6.1.2. İstanbul Ulaşımı ve Boğaz Geçişleri (3 Haziran 2004)
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen ve Boğaz geçişleri bağlamında İstanbul’un ulaşım ve planlama sorunları ile Marmaray projesinin teknik tanıtımı yapılarak depremsellik sorunlarının irdelendiği panel, büyük bir ilgi eşliğinde, 3 Haziran 2004 günü 10.00-18.00 saatleri arasında İTÜ Taşkışla binası 213 numaralı salonda yapıldı.
Konu ile ilgili akademisyenler ve meslek insanlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile tek tek İstanbulluların da soru ve katkıları ile zenginleştirdikleri panel, aşağıdaki üç oturum ve sunuş başlıkları çerçevesinde gerçekleştirildi.
1. Oturum: Oturum Başkanı: Yıldız Uysal /
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
● Ulaşım Şûra Kararları ve Bugünkü Durum / Prof. Dr. Güngör Evren (İTÜ İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı)
● İstanbul Ulaşımı ve Boğaz Geçişleri / Prof. Dr. Haluk Gerçek (İTÜ İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı)
● İstanbul’da İki Yaka Arasındaki Ulaşım / Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar (YTÜ İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı)
● 3. Boğaz Geçişi ve İstanbul’un Ulaşımı Sorunu Tartışmalarında Halk İnisiyatiflerinin Rolü / İsmail Üstün (Arnavutköy Semt Girişimi)
2. Oturum: Oturum Başkanı: Eyüp Muhcu / TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şb. Başkanı
● Metropoliten İstanbul’da Boğaz Geçişleri ve Planlama / Prof. Dr. Yüksel Dinçer (Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak.)
● İstanbul Metropoliten Alan Formu ve Boğaz Geçişleri / Prof. Dr. Mehmet Ocak (İTÜ Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü)
● Boğaz Geçişlerinde Kapasite Artırımı İçin Yöntemler Prof. Dr. Tülay Kılınçaslan (İTÜ Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü)
3. Oturum: Oturum Başkanı: Cemal Gökçe / TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şb. Başkanı
● Marmaray Projesi / Haluk Özmen, DLH 4. Bölge Müdürü (Marmaray Proje Koordinatörü)
● Marmaray Projesi / Hüseyin Belkaya (Avrasya Konsorsiyum Proje Müdür Yardımcısı)
● Tüp Geçiş Deprem Tasarım Kriterleri / Prof. Dr. Mustafa Erdik (BÜ Kandilli Rasathanesi Deprem Arş. Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü)
● Tüp Tünelde Sıvılaşma Olasılığı / Prof. Dr. Atilla Ansal (BÜ Kandilli Rasathanesi Deprem Arş. Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü)
Söz konusu panel, özellikle dayandırıldıkları kentsel politikalar, ilkeler ve tercihler açısından birbirlerine tamamen zıt iki seçenek durumunda olan 3. köprü ve demiryolu tüp geçiş projelerinin bir arada tartışıldığı bir döneme isabet etmesi nedeniyle kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından oldukça önemli bir işlevi yerine getirdi.
Oturumların sonunda soru ve cevaplara ayrılan bölümler özellikle Marmaray Projesi olarak adlandırılan demiryolu tüp geçiş projesi ile ilgili olarak kamuoyunda tartışılan konular hakkındaki soru ve eleştirileri doğrudan ilgili uzmanlara iletilebilme olanağı sağladı.
Oturumların İstanbul ulaşım planlaması ve 3. Boğaz geçişi ile ilgili olan bölümünde, kentlerin makro formunu biçimlendiren sosyal, ekonomik, kültürel tercihler arasında en önemli belirleyen olan ulaşım sistemi tercihleri açısından araçlara öncelik veren ve ulaştırma problemlerini yol ve köprüler yaparak çözmeye çalışan bir anlayışın ürünü olan 3. Köprü tercihinin, gerek şehrin makro formunun yaşam kaynaklarının bulunduğu TEM otoyolunun kuzeyine doğru gelişmesini hızlandırarak İstanbul’un doğal ve tarihî yapısını geri dönülmeyecek şekilde tahrip edeceği, gerekse yeni ulaşım sorunları yaratarak yeni köprülerin yapımına yol açacağı gerekçeleriyle çözüm seçenekleri arasında yer alamayacağı görüşünün altı bir kez daha çizildi. Bu konuda sivil toplum kuruluşları ve halk inisiyatifi sözcüleri, 3. köprü girişimleri karşısındaki kenti koruma mücadelesine devam etmekte kararlı olduklarını belirttiler.
