3.27. İSKİ Yönetmeliğinin İstanbul’un İçme Suyu Kaynaklarını Tehdit Hükümlerinin İptali Talebiyle Açtığımız Dava 6. İdare Mahkemesi’nce Karara Bağlandı

 

06.12.2005 / 25.08.4496   

Dünya çok büyük bir “su sorunu” ile karşı karşıya. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, halen 1 milyar kişi su sıkıntısı çekiyor. Bu sayının 2025 yılında 3,5 milyara, yani dünya nüfusunun yarısına ulaşması bekleniyor. Salgın hastalıkların %80’i kirli sudan bulaşıyor ve her yıl 3,4 milyon kişi suya bağlı hastalıklar yüzünden hayatını kaybediyor. Artan su talebinin yanı sıra kısıtlı su kaynaklarının azalması, tüm dünyada, özellikle de Ortadoğu’da anlaşmazlıklara yol açıyor. Birleşmiş Milletler, uluslararası çevre örgütleri ve bilim insanları, “su konusundaki uluslararası anlaşmazlıkların önümüzdeki yıllarda çatışma noktasına gelebileceği ve 21. yüzyılda petrol yerine suyun savaş nedeni olabileceği” uyarısında bulunuyorlar.

 

Uluslararası kuruluşlarca su kaynakları yönetimi konusunda başarısız bulunan ülkemiz, 2025 yılından sonra “su krizine” girme tehlikesinde olan ülkeler arasında gösteriliyor...

 

Tüm bu ürkütücü gerçeklere ve açıkça görülebilen yakın tehlikeye karşın, tam da 16-23 Mart tarihlerinde Kyoto’da gerçekleşen “Birleşmiş Milletler 3. Dünya Su Forumu” arifesinde, 1995 yılından bu yana 3 kez değiştirilerek içme suyu havzalarını yoğun yapılaşmalara açan İSKİ Yönetmeliği yeniden gündeme gelmiş; amaç maddesi’nde, “İstanbul’un yüzey ve yeraltı sularının çeşitli yollarla kirlenmesini önlemek amacı ile” hazırlandığı ifade edilen yeni bir İSKİ Yönetmeliği, 21 Şubat 2003 tarihinde İstiklal gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

Yeni İSKİ Yönetmeliği’nin ciddi sakıncalar taşıdığını ve havzalarda geri dönülmez tahribatlara neden olacağını düşündüğümüz maddelerinin iptali talebiyle açtığımız dava 6. İdare Mahkemesi’nce karara bağlanmış; bu çerçevede, söz konusu yönetmeliğin aşağıda belirtilen maddeleri iptal edilmiştir.

 

·        İçme suyu havzalarındaki plansız alanlarda, imar mevzuatının plansız alanlarda getirdiği yapılaşma haklarının aşılmasına olanak sağlayan 5. madde (d) bendi.

 

 

 

 

 

 

 

·        Yönetmeliğin 11. maddesinin (e) fıkrası havza içinde depolama tesislerinin yapılmasını yasakladığı halde, Ümraniye-Dudullu bölgesinde yeni depolama tesislerinin yapımına izin veren 21. madde (c) bendi.

 

Bölgenin havza alanı olarak ilanından önce yapılmış yapılar ile 2981 sayılı imar affı kanunu ile yasal statü kazanmış yapılar için, kirletici etkileri olup olmadığına dahi bakmaksızın, yönetmelik hükümlerine uygunluk aranmayacağını vurgulayan; diğer yapıların yönetmeliğe uygun hale getirilmeleri için 2 yıl süre tanıyan, böylece kaçak yapılara yeni olanaklar ve kısmi imar afları sağlayan; yapılaşmanın yasak olduğu mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında yönetmeliğe uygunluk “yıkım” demek olduğuna göre, bu alanlardaki yapılar için “yönetmeliğe uygun hale getirilmeleri için 2 yıl süre tanınır, bu süre sonunda yönetmeliğe uygun hale getirilmezlerse yıkılırlar” hükmünün ne anlama geldiğinin anlaşılmaz olduğu Geçici Madde 1’in (a) bendinin ilk paragrafı.