6.14. “Neslişah ve Hatice Sultan Mahallesi (Sulukule) Yenileme Alanı
22 Nisan 2006
1985 yılında Dünya Mirası Listesi’ne alınmış olan kara surları koruma bandını içeren, Osmanlı döneminde Edirnekapı ve Sulukule olarak adlandırılan ve 1054 yıllarından beri yaşayanlarının kültürel özelliklerini koruduğu ve bu anlamı ile toplumsal zenginliğimizin uluslararası düzlemde de sesini duyuran bölge, İstanbul I numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.7.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile “kentsel ve tarihi sit alanı” ilan edilen tarihi yarımada sınırları içinde yer almaktadır.
I numaralı KTVKK tarafından 26.01.2005 tarih ve 399 sayılı kararı ile uygun bulunan 1:5000 ölçekli Tarihi Yarımada (Eminönü-Fatih) Koruma Amaçlı İmar Planı ve aynı tarihte 402 sayılı karar ile uygun bulunan 1/1000 ölçekli Fatih Koruma Amaçlı İmar Planı hükümlerinin geçerli olduğu, doğal, tarihi, kültürel ve arkeolojik mirasımız açısından son derece önemli konumda olan bu bölge 5366 sayılı yasa kapsamında 22.4.2006 gün ve 26147 sayılı ve 13.10.2006 gün ve 26318 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla “Neslişah ve Hatice Sultan Mahallesi (Sulukule) Yenileme Alanı” olarak ilan edilmiştir.
6 Temmuz 2006
Bu kararların ardından İçişleri Bakanlığı’nın 4.9.2006 tarihli ve 46186 sayılı yazısı üzerine Bakanlar Kurulu tarafından yenileme alanı olarak belirlenmiş Fatih İlçesindeki 163 yapı adası ve 29 mahalleden 27 adet yapı adası ve altı mahalle için, yenileme çalışmaları kapsamında Fatih Belediyesi tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesine göre acele kamulaştırılma kararı verilmiştir. Anılan karar 6.7.2006 tarih ve 26220 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır.
30 Ocak 2007
Şube yönetim kurulunun 30 Ocak 2007 tarihli 38. toplantısında; Sulu kule’de acele kamulaştırmaya ilişkin olarak alınan ve 13.12.2006 günlü 26375 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararının, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun acil kamulaştırma hükmünün özüne aykırı olması yanında kamulaştırmanın doğuracağı sosyal sonuçların dikkate alınmamış olması nedeniyle oda olarak Sulukule Romanlarının açacağı dava sürecine destek verilmesine ve müdahil olunmasına ve dava açılmasına karar verildi.
2 Şubat 2007
Sulukule yaşayanları ve ilgili sivil toplum kuruluşları ile odamızda bir toplantı yapıldı.
12 Şubat 2007
Yapılan çalışmalar sonucunda yaşayanlar adına acele kamulaştırma kararına dava açıldı.
Danıştay Başkanlığı’na
Gönderilmek Üzere
İstanbul İdare Mahkemesi Başkanlığı’na
Yürütmenin durdurulması taleplidir.
DAVACI: 1- Sulukule Roman Kültürü Geliştirme ve Yaşatma Derneği’ni
Temsilen Şükrü Pündük - Neslişah Mah. Kaleboyu Cad.
Kuruçınar Sok. No:7 Fatih
2- Ayşe Gülşen Gökırmak - Sarmaşık Sok. No: 30 Daire: 7
Karagümrük/Fatih
3-Zekiye Güveyler - Edirnekapı Kaleboyu Cad. Zuhuri Sok.No:5 Fatih
4- Mehmet Asım Hallaç - Edirnekapı Küçükçeşme Sok. No: 23
Fatih
5- Gülsüm Bitirmiş - Karagümrük Sarmaşık Cad. Neslişah Mah.