Prof. Dr. Güngör Evren, kentlerin, ulaştırma sorunlarını ancak toplu taşımayla çözebilecekleri büyük kentlerde toplu taşımanın raylı sisteme dayanması zorunluluğunun bulunduğunu, 1987 yılında gerçekleştirilen 8. Ulaştırma Şûrası’nda, kentsel raylı sistem uygulamasının yaygınlaşacağı öngörülerek kentsel raylı sistemlerle ilgili olarak konunun gelişimine ilişkin olası olumsuzlukların, yasal dayanağı olan ve uzmanlardan oluşan bir danışma kurulu tarafından dile getirildiğini ve bu doğrultuda Ulaştırma Bakanlığı DLH İnşaatı Genel Müdürlüğü tarafından konuyla ilgili hazırlıklar yapıldığını ve uyulması gereken teknik kriterlerin belirlenerek yayımlanmış olduğunu belirtti. Ancak tüm bu çabaların tam olarak istenilen sonucu vermediğine, yapımı tamamlanmış ya da süren kentsel raylı sistemlerin hem hatlar hem de taşıtlar açısından birbiriyle uyumsuz niteliklere sahip bulunduğuna ve bu durumun standardizasyon, otomasyon ve ekonomik olarak dışa bağımlılığı pekiştirmesi açısından ciddi sakıncalar yaratacağına dikkati çekti. Ulaşım planlamasının metropoliten alan planlama kriterleri içindeki ana belirleyen konumuna dikkati çeken ve ulaşım planlamasın kentin ve ülkenin gelişim kararlarını belirleyen ekonomik, sosyal ve politik seçimler doğrultusunda alınan stratejik kararlarla birebir ilgisinin bulunduğuna ve ulaşım sorunlarından büyük bir kısmının herhangi büyük bir yatırıma gerek duyulmadan gelişen teknolojiler kullanılarak mevcut kapasitenin artırılması doğrultusunda alınacak tedbirlerle hafifletilebileceğine dair sunuşların tamamlanmasından sonra, panelin en ilgi çekici bölümü olan Marmaray Projesi’nin sunumu ve depremsellik açısından taşıdığı risklerin irdelendiği üçüncü oturuma geçildi.
Boğaz geçişleri konusunda, yıllardır tekerlekli ulaşım sistemlerinin çözümü yerine raylı sisteme ilişkin bir çözüm olarak ilgili Odalar ve meslek insanları tarafından savunula gelen tüp geçiş projesinin, AB Katılım Ortaklığı Belgesi’nde belirtilen, Avrupa Ulaştırma Ağı ilkeleri AB ile bütünleşme kavramı bağlamında, Türkiye’nin doğu-batı ulaştırma ekseninde ve Avrupa-Ortadoğu/Orta Asya/Uzakdoğu bağlantısında ana halka durumunda bulunan Trakya sınırı İstanbul-Ankara demiryolunun yüksek hızlı bir hatta dönüştürülmesi ve Boğaz geçişinin sağlanmasının kaçınılmaz olduğu savın hayata geçirilmesinin bir versiyonu halinde sunulan Marmaray projesi ile ilgili oturumda, bizzat ilgilileri tarafından gerek ihale ve organizasyon yöntemine, gerekse fizibilite, maliyet ve teknik sorunlara dair oldukça kapsamlı bilgilendirmeler, belki de ilk kez olarak, konunun gerçek muhataplarına sunulmuş oldu.
Bilgilenme anlamında oldukça yararlı geçen oturumdan akıllarda kalan en önemli sorulardan biri, bütün teknik, statik ve sismik değerlendirme ve hesaplama kriterlerinin projeci kuruluşlara, ilgili bilim insanlarınca teslim edildiğinin ancak sonuç olarak elde edilen uygulama projesinin ve uygulamanın bu kriterlere uygunluğunun kim tarafından ve nasıl denetleneceğinin bir muamma olarak ortada kaldığı ve nasıl çözüleceği sorusu idi.
Bu soruların dışında Marmaray Projesi’ni ana güzergâh ve bağlantılarının tarihsel dokuya ve arkeolojik sit alanlarına yapacağı zararların önlenmesi konusunda ise ilgili konsorsiyumun bu konuda son derece hassas olduklarını belirtmeleri dışında herhangi ciddi bir önlemin bulunmadığına dair kuşku da akıllara takılan bir başka soruyu oluşturuyordu.
Başından sonuna kadar oldukça ilginç bildiriler ve tartışmalarla geçen panel, yayın haline dönüştürülerek meslektaşlara sunulmuştur.