaşayanlarının tehditleri gerekçesi ile yapılamayan statik inceleme ve mimari rölöveler yapılmadan herhangi bir müdahale ve tasarım kararı gerçekleştirilemeyeceğine; Beyoğlu bölgesi ve İstanbul bütününe ait planlama kentsel altyapı ve kentsel donatı kararları irdelenmeden sadece ekonomik fizibilite kararlarına göre dünya mirası bir kentin çok önemli bir parçasının tasarlanamayacağı ısrarla belirtilmişse de;

 

Tüm bu uyarılar Beyoğlu Belediyesi ve Beyoğlu Belediye Başkanının basın açıklamalarından anlaşılacağı üzere önünde son derece ayrıcalıklı şartlar taşıyan bir sözleşme ile 9 yapı adasının yüzde ellisine hak sahibi kılınan şirket temsilcileri tarafından her şey “avan proje” onayından sonra yapılacak uygulama projelerinde düzeltilecektir” söylemi ile aynı ısrarla baskılanmıştır.

Mesleki uygulamalarda kamu yararını, meslek haklarını ve etiğini korumak, müelliflik haklarını gözetmek, haksız rekabeti önlemek, mesleki sorumluluk, hak ve görevleri tanımlamak ve mimarlık hizmetlerinin niteliği ve bunların karşılığında ödenecek en az ücretlerin belirlenmesi konusunda yasal görevleri olan Mimarlar Odası adına kurula katılan gözlemci üyemiz Mücella Yapıcı tarafından, meslektaşların bilgi birikim ve tasarım yetisini kullanarak telif hakkını kazandığı projelerin kat karşılığı yapılacak sözleşme eki bir belge olarak hafife alınamayacağının hatırlatılması üzerine Belediye yetkileri ve şirket danışmanları tarafından “Müelliflere hakaret ediyorsun!” denilerek toplantı adabı nezaket kurallarını aşar ölçüde yüksek sesle müdahalede bulunulmuştur.

 

Oysa avan (ön) proje kaynak kaybının önlenmesi, ekonomik, sağlam, güvenli, kullanışlı, çevresi ile uyumlu yapıların gerçekleştirilmesi amacıyla, uygulama projelerinin hazırlanmasına geçilmeden önce hazırlık çalışmaları sırasında belirlenmiş ihtiyaç programının, işlev şemasının, arsa, alt yapı, iklim, kadastro, imar durumu doğal yapı, çevre düzeni, işveren/iş sahibi istekleri vb verilerin ve mimarın aldığı kararların kesinleşmiş olması gerekir. Avan proje çalışmaları, aynı zamanda mimar ile işveren/iş sahibi arasında tasarıma yönelik mutabakatların sağlandığı, onaylanması durumunda mimarın telif hakkını kazandığı iş aşmasıdır.

 

30 Ekim 2007

Yapılan bütün toplantılar da gerek kurul üyelerinin büyük bir çoğunluğu tarafından da ciddi eleştirilere maruz kalan Beyoğlu Kentsel Sit Alanındaki ikinci kültür tarih katliamını başlatma tehdidi taşıyan “avan” projeler TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 30.11.2007 tarihindeki İclal Sema Dinçer’in karşı oyu ile oy çokluğu ile onaylamıştır. Kararın onaylanma safhasındaki görüşmeler başlamadan odamız gözlemcisi Mücella Yapıcı ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi gözlemcisi Ali Rıza Nurhan toplantı mekânını dışına davet edilmiştir.

 

Not: Gap İnşaat tarafından büyük bir katılımcılıkla hazırlandığı bildirilen ve bütün kurul üyelerine verilen projelere dair analitik raporları ve “proje imajlarını” (şirketin kendi tanımıdır) kapsayan dosya gerekli incelemelerin yapılması, görüş ve önerilerimizin yazılı bir rapor olarak sunulabilmesine olanak sağlamak üzere gerek projelerin incelenmesi sürecinde gerekse onaydan sonra kerelerce istenmesine rağmen meslek odası gözlemcisine verilmemiştir.

 

 30 Aralık 2007

İlgili karar ve eki dosya ilgili kuruldan talep edilmiş olup yanıt beklenmektedir. Konu ile ilgili resmi yanıt alındıktan sonra gerek kamuoyu gerekse meslek alanımız nezdinde gerekli her türlü işlem yapılacaktır.