No: 48 Fatih
6- Hasan Yüceturanlı Edirnekapı Kaleboyu Cad. No: 71
Fatih
VEKİLİ: Av. İlyas Bulcay
DAVALI: 1- Başbakanlık/Ankara
2- İçişleri Bakanlığı/Ankara
3- Fatih Belediye Başkanlığı/Fatih- İstanbul
KONUSU: Acele kamulaştırılmaya ilişkin olarak alınan ve 13.12.2006 tarih ve 26375 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 19.10.2006 tarih ve 2006/11296 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ve ekli listesinin (EK-1), bu kararın dayanağı olarak Fatih Belediye Başkanlığınca alınmış kamu yararı ve kamulaştırma kararı varsa bu kararın ve 5366 Sayılı Kanuna dayalı olarak 14.12.2005 tarih ve 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin (EK-2), acele kamulaştırma yapılabileceğine ilişkin 24. maddesinin son fıkrasının hukuka ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline ve öncelikle yürütmelerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
İLAN TARİHİ: 13.12.2006
A Ç I K L A M A L A R
I- OLAYLAR:
1- Müvekkillerim dava konusu Bakanlar Kurulu kararının eki listede bulunan taşınmaz listesinde gayrimenkul sahibidirler. Müvekkillerimden Sulukule Roman Kültürü Geliştirme ve Yaşatma Derneği ise gerek müvekkillerimin, gerekse dava konusu alanda yaşayan Romanların haklarını korumak maksadıyla kurulmuş bir tüzel kişiliktir.
2- Söz konusu taşınmazlar, 20.05.2005 tasdik tarihli ve 1/5000 onanlı Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı ile 27.05.2005 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Eminönü ve Fatih Koruma İmar Planının kapsamında kalmakta olup meri plan kararlarına göre iskâna yönelik kullanış işlevleri bulunan ve herhangi bir yenileme ya da kamusal kullanışa ilişkin plan kararı getirilmeyen bölgede bulunmaktadırlar.
3- Fatih İlçesinde bulunan birçok yapı adasıyla birlikte davacılara ait parsellerin de içinde bulunduğu Hatice Sultan ve Neslişah Mahalleleri dahil olmak üzere 6 mahalle İstanbul ili kent merkezinde yer alan bazı alanların yenileme alanı olarak kabul edilmesine ilişkin karar üzerine İçişleri Bakanlığının 10.03.2006 tarihli ve 57465 sayılı yazısı üzerine 5366 sayılı kanunun 2. maddesine göre, 2006/10299 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile “yenileme alanı” olarak belirlenmiş ve bu karar 22.04.2006 gün ve 26147 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Ayrıca İçişleri bakanlığının 06.09.2006 tarihli ve 58807 sayılı yazısı üzerine Fatih ilçesine bağlı 163 yapı adası ve toplam 29 mahalle yenileme alanına dahil edilmiştir.
4- Bu kararların ardından İçişleri Bakanlığı’nın 04.09.2006 tarihli ve 46186 sayılı yazısı üzerine Bakanlar Kurulu tarafından, yenileme alanı olarak belirlenmiş Fatih İlçesindeki 163 yapı adası ve 29 mahalleden sadece davacılara ait parsellerinde içinde bulunduğu 27 adet yapı adası ve altı mahalle, yenileme çalışmaları kapsamında Fatih Belediyesi tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesine göre acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Anılan karar 06.07.2006 tarih ve 26220 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
5- Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla acele kamulaştırma kararını öğrenen müvekkillerim, Fatih Belediyesi’ne yaptığı müracaatlarla söz konusu kararın dayanağı olan yenileme alanına ilişkin olarak meri plan ve mevzuata uygun olarak hazırlanarak onanmış projelere ve Belediyece alınmış kamu yararı ve kamulaştırma kararı bulunup bulunmadığına ulaşmaya çalışmış, ancak şifahi olarak böyle bir onanlı proje ve karar olmadığını öğrenmiştir.
Bunun üzerine, hukuksal ve yasal dayanaktan yoksun acele kamulaştırma kararının, bu kararın dayanağı olarak Fatih Belediye Başkanlığı’nca alınmış kamu yararı ve kamulaştırma kararının varlığı halinde bu kararın ve 14.12.2005 gün ve 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesinin son fıkrasında yer alan “Olağan kamulaştırma sürecinin projenin uygulanmasında gecikmeye neden olacağının anlaşılması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27nci maddesi hükümlerine göre acele kamulaştırma yoluna gidilebilir.” düzenlemesinin ve ilgili yönetmeliğin 24. maddesinin (EK/2- Yönetmelik), hukuka ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptali ve yürütmelerinin durdurulması için Yüksek Mahkemenizde bu davanın açılması zorunlu olmuştur.
II- İPTAL NEDENLERİ:
1- Davacılara ait taşınmazlarında içinde bulunduğu alan, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca yenileme alanı olarak belirlenmiştir. 05.07.2005 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren söz konusu Yasa’nın amaca ilişkin 1. maddesi “…yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabii afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır” hükmünü içermektedir.
Buna göre, bir bölgenin yenileme alanı olarak belirlenmesindeki temel amaç; yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş sit alanı ya da bu alanların koruma bölgesi içinde yer alan bölgelerdeki yıpranmış tarihi ve kültürel varlıklarımızın belli bir plan ve proje kapsamında yenilenmesi, korunması, yaşatılması ve bu yolla kullanılabilir alanlar haline dönüştürülmesidir.
Özellikle davacıların yaşamakta mahalleleri kapsayan ve Osmanlı döneminde Edirnekapı ve Sulukule olarak adlandırılan bölge 1054 yıllarından beri yaşayanlarının kültürel ve yaşamsal özelliklerini yaşatarak koruduğu ve bu anlamı ile toplumsal zenginliğimizin uluslararası düzlemde sesini duyuran ve uluslararası camianın ilgisini çekmiş kültürel bir mirasımızdır.
Açıktır ki ilgili kanun, “tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır” derken tarihi ve kültürel varlıklar içeren alanlarda yüzyıllardır yaşayan ve anayasamız dahil olmak üzere uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan barınma ve konut hakkına el konulmasını ve yaşayanların yaşadıklara yere ilişkin kararlara öncelikli ve sahici katılım hakkının ortadan kaldırılmasını kastetmemektedir.
Acele kamulaştırılmasına karar verilen davacılara ait taşınmazlar hakkında alınan ve meri koruma planlarında da öngörülmeyen ve herhangi bir kamusal kullanışa dair proje ve karara da dayanmayan yenileme ve kamulaştırma kararının, bu parsele ilişkin kısmının amaç bakımından hukuka ve kamu yararına uygun olduğundan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle, yenileme alanı kararına dayalı olarak alınan acele kamulaştırma kararının öncelikle bu nedenle hukuka ve yasaya aykırılığı açıktır.
2- Ayrıca ülkemizce de kabul edilmiş uluslararası sözleşmeler olan Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu ve Avrupa Kentsel Şartı, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar (CESCR) Sözleşmesi, UNESCO ICOMOS Dünya Mirası Komitesinin 30. dönem Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Vilnius toplantısı Türkiye Kararları’na da aykırı olarak tarihi kimliğinden, kültüründen ve oluşmuş tüm değerleriyle bir bütün olan yapısından soyutlanarak basit bir yenileme mantığıyla yok edilmek istenmesi nedeniyle de iptali gerektiği açıktır.
3- 5366 sayılı Yasa’nın 2. maddesinin 4. fıkrası, yenileme projelerinin ilçe belediyelerince hazırlandıktan sonra belediye meclisinde kabulünün ardından Büyükşehir Belediye başkanınca onaylanarak yürürlüğe gireceği ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca karara bağlandıktan ve bu alanlardaki taşınmazların yenileme projesi hükümlerine tabi olacakları düzenlendikten sonra, kamulaştırma ve uygulamanın bu süreçten geçen projeye göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda; Yenileme uygulama projelerine esas teşkil edecek, Kanunun 2inci maddesi uyarınca kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca karara bağlanan, mimari avan proje ile statik, tesisat, elektrik, ulaşım ve alt yapı ön raporlarını, yenileme alanı içerisinde bulunan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların, Kanunun 3üncü maddesi uyarınca kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca karara bağlanan, rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri ile onarılacak veya yeniden inşa edilecek yapıların, imar mevzuatında öngörülen kentsel tasarım, çevre düzenleme, mimari, statik, mekanik-elektrik tesisat ve altyapı uygulama projelerini, yenileme alanı içerisinde belirlenecek alt alanları, yenileme alanı içindeki etap alanlarında yapılacak projelendirme ve uygulamaların öncelik sıralaması ve zamanlamasının belirlendiği programı, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların ve yakın çevresinin mevcut durumlarının belgelenmesi için hazırlanan farklı ölçeklerdeki projeler ile açıklama raporunu, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların ve yakın çevresinin analizi, benzer yapılarla karşılaştırılması, özgün veya belli bir döneme ilişkin belgeleri ve çizimleri içeren öneri projesini, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların onarımı, özgün işlevi ve yeni kullanımı için getirilen müdahale biçimlerinin rapor ve projesini ve yetkili idarelerce kurulan yenileme alanları ile ilgili iş ve işlemleri yürütecek yetkili ve sorumlu birimin kurulmasını ön görülmektedir. Ve bütün bu hazırlık, projelendirme ve örgütlenme süreçlerinde, katılım ve kamuoyunun bilgilendirilmesi, üniversite, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları ve muhtarlarla işbirliği yapılması ve projeler hakkında basın ve yayın araçlarıyla toplumun bilgilendirilmesi esas alınmıştır.
Ancak dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasından sonra davalı Fatih Belediye Başkanlığı’ndan yenileme projesi hakkında bilgi almak isteyen davacı, şifahi olarak henüz böyle bir projenin usulüne uygun bir şekilde onaylanmadığı ve ilgili yönetmelikte öngörülen uygulama biriminin dahi henüz kurulmadığı yanıtını almıştır. Bu nedenle, henüz yasanın öngördüğü şekle uygun olarak hazırlanıp onaylanmayan bir yenileme projesi ve örgütlenme yokken alınan acele kamulaştırma kararı, bu yönüyle de hukuka ve yasaya aykırıdır.
4- 5366 sayılı yasanın “Uygulama” başlıklı 3. maddesinin 3. fıkrası “Yenileme alanı içinde yapı parsellerindeki uygulamalarda kendi parseli ve yapısı aynen korunarak yenilenecek yapılar, projenin bütünlüğünü bozmamak şartıyla belediyece kabul edilen projeye bağlı kalmak ve il özel idaresi ve belediyenin belirleyeceği amaçta kullanılmak kaydıyla parsel sahibince yapılabilir” hükmünü, 4. maddesinin 2. fıkrası ise “Yenileme alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Anlaşma sağlanamayan hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ilgili il özel idaresi ve belediye tarafından kamulaştırılabilir” hükmünü içermektedir. Anılan maddeler ve söz konusu yasa bir bütün olarak incelendiğinde, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş tarih ve kültür varlıklarımızın yenilenmesi, korunması ve yaşatılmasının hedef alındığı, bu çalışmanın varsa onanlı bir proje kapsamında ve bütünlük arz eden biçimde yapılmasının öngörüldüğü, anlaşılmaktadır. Bu bütünsel değerlendirmeden yola çıkıldığında, yenileme alanlarında parsel bazındaki uygulamaların parsel maliklerince onanlı ve üzerinde toplumsal mutabakat sağlanan ve maliyet ve fizibilite raporları hazırlanmış bir projeye bağlı kalmak koşuluyla kendi imkânları ile de yapılabileceği, bu nedenle de kamulaştırmadan önce anlaşma yolunun öncelikle kullanılması gerektiği esas alınmıştır. Esasen ve özellikle; kültürel ve tarihi açıdan özellik arz eden yerleşme alanların içinde yaşayanlar ile birlikte geliştirilip korunması konusunda uluslararası ilke ve sözleşmelerin varlığı inkâr edilemez bir gerçektir. Ekonomik ve sosyal açıdan güçsüz grupların korunması ve onlara bu konuda yardım öngören Tarihi ve Kültürel Mirasın korunması konusunda kullanılacak hibe ve fonlar da bulunmaktadır. Bu konuda her hangi araştırmaya ve teknik çalışmaya dayanmayan maliyetler karşısında insanları “acele kamulaştırma” kavramı ile korkutarak katlanmayacakları maliyetler karşısında mülkiyet ve yüzyıllardır yaşadıkları semtlerini terk etmek durumunda bırakmak en azından kamulaştırma ve kamu yararı kavramının toplum vicdanında yara almasına neden olacak ve farklı gelir grupları arasında eşitsiz bir uygulamaya yol verecektir ki sadece bu açıdan dahi alınan acele kamulaştırma kararı kamu yararına açıkça aykırıdır.