 

Ek-1

Selim Efe Erdem

İstanbul - Kentsel sit alanı olan Beyoğlu’ndaki yüzlerce tarihi bina, önümüzdeki yıl başlayacak bir projeyle adeta yeni baştan inşa edilecek. Arsa payları küçük tarihi evler, dış cepheleri aynen korunarak beşer-10’arlı gruplar halinde birleştirilip tek bir blok halinde yeniden yapılacak.

 

Azınlıklarca terk edilen ve sahipsiz kalan binalar kayyum tayin edilerek kamulaştırılırken, bürokratik engeller bölgeye özel atanacak koruma kuruluyla aşılacak. Tüm imar harçlarından muaf tutulan bölgesel yenilenmede inşaat maliyetlerinin yüzde 35 azalması nedeniyle çok sayıda işadamının projeye aday olduğunu belirten Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a göre Tarlabaşı, İstiklal Caddesin’den de kıymetli, İstanbul’un Champs Elysees’i olacak.

 

İstiklal Caddesi’ne rakip

 

Dört ay önce yürürlüğe giren 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Yasa’nın ilk uygulamasıyla Tarlabaşı, topluca elden geçirilecek. İstiklal Caddesi büyük dönüşüme uğradığı halde Tarlabaşı’nın çöküntü alanı olarak kalmasını, evlerin ekonomik değeri olmamasına ve çevre faktörlerine bağlayan Demircan, bu sorunları ortadan kaldırınca bölge halkının ve işadamlarının projeye gönüllü olduğunu söyledi. Demircan, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:

 

Başkan: Parçalanmaya son

 

“Bu yasayla, Tarlabaşı’nda, ada bazında, tek tek bina veya parsel değil, tüm bölgeyi ele alma imkânımız doğuyor. Ada bazında Tarlabaşı’nı tek parça bina haline getirmek gibi bir düşüncemiz var. Küçük küçük, yan yana bir sürü bina olmaktansa, 50 metrekarelik iki-üç katlı beş-10 bina yerine, tek bir büyük bina olacak. Ama dış cepheleri bugünkü tarihi özelliklerini koruyacak.


Binalar, içten tevdi edilmiş, dıştan bakıldığında ise orijinal haliyle yenilenmiş olacak. Üstten bakıldığında bölünmüş, parça parça değil, tek parça bir bina olacak. Yıkılsa da, ön cephesi aynen yapılacak.

 

‘Maliyetler yüzde 35 azaldı’

 

Bina maliklerine diyoruz ki, bundan kaçış yok. Bekleme süresi yok. Anıtlar Kurulu’na gidip yıllarca beklemeyeceğiz, sadece bu işe bakacak olan özel bir koruma kurulu, önünde ne varsa tıkır tıkır çizdirip işi bitirecek birkaç ayda. Önüne konanı reddeden bir anıtlar kurulu olmayacak. İnşaat faaliyetleri için her türlü vergi ve harç ortadan kaldırıldı. Bu, inşaat maliyetini yüzde 35 azaltıyor. ‘Komşum katılmazsa’ korkusu kalktı, yüzde 80’in ‘Evet’ dediği yerde, yüzde 20 ‘Hayır’ diyemeyecek. Birisi oyunbozanlık ederse, kanunun hükümleri işleyecek, orası hızla kamulaştırılacak.

 

Nihai fonksiyonun ne yapılacağı sorulursa, her ada için ayrı. Adalarda iki yol var, ya alışveriş merkezleri ve otel gibi ticarethane ya da konut olur. Oradaki vatandaş, ‘Ben yerimi yapıp burada yaşamaya devam etmek istiyorum’ veya ‘Buradaki malımın dükkân olarak kalmasını istiyorum, ya da ‘Buradaki malımı satar kurtulurum’ diyebilir. Veya bütün malikler diyecek ki, ‘Bizim paramız var ve oturup bir müteahhit firmayla anlaşıp biz yaptıralım.’ Bir kısmının taşınmasına ya da burada oturmasına maliklerin kendileri karar verecek. Finansman sorunu aşılmış durumda. ‘Gel, kat karşılığı yapayım’ veya ‘Binanı bana sat’ diyenler var. Çünkü ortada çok güzel bir proje var ve rantı yükseliyor.

 

İnşaatta geçici olarak iş ve iskân olmayacak. Binanın sahibi yoksa, kayyum tayin edip kamulaştıracağız. Tarlabaşı bundan sonra İstiklal Caddesi’nden daha kıymetli olacak. Proje tamamlandığında Tarlabaşı, İstiklal Caddesi’den daha kıymetli bir yer, İstanbul’un Champs Elysees’i olacak.”

 

Radikal, 10.11.2005