Davacıların parsellerinin de içinde bulunduğu yapı adalarının kamulaştırılmasının, hangi gerekçelerle aceleliğine karar verildiği dava konusu Bakanlar Kurulu kararından anlaşılamamaktadır. Henüz bir yenileme projesi hazırlanmadan ve bu proje kapsamında parsel malikleriyle anlaşma yoluna dahi gidilmeden, 5366 sayılı yasada kamulaştırma en son aşamada başvurulacak yol olarak öngörülmüşken, ilk iş olarak söz konusu yapı adasının acele kamulaştırılmasına karar verilmesi, yasaya, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır. Dava konusu acele kamulaştırma kararına ilişkin Bakanlar Kurulu kararından önce Fatih Belediye Başkanlığı’nca alınmış bir kamu yararı ve kamulaştırma kararı olup olmadığı da öğrenilememiştir. Bu nedenle, böyle bir kararın varlığı halinde, Bakanlar Kurulu kararı ile birlikte bu kararın da davacının parseline ilişkin kısmının iptalini istemek zorunlu olmuştur.
5- 5366 sayılı yasada yenileme alanlarına ilişkin olarak kamulaştırma yolunun öngörüldüğü, ancak yukarıda sunduğumuz yasa maddelerinden de anlaşıldığı üzere, söz konusu yıpranan tarih ve kültür varlıklarının yenilenmesinin tek ve öncelikli yolunun kamulaştırma olmadığı, hatta kamulaştırmanın, yenileme projeleri onaylanıp yürürlüğe girdikten sonra ve parsel malikleriyle anlaşma sağlanamaması halinde başvurulacak bir yol olduğu görülmektedir. Buna karşın, 5366 sayılı yasaya dayalı olarak İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanan Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 24. maddesinin 4. ve son fıkrası; “Olağan kamulaştırma sürecinin projenin uygulanmasında gecikmeye neden olacağının anlaşılması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27nci maddesi hükümlerine göre acele kamulaştırma yoluna gidilebilir” hükmünü içermektedir. Yönetmelikte yer alan bu düzenleme, 5366 sayılı yasada yer almadığı gibi, yasanın lafzına ve amacına uygun bir düzenleme de değildir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde; yurt savunması ihtiyacına, aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere acele kamulaştırma yapılabileceği öngörülmektedir. 5366 sayılı Yasa’nın uygulamasını düzenleyen dava konusu yönetmeliğin 24. maddesinin 4. fıkrası hükmü, dayandığı yasada yer almayan “acele kamulaştırma” yolunu öngören bir düzenleme içermektedir. Acele kamulaştırma kararı Bakanlar Kurulunun keyfi olarak alabileceği bir karar değildir. Mülkiyet ilişkisine dair sonuçları olan bu kararın gerekçeli olarak alınması ve gerekçesinin Anayasa ve yasalara uygun bulunması olmazsa olmaz koşuldur. Acele kamulaştırmaya ilişkin bu düzenlemenin, hem dayandığı 5366 sayılı yasaya aykırı olması ve hem de 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası’nda özellikle olağanüstü haller için öngörülmüş yöntemle bağdaşmaması nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiği kanısıyla dava konusu edilmesi zorunlu olmuştur.
6- Dava konusu işlemler nedeniyle, davacıların taşınmazına ilişkin mülkiyet ve tasarruf hakkının kısıtlanacağı gözetilerek, telafisi güç zararların önlenmesi bakımından öncelikle ve ivedilikle yürütmelerinin durdurulmasına karar verilmesini istemek zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKSAL NEDENLER: 2577 S.K., 2575 S.K., 5366 S.K., 2942 S.K. Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu ve Avrupa Kentsel Şartı, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar (CESCR) Sözleşmesi, UNESCO ICOMOS Dünya Mirası Komitesinin 30. dönem Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Vilnius toplantısı Türkiye Kararları ve ilgili tüm mevzuat.
DELİLLER: 13.12.2006 tarih ve 26375 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 19.10.2006 tarih ve 2006/11296 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ve ekli listesi (EK-1), 14.12.2005 tarih ve 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği (EK-2), 3.4.2006 tarih ve 2006/10299 tarihli Bakanlar Kurulu kararı (EK-3), 13. Ekim 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 13.09.2006 gün ve 2006/10961 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve ekleri (EK-4), Tapu Fotokopileri, davalı idarelerden işlem dosyalarının celbi, gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ve diğer tüm yasal deliller.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda kısaca sunulan nedenlerle;
1-13.12.2006 tarih ve 26375 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 19.10.2006 tarih ve 2006/11296 tarihli bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ve ekli listesinin,
2-Dava konusu Bakanlar Kurulu kararından önce Fatih Belediye Başkanlığı’nca alınmış kamu yararı ve kamulaştırma kararının varlığı halinde bu kararın ve
3-İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanarak 14.12.2005 tarih ve 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin ve 24. maddesinin 4. fıkrasının
Hukuka, Anayasaya, Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu Ve Avrupa Kentsel Şartı,
Dünya Kültürel Ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar (CESCR) Sözleşmesi, UNESCO ICOMOS Dünya Mirası Komitesinin 30. dönem Dünya Kültürel Ve Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Vilnius toplantısı Türkiye Kararları’na yasalara ve kamu yararına açıkça aykırı olmaları nedeniyle iptallerine ve telafisi güç zararların önlenmesi bakımından öncelikle ve ivedilikle yürütmelerinin durdurulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı idarelere yüklenmesini vekil olarak saygılarımla arz ve talep ederim.12.02.2007
Davacılar vekili
Av. İlyas BULCAY
EKLERİ:
1- 13.12.2006 tarih ve 26375 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 19.10.2006 tarih ve 2006/11296 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ve ekli listesi (EK-1)
2- 14.12.2005 tarih ve 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği (EK-2)
18 Eylül 2007
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükken Şubesinin 18 Eylül 2007 tarihli 58. toplantısında Kültür ve Tabiat Varlıkları Yenileme Kurulu’na odamız gözlemcisi olarak Fikret Oğuz, Mücella Yapıcı, Deniz İncedayı ve Sultan Pınar’ın katılımının sağlanmasına karar verildi.
25 Ekim 2007
Yönetim kurulu kararı ve ilgili yasalar gereği yenileme kurullarına gözlemci olarak katılım talebimiz ilgili kurul idaresi tarafından oldukça geciktirilmiş bir biçimde yerine getirilmiş ve “Neslişah ve Hatice Sultan Mahallesi (Sulukule) Yenileme Alanı” tamamlanmış avan projelerinin UNESCO ICOMOS Türkiye Kesimi Başkanı Prof. Dr.Nur Akın ve İstanbul Vali Yardımcısına tanıtıldığı toplantı için tarafımıza katılım çağrısı çıkarılmıştır. İlgili toplantıya odamız gözlemcisi olarak, Mücella Yapıcı katılmıştır.
Gerek odamız gözlemcisin, gerek kurul üyelerinin (özellikle) Doç. Dr. İclal Dinçer’in, gerekse UNESCO ICOMOS Türkiye Kesimi Başkanı Prof. Dr. Nur Akın’ın yaptığı esasa dair ikaz ve uyarıların dikkate alınmamış,tüm bu uyarılar Fatih Belediyesi temsilcileri tarafından “avan proje onayından sonra yapılacak uygulama projelerinde düzeltilecektir” şeklinde geçiştirilmiştir.
Oysa 1985 yılından itibaren Dünya Mirası Listesine alınan tarihi yarımadanın listeden çıkarılma riski bulunan ve uluslararası sözleşmeler olan Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu ve Avrupa Kentsel Şartı, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar (CESCR) Sözleşmesi, UNESCO ICOMOS Dünya Mirası Komitesinin 30. dönem Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Vilnius toplantısı Türkiye Kararları’na da aykırı olarak tarihi kimliğinden, kültüründen ve oluşmuş tüm değerleriyle bir bütün olan yapısından soyutlayarak basit bir yenileme mantığıyla yok eden ilgili “avan proje”nin temel problemlerinden belki de birincisi dünya kültür mirası listesinden çıkarılma tehdidini önlemek adına uluslararası öneri acil önlemler nedeni ile yapılan koruma planlarını yok varsaymasıdır.
Ayrıca bölge hakkında alınan hiçbir kurul kararlarına uymayan; bu sosyal dışlama ve kentsel ranta el koyma projesinin değerlendirildiği toplantılarda, proje sahibi Fatih Belediyesi yetkilileri yenileme kurulunun kararlarını ısrarlı bir şekilde yönlendirmiş ve kendi projelerinin kararlarında oy kullanmaları da 2863 ayılı yasanın amir hükmü olan Kurul Kararlarının tarafsızlığını tartışılır kılmıştır.
2 Kasım 2007
Gerek kurul çalışmaları sırasında gerekse kamuoyunda yapılan tüm tartışmalara rağmen Fatih Belediye Başkanlığı Etüt Proje Müdürlüğü’nün 3.9.2007 gün ve 1508 sayılı yazısı eki “Yenileme Avan Projesi”, gerek ilgili tüm yasa, yönetmelik ve mevzuat hükümleri gerekse mimari avan proje ve uygulama projesi teknik ve içerik ilişkileri açısından son derece tartışılır bir biçimde onaylanmıştır.
TC Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Toplantı Tarihi ve No: 02.11.2007-27 Toplantı Yeri
Karar Tarihi ve No: 02.11.2007-20 İSTANBUL
KARAR
İstanbul İli, Fatih İlçesi, 2484 (bir kısmı) ada, 2489 ada, 2490 ada, 2492 ada, 2493 ada, 2494 ada, 2495 ada, 2497 ada, 2498 ada, 2499 ada, 2525 ada, 2524 adaları kapsayan, İstanbul 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 12.07.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen Kentsel ve Tarihi sit alanı içerisinde kalan, 22.04.2006 gün ve 26147 sayılı resmi gazete ve 13.10.2006 gün ve 26318 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararlarıyla ilan edilen Neslişah ve Hatice Sultan Mahallesi (Sulukule) Yenileme alanına ilişkin hazırlanan, Yenileme Avan Projesinin onaylanması istemini içeren Fatih Belediye Başkanlığı Etüd Proje Müdürlüğü’nün 03.09.2007 gün ve 1508 sayılı yazısı ve 01.11.2007 gün ve 14 sayılı uzman raporu okundu, dosyası, ekleri ve Yenileme Avan Projesi 5366 sayılı yasa ile ilgili yasa, yönetmelik ve mevzuat hükümleri kapsamında incelendi, yapılan yerinde inceleme ve görüşmeler sonucunda;
İstanbul İli Fatih İlçesi, 2484 (bir kısmı), 2489 ada, 2490 ada, 2492 ada, 2493 ada, 2494 ada, 2495 ada, 2497 ada, 2498 ada, 2499 ada, 2525 ada, 2524 adaları kapsayan Neslişah ve Hatice Sultan Mahallesi (Sulukule)Yenileme Alanına ilişkin hazırlanan Yenileme Avan Projesinde Tescilli Kültür Varlığı yapılarının korunduğu, gerekli yeşil alan ve sosyal donatı alanlarına yer verildiği, özgün ada morfolojisi ve sokak rejiminin yeterli düzeyde korunduğu anlaşıldığından sunulan Yenileme Avan Projesinin uygun olduğuna, Uygulama Projesinin ilgili Belediye tarafından hazırlanarak veya hazırlatılarak Kurulumuza iletilmesine, Proje aşamasında Fatih Belediyesinin etkin katılımının mutlaka sağlanmasına, tüm aşamalarda Kentsel Koruma ve Restorasyon uzmanlarının projede yer alması gerektiğine, yeni yapıların, Taşınmaz Kültür Varlıkları ve Tarihi çevreyle olan ilişki ve uyumuna ilişkin düzenlemelerin uygulama projesi aşamasında özellikle göz önünde tutulmasına, Tescilli Kültür Varlığı yapıların rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin uygulama projeleriyle birlikte hazırlanmasının zorunlu olduğuna, Yenileme Alanı dışında kalan 2599 adanın proje dışı bırakılmasına, karar verildi.
(İmzalar)
29 Kasım 2007
Fatih Belediye Başkanlığından gelen yazı ile bölge halkıyla koordinasyonu sağlamak, bölgenin sosyoekonomik ve kültürel yapısı ile ilgili çalışmalar yapmak, uygulama projesinin oluşumuna bu doğrultuda katkı sağlamak amacıyla odanızca görevlendirilecek temsilcinin ve diğer odalar, vakıflar, sivil toplum kuruluşları ve bölgeden seçilen temsilcilerle ortak çalışma yapılacağından bahisle yapılacak çalışmalara odamızdan bir temsilcinin katılması talep edilmiştir. Bütün bu çalışmaların avan proje hazırlık aşamasının yapılmış olması gerektiğini ancak Hatice Sultan ve Neslişah Mahalleleri yenileme projesi kurul kararı ve onaylanmış olan avan projenin kopyasının gönderilmesi halinde gerekli ön çalışmanın yapılarak ilgi talebin yerine getirileceği bildirilmiş ve Fatih Belediyesi ve Yenileme Kurulundan Hatice Sultan ve Neslişah Mahalleleri yenileme projesi kurul kararı ve onaylanmış olan avan projenin kopyasının gönderilmesi istenmiştir. Yönetim kurulunun 27 Kasım 2007 tarih ve 2 sayılı kararı ile de bu konuda Mücella Yapıcı görevlendirilmiştir.
10 Aralık 2007
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 2.11.2007 tarih 20 sayılı kararı eki projeler Fatih Belediyesinin 10.12.2007 tarih ve 2007/156 sayılı meclis kararı ile onaylanmıştır.
26 Aralık 2007
İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu yenileme projesi ile ilgili 2.11.2007-27 tarih ve sayılı kararını odamıza iletmiş ancak onaylanan
avan projeler kurul arşivinde tek nüsha olduğu için tarafımıza iletilemeyeceği bildirilmiştir.
Fatih Belediyesinden alınan yanıtta ise: “Bölge halkıyla koordinasyonu sağlamak, bölgenin sosyoekonomik ve kültürel yapısı ile ilgili çalışmalar yapmak, uygulama projesinin oluşumuna bu doğrultuda katkı sağlamak amacıyla odanızca görevlendirilecek temsilcinin ve diğer odalar, vakıflar, sivil toplum kuruluşları ve bölgeden seçilen temsilcilerle ortak çalışma yapılacağından; bu doğrultuda oluşacak olan sivil inisiyatif içerisinde görev alması halinde odanız temsilcisi istemiş olduğunuz bilgi ve belgelere sahip olacaktır” denilmiştir.
Ocak 2007
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 2.11.2007 tarih 20 sayılı kararı ve onaylanan yenileme projeleri ile ilgili çalışmalar ilgili bilim insanları, hukukçular, bölge halkı, sivil toplum kuruluşları ile ilişki olarak sürdürülmektedir